Bozkurt NET

[hayridede]

reisim25 demiş ki:

Beyazıd-ı Bistami “yılan derisini nasıl atarsa, ben de öyle sıyrıldım benliğimden, sonra kendime baktım,ben, “O” olmuşum” diyor. Kebir’ de “Sen, Sen diye haykırırken birde ne göreyim,Sen olmuşum, Ben kaybolmuşum aradan, Sen varsın nereye baksam “ diyor. Bunlar Başbuğ velilerden ve ALLAH(CC) dostları. Şimdi soruyorum: Hangi Allah(CC) dostu papa ile, papaz ile dost olmuş? Müslüman olmayanın müslümanlar üzerindeki en temiz emelleri onu dininden döndürmek. Sırp katilleri Kardeşlerimizi niye katlettiler? Allah(CC) bu cemaatin saf insanlarını İnşallah uyandırsın. Amerikada papa dostundan hidayet arayanlar gözlerini Menzil' e çevirsinler de belki gözleri ve kalpleri nur görsün.

Allah razı olsun kardesim..!!Şair ne güzel soylemiş''Mürşid gerektir bildire Hakkı sana Hakkal yakin,mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş..''
Mürşidi papa olanın burnu güzel koku almaz diyelim...!!Bunlar daha ilmel yakin olamamışlar,Hakkal yakin nasıl olacaklarki..selametle..!

[kaan_kahraman]

BEYİN YIKAYAN YOBAZLAR BUNU PARA İÇİN YAPMIYORLAR MI?DÜZENBAZLAR BU ÜLKEYİ GERİYE GÖTÜRMEK İSTEMİYORLAR MI? BOZKURTLAR YUVAYA!!! TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN !

[gazibaba]

‘Zaman’ fenersiz yakalandı



Misyonerliği önemsiz gösterme taktiği milletimizce tepki ile karşılaşınca misyonersever Zaman gazetesi ve Aksiyon Dergisi, bu kez düzmece haberlerle ilginç provokasyonlar tezgahlayarak taban tutmaya çalışıyor

-Uydurma haberler

Zaman gazetesi, Bağımsız Türkiye Partisi’nden (BTP) aday olmuş kişileri karalamayı sürdürüyor. Sözkonusu gazete son olarak BTP’den milletvekili adayı olan Mahmut Kandaz’ı hedef aldı ve kendisine atfen yalan haberler uydurdu. Zaman gazetesi ve Aksiyon dergisinde hakkında çeşitli iddialar ileri sürülen Mahmut Kandaz, bunlara cevap vererek Zaman gazetesini yalanladı.

-Mahkemeye başvuruyor

Zaman ve Aksiyon’u tekzip edeceğini söyleyen Mahmut Kandaz, onlarla “Türk adaleti önünde hesaplaşacağız” dedi. Yeni Mesaj vasıtasıyla kamuoyuna açıklamalarda bulunan Kandaz, Hakan Güven imzasıyla Aksiyon dergisinde çıkan yazıda adı geçen Hotaman apartmanının yanlış olduğunu, kendisinin ‘Kardeşler Birlik Apartmanı’nda oturduğunu dile getirerek, ‘bu durum yazılanların bir masabaşı senaryosundan ibaret olduğunu gösterir” dedi.

Zaman gazetesi, Bağımsız Türkiye Partisi’nden (BTP) aday olmuş kişileri karalamayı sürdürüyor. Zaman gazetesi son olarak BTP’den milletvekili adayı olan Mahmut Kandaz’ı hedef aldı ve kendisine atfen yalan haberler uydurdu.

-Kandaz mahkemeye gidiyor

Zaman gazetesi ve Aksiyon dergisinde hakkında çeşitli iddialar ileri sürülen Mahmut Kandaz, iddialara cevap vererek Zaman gazetesini yalanladı. Zaman ve Aksiyon’u tekzip edeceğini söyleyen Mahmut Kandaz, onlarla “Türk adaleti önünde hesaplaşacağız” dedi.

Gazetemiz aracılığı ile kamuoyuna açıklamalarda bulunan Kandaz, bir apartmanda tüm site sakinlerinin rahatsız olduğu, kim oldukları bilinmeyen kişilere sahip çıkma adına işi ajite etmek isteyen Zaman gazetesinin haberi hakkında şunları söyledi:

“3 Nisan 2005 tarihli Zaman gazetesinde ve Aksiyon dergisinin 28 Mart 2005 tarihli nüshasının 16. sayfasında Hakan Güven tarafından ‘35 bin kilise evi bulduk!’ başlığı atılan yazıda 2 Mart 2005 tarihinde benim oturduğum apartmanda yapılan toplantıdan bahisle; apartmanımızda bulunan kişilerin oturduğu evle ilgili ‘apartmanımızdaki kilise ev kapatılsın’ dediğim, bu toplantıdan önce bu eve girip çıkanları ‘kiliseye mi gidiyorsunuz’ şeklinde taciz ettiğim, yazıyı kaleme alanın benimle görüştüğü, bir takım CD’lerdeki fikirlerden bahsettiğim, öğrencilere Fethullah Gülen’den dolayı tepki gösterdiğim öne sürülmüştür. Kaleme alınan tüm bu yazılar gerçek dışıdır.

Bu kasıtlı ve gerçek dışı yazıları yayınlayanların, her yönüyle benim milli birlik ve bütünlüğümüzün sağlanmasına yönelik çalışmalarımdan rahatsız olan kişilerin şahsıma ve adayı olduğum BTP’ye karşı şahsi ve siyasi amaçlarla hakaret ettiklerini göstermektedir.

Masabaşı senaryosu

Hakan Güven imzasıyla Aksiyon dergisinde çıkan yazıda benim ‘apartmanımızdaki kilise evi kapatılsın’ ifadesini kullandığımı iddia etti. Bir kere yazıda geçen Hotaman apartmanı adresi yanlıştır. Benim adresim, oturduğum apartmanın ismi “Kardeşler Birlik Apartmanı”dır. Bir kere apartmanın isminin bile yanlış telaffuz edilmesi olayın sadece bir masabaşı senaryosundan ibaret olduğunu gösterir.

Halbuki olay böyle olmayıp tamamen farklıdır. Daha önceki apartman yönetim toplantılarında da ifade ettiğim gibi o günkü toplantıda da şahsım, ailem ve içinde yaşadığım apartmann adına endişe duyduğum ve rahatsız olduğum meseleleri yönetici ve apartmandaki diğer kat sakinleriyle paylaştım. Öncelikle apartmandaki 7. kattaki ilgili dairede kaç kişi ikamet ettiği belli bile değildir. Dairede kalanların zaman zaman sayıları 20–30 kişinin üzerine çıkmaktadır.


--------------------------------------------------------------------------------

-Dolaplar dönüyor

Her akşam tertip etmiş oldukları toplantılara gelen kişilerin hiçbirini tanımıyoruz. Daha önce apartmanda yaptığımız yönetim toplantılarında 7. kattaki ilgili dairede kalan öğrencilerin kaç kişi olduğunu ve kimliklerinin de yönetime bildirilmesini söylediğimiz halde yönetime bilgi verilmemiştir. Bu bildirilmediği gibi gece geç saatlere kadar apartmana giren çıkan belli olmamaktadır. Hırsızlık ve gasp olaylarının çok arttığı şu günlerde bu durum bizi endişeye sevk etmiştir. Olayın bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini apartman yönetim toplantısında defalarca ifade ettim. Ayrıca hepimizin eşlerinin, kız çocuklarının tanımadıkları kişilerle asansörde apartman içinde çeşitli yerlerde karşı karşıya kalmaları sebebiyle tedirginlik ve endişe yaşadıklarını toplantılarda dile getirdim.

Ayrıca aynı toplantıda apartmanımızın ekonomik sorunları konuşuldu. Asansörün özellikle 7. katta sürekli arıza yapması ve çok elektrik yaktığı (sürekli kullanımdan dolayı) ve gece geç saatlerde gerek merdivenlerde, gerek asansörde apartman sakinlerini rahatsız edici hareketler yapıldığı diğer kat sakinlerince de dile getirildi. Asansör arızası sebebiyle üst katlarda kalan yaşlı, hasta ve çocukları 7–8 katı yürümek zorunda kaldıkları dile getirilerek bu öğrencilerin apartmandan çıkarılması gerektiğini ifade ettim. 18 dairelik apartmanın sahibi ve yöneticisi dahil tamamına yakını yazılı olarak benim gibi rahatsız olduklarını ifade etmişlerdir.

Dolayısıyla ben öğrencilerin kaldığı yerin kilise evi olduğunu söylemedim. Hiçbir apartman toplantısında siyasi bir konuşma yapmadım, siyasi kimliğini öne çıkartmadım. İlgili toplantıda siyasi hiçbir değerlendirme yapılmadığı halde Aksiyon’daki haberde şahsıma iftira edilmiştir. Yalan beyanlarla manevi şahsiyetim rencide edilmiştir.

Aksiyon dergisinin, tamamen şahsımla, nefsimle ilgili olan bir konuyu, daha evvel adayı olduğum partiyle ilişkilendirmeye çalışmasının hangi maksata hizmet ettiğini anlamış değilim.

Aksiyon dergisinde hakkımda çıkan uydurma haber fotokopi yapılarak Zaman gazetesi arasına konularak Zaman grubu tarafında dağıtılmıştır.

Türkiye’de haberde 35 bin kilise olduğunu iddia eden ben değilim. 2 Mart 2005 tarihli Zaman gazetesinde Serkan Talan imzalı haberde Türkiye’de yapılan misyonerlik faaliyetleri sonucunda 25 bin kilise evin açıldığı belirtilmiştir. Devletimizin güvenlik birimleri konuyu çok açık biçimde ortaya koymuştur. Kaldı ki Zaman gazetesinin

hiçbir mesnede dayanmayan, tamamen asılsız, masabaşında kasıtlı hazırlanan, hedef saptırarak şahsıma yapılan iftiralara hukuk yoluyla hesap soracağım.”

[hayridede]

	gazibaba demiş ki:
	‘ -Uydurma haberler Zaman gazetesi, Bağımsız Türkiye Partisi’nden (BTP) aday olmuş kişileri karalamayı sürdürüyor. Sözkonusu gazete son olarak BTP’den milletvekili adayı olan Mahmut Kandaz’ı hedef aldı ve kendisine atfen yalan haberler uydurdu. Zaman gazetesi ve Aksiyon dergisinde hakkında çeşitli iddialar ileri sürülen Mahmut Kandaz, bunlara cevap vererek Zaman gazetesini yalanladı....”

''Dini bütünlugümüz milli bütünlügümüzdür,milli bütünlügümüz dini bütünüluğümüzdür..''sözlerini senelerdir dile getiren,savunan,ogreten Haydar Baş Bey'in namusu,namahremiyeti hakkında yazılar yazan beşerler ve ekibini iftira yoluyla karalamaya çalışanlar İslamdan ve Türklükten nasip almamıştır..EDEP YAHU..!!
bakıyorlarki istikametde egrilik yok..saldıracak yer bulamıyorlar,sinirleniyorlar,azıyorlar,kuduruyorlar..terbiyesizlige,iftiraya bas vuruyorlar..yazik ki ne yazik..demek bu insanlar zerrenin hesabını vereceklerinide ogrenememisler..bu ne nasipsizliktir..!!

[gazibaba]

Devlet erkanımız, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Papa’nın cenazesine koşar adım gitti. Bazıları, Erdoğan’ın cenaze törenine katılmasını Papa 2. Jean Paul’un Vatikan devlet başkanı olmasından kaynaklanan doğal bir diplomatik uygulama olarak niteleyebilir, ancak biz olaya böyle bakmıyoruz. Bize göre Papa 2. Jean Paul, Vatikan’ın başına geçen en tehlikeli papalardan biriydi. Her ne kadar Papa’ya yönelik yapılan değerlendirmelerde Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına giden süreci başlatan kişi olarak ifade ediliyorsa da, bizim açımızdan daha önemli bir görevi Türkiye’nin yıkılmasına giden sürecin önemli bir unsuru olmasıdır. Bu süreçte, ABD ve AB organizasyonunun şekillendirdiği küresel din projesinde, İslam’ın içini boşaltarak, Hıristiyanlığın içinde eritme politikası olan dinlerarası diyalog faaliyetlerinin en önemli merkezi olmuştur Dinî kimliğini kaybetmiş bir Türkiyeyi milli kimliğinden de soyutlayarak postmodern inkültürasyona tâbi tutmak gibi çok planlı bir porjenin de mimarıdır Vatikan. Bu süreçte diyaloğun mimarı olarak görülen şirin yüzlü papa, Türkiye’yi içten içe karıştırmak için her türlü fesadı çıkarmaktan da geri kalmamıştır. Türkiye’nin baskıları sonucu Suriye’den kaçmak zorunda kalan terorist başı Apo’ya ilk sahip çıkan kurumların başında Vatikan geliyor. Apo, İtalya’ya gittiğinde Vatikan PKK’ya ve Apo’ya açıkça kucak açtı. Hürriyet’in 22 Kasım 1998 tarihli haberinde Vatikan’ın tutumu “Vatikan’dan teröre destek” başlığı ile duyuruldu ve şu ifadelere yer verildi: “Katolik dünyasını ruhani merkezi olan Vatikan, Apo’ya sığınma hakkı verilmesine taraftar olduğunu bildirdi.” Vatikan Doğu Kiliseleri Topluluğu Sorumlusu Kardinal Achille Silvestrini kilisenin Kürt toplumuna ulusal kimlik kazanmasına sempatiyle baktığını hatırlattı. 30 bin kişinin katili olan bir kişiye böylesine engin bir şekilde kucak açan Papa’nın bu hoşgörüsünün temelinde kuşkusuz Türkiye’nin bölünmesine duyduğu özlem yatıyordu. Vatikan’ın marifetleri bununla da bitmedi. Türkiye’nin baskıları sonucu kapatılan PKK’nın yayın organı MED TV’nin yerine Hıristiyanlık propagandası yapan CTV’yi yayına soktu. Vatikan destekli CTV, İngiltere’den aldığı yayın lisansı ile yayına başlamış her gün Türkçe, Kürtçe, Farsça Hristiyanlık propagandası yapmanın yanısıra, ekrana çıkardığı PKK’lı üst düzey yöneticilerin sürekli olarak Türkiye’ye karşı eylem yapmaları yönündeki talimatlarını da sevinçle takip etmiştir. Vatikan masum bir din devleti değil, Türkiye’ye de kanca atmış büyük bir fitne yuvasıdır. Dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın da Papa’nın cenazesine katılmadan önce bütün bu yakın tarihimizde olup biteni hatırlaması gerekirdi. Bazı olayları unutanlara tarihin tokatı çok acı oluyor. Son nokta: Papa’nın ölümünden derin üzüntü duyan bazı diyalogcu taife, “papaya Allah’tan rahmet” diliyor. Allah’ın rahmeti sadece Müslümanlaradır. Allah (c.c) neden kendi birliğini inkar edenlere rahmet etsin ki? Etmeyeceğini zaten Kur’an’da defalarca bildiriyor. Diyoloğun, Türkiye’de kendilerini Müslüman olarak gören bazı kesimleri hangi çizgiye getirdiğini, “Hırisitiyana rahmet okuyan” inanç anlayışının İslam’la bağdaşmamasına rağmen bu çizginin Vatikan’la kurulan diyaloğun doğal bir sonucu olduğunu görmek için “rahmet” olayı çok önemli