Bozkurt NET

[kaganos]

Değerli kardeşlerim,
Van da profesörleri tekbir sesleri ile protesto edenler...
Bu ülkede KUBİLAY'ın torunları da olduğunu hesaba katmıyorlar demek ki...
MENEMEN'DE Kubilay 'ı şehit eden dedeleri gibi bir rövanş maçı daha istiyorlar ise...
Buna seve seve hazırız...
Bu sfer din olayını kullanıp ,milliyetçi,vatansever,ülkücü hareketi kandırabileceklerini zannetmesinler...
BU olaylar ,arap aşığı ümmetçilerin ,kürtler ile nasıl bir kirli ittifakta olduklarının göstergesidir.....
Saygılarımla.

[uchilal_19]

din zaten kişinin kendi içinde kalırsa yani kimseye göstermek için değilde yalnızca ALLAH'ın rahmetini kazanmak için ibadet edilirse yarar verir....

din onların sandığından daha mukaddestir ve sokaklarda siyasi emellerine ulaşmak için kullanılacak bir basamak değildir....
heleki kim sömürüyor veya sömürmeye çalışırsa ALLAH'tan ve ülkücü hareketten cezasını bulur...

kimse bizi kandıramaz ALLAH'ın izniyle kaganos ülküdaşım...

onlar bizim yarımız kadar dindar olsunda öyle konuşsunlar kimin ne imanı olduğunu cenab_ı ALLAH bilir....
bunun ölçütü sokaklarda şov yapmak değil ALLAH'a gönülden bağlanmaktır....

[Gok]

Aslında bu başlığı Erol_21 adlı hesabım ile açacaktım ama malesef hesabım kitlendi ve açmıyorlar yöneticilerimiz bizimle ilgilenmiyolar


Geçtiğimiz 3-4 sene içersinde görmediğimiz şerefsizlik haysiyetsizlik kalmadı 80 sene önce Başbuğ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ne Mutlu Türküm Diyene diyordu 80 sene sonra bugün Tayyip sen Ne Mutlu Türküm Diyene dersen oda ne mutlu kürdüm der dedi.

Türklükten gocunulmaz şeref duyulur çünkü TÜRK demek kuvvet demektir TÜRK demek asillik demektir TÜRK demek Kingan Dağlarından Avrupanın içine kadar yayılmış asil bir millet demektir TÜRK demek Selahattin Eyyubi, Motun Yagbu,Fatih Sultan Mehmet ve bu gibi üstün insanlar komutanlar ve üstün zekalı insan demektir.TÜRK kelimesinden gocunan küçük insanlar için kullanılıyorsa onların büyük bir haz alması lazımdır çünkü TÜRK olmak büyük bir şereftir herkes TÜRK olamaz!
Başbuğumuzun bir sözü daha var bakın Atamız ne demiş:
"Türkiye şeyhler,müridler ve dervişler memleketi olamaz"
Sizce atamızın bu vasiyetini tuttukmu burcular,nakşibendiler falancılar filancılar var demekkş büyük şahsiyetin vasiyetini yerine getirememişiz.

İşte nurcuların feyz aldıkları kürt milliyetçisi kürd said'in düşünceleri
radyodaki sesleri meleklerle açıklıyor radyodaki sesleri melekler söylüyormuş bu fizkten titreşimden haberi olmayan bir yobazdır ancak böyle düşünebilir.

Evlenmekte yasak bunun külliyatında çünkü doğacak çocuk putperst kafir olabilirmiş bu söze sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed(S.A.V) Y.Y.lar öncesinde yerinde bir söz kullanmıştır "evlenip çoğalınız" işte nurculğun zavallılığı .Bu konu hakkında benden daha bilgili olan dava kardeşlerim eksik yerlerimi tamamlarlar.

Atamızın sözlerini ne tuttuk nede onun tertemiz bıraktığı ülkeyi savunabildik. Soruyorum size sarhoşmu ayıkmıyız biz bu kutlu sevdaya layıkmıyız biz?

Not:Nurculuk ile ilgili yazımda Atsız Atanın(Hüseyin Nihal Atsız)Makaleler 3 adlı değerli eserinden yararlandım.Bu konu ve Türkçülük hakkında çok değerli yazıları bu eserde bulabilirsiniz.

Yazar:Erol Kahraman
www.turkotagi.tk

[gazibaba]

Kaganos Kubilay bu Vatanın askeri değilmiydi? Bu millet bu Vatan'ın evlatları değilmi?
Vatan sever kadroların bu birlikteliğe daha çok sahip çıkması gerekmezmi?
Hırsızlık yaptığı mahkemece ispatlanmış soyu Ermeni olan birisini savunmak neyin nesi?
YÖK'ün savunduğu, Barolar birliğinin savunduğu, Hadep'lilerin savunduğu CHP'nin savunduğu birisini savunmak, Kubilay ve karşıtlarıyla eşdeğerde tutmak kimin fikri.
Hapse atılan Rektör Vatansever bir kişimiki onu savunma ihtiyacı hissetiyorsunuz ve enteresan bir bağlantıyla birlikte Kubilayla eşdeğer tutuyorsunuz.
YÖK üyelerini protesto eden gruba dikkat ederseniz Milliyetçilerdir. Yani Yök'ü protesto eden ne Kürtler nede solculardır.
Lütfen Vatansever kadrolarıda "Ümmetçi" olan, olmayan diye bölmeye çalışmayınız...

[kaganos]

gazibaba kardeşim,
Diyelim ki ben yanılıyorum,
Orada ki gösteri yapanları yanlış anlamışım...
Ama oradaki gösteri yapanlar yani milliyetçiler o gösteriyi topu topu 20 araçlık bir konvoy ile yaptılarsa ....
Koskoca bir yazıklar olsun..
en az 150 arabalık bir konvoy olması gerekirdi...
Saygılarımla.

[gelibolulu]

Bu konunun akp ile yök arasında yaşanan çatışmaların son halkası olduğunu düşünüyorum.
Yani bizi ilgilendiren şeyin ne olduğunu anlayamadım... Neden 20 araçlık konvoyla Ülkücüler rektörleri protesto ediyor ki ?
Ben birşeyleri yanlış mı anlıyorum ???

[drmfk]

Muhterem Gok kardeşim;
Yazınızın büyük bir çoğunluğuna katılmakla beraber, bir kaç noktaya açıklık getirmek, hatalı gördüğüm bir kaç noktayıda düzeltmek istiyorum. Zira doğrular anlatılırken yanlışa sapmak çok büyük hata olacaktır.
Bir nakşibendi büyüğü olan Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretlerine gelip "efendim cumhuriyet devrinde tekkeler kapatıldı ne buyurursunuz?" diye soruyorlar. Cevabı hem veciz hemde durumu özetler nitelikte:"Tekkeleri cumhuriyet kapatmadı, tekkeler kendi kendilerini kapattılar"
İşin özünün gizli olduğu cümlelerden biriside bu, bir döneme damgasını vurmuş olan Selçuklu ve Osmanlı döneminde aktifliğin, başarının en büyük paydası Alperenlerden müteşekkil tekkeler ve tariklerdi. Kimdi bunlar? Nakşiler, Yeseviler, Mevleviler...
Osmanlının son döneminde bu muhkem kurumlar yıpranmış ve içlerine ingiliz casuslarının girdiği,ilim ve irfandan uzak, miskin bir yaşam tarzına kendini adapte etmiş insancıklar topluluğu halini almıştır.Yani özünü kaybetmiş isim olarak halen dergah diye anılan miskinler yuvası, aslından uzak bir hal almıştır. Bu durumdaki kurumların kapatılması ise elzem olmuştur. Buda cumhuriyete nasip olmuştur. Gazinin bu kurumların aslı ile, özü ile muhalif olduğunu iddia garip olacaktır. Zira Gazi Mustafa Kemal Atatürk özüne çelik halatla bağlı bir Türk sevdalısı idi.

Bugün adı nakşi olanların hangisi özünün taşıdığı değerleri taşımaktadır?Hangisi ilim irfan kaynağıdır? Bu sorulara cevap bulmak oldukça zorken şu rahatlıkla söylenebilir:Piyasada reklamı bu isimlerle yapılan toplulukların hiçbirisi ecdadın taşıdığı değerleri taşımamaktadır. Bunlar kendilerine biz şuyuz, buyuz deselerde onları o şekilde nitelemek bizim için yanlış olacaktır.

Bugün bir garip durumda ümmetçiyiz iddiasında olanlarla yaşanmakta. Nasıl bir ümmetçilik ki, kalkıpta eshab-ı kirama küfreden seyyid kutub denen zavallı önder olarak kabul edilmekte? İbn-i rüşdler,ibn-i teymiyyeler büyük alim diye yutturulmakta?
Ne alakaları var ümmetçilikle?
İşin çok tuhaf boyutlarından biriside ümmetçilik siyasi bir yol mudur, meselesi...
Cevap çok basit:ASLA değildir. Zira ümmet kavramı Resulullah (Aleyhisselam) Efendimize ve onun getirdiği herşeye iman edenler değil midir? Bu noktada ümmet kavramının içine tüm inananlar girmezler mi?Bizler o ümmet kavrammının içinde değilmiyiz? Elbetteki bizlerde diğer tüm iman edenler gibi o kutlu kavramın içerisindeyiz.
Tüm insanlık adına ümmet ancak ve ancak bir üst kimlik olabilir. Bir toplayıcı unsur olabilir.
Ümmetçiyiz iddiasındakiler ise ancak cehalette yüzen dini siyasallaştırmaya çalışan zümre...
Söyleyeceklerimiz bundan ibarettir.

Selametle...

[kaganos]

drmfk kardeşim,
Böyle güzel anlatımı ve izah etme tarzınızı memnuniyetle karşılarım...kaldı ki dini bilgileriniz benden çok çok kuvvetli...
sizden çok yararlanıp çok şey öğreniyoruz...
Yalnız bu hergün islamdan ,müslümanlıktan bahseden kişilerin bir gün bile TÜRKLÜKTEN bahsetmemesi bizleri çileden çıkarıyor....
Açık konuşmak gerekirse ,bir arkadaşımız buradan bana lütfen müslümanları
bölmeyelim demiş ...bölünmek isteyen biz değilizki !
adamlar camileri bile ayırmışlar...
kendilerinden olmayana müslüman gözüyle bile bakmıyorlar...
Hoş, gerçi hiçbiri ile sabahım -selamım da yok zaten...
Zaten onlar bu bölünmeyi çoktan yapmışlar...
Maalesef biz buradan istediğimiz kadar konuşalım...şu anda islam dinini onlar temsil ediyor gibi bir durum var ortada....
Ayrıca adamlar korkunç bir ticari girdabın içindeler....
Dinimizi gırtlağına kadar ticari hayatın içine soktular...
Diyanet tende hiç bir açıklama ve bilgi yok onlarda bu girdabın içinde ..
Baklım önümüzdeki günler neler gösterecek ..ama ülkenin gidişatı hiç iyi değil..o da bir gerçek...
Ülkenin ikinci bir ırak olmasından endişe ediyorum açıkçası...
Saygılarımla.

[drmfk]

Muhterem Kaganos Abim;
İltifatlarınızla bizi mutlu ettiniz.Allah-u Teala sizden razı olsun.
Buradaki fikir alışverişlerimizin faydalarından biride bilmediğimizin farkına varmak ve öğrenmek, bu açıdan bakıldığında bizler ziyadesiyle faydalanıyoruz.Faydalı olabildiğimiz hususlar olursada memnun oluyoruz. İşe bu çerçeveden bakıldığında kısır çekişmeler olmayacaktır. Bu şuur öğrenmenin itici gücü olacaktır.

Bir önceki göndermiş olduğum iletide söylemek istediklerimi biraz daha açmak istiyorum. Bir kişi veya toplum ele alındığında belli ölçüler nazarınca değerlendirilmelidir. Yoksa kullandıkları sıfatlar ölçü değildir. Bir insan ben müslümanım deme hakkına sahiptir. Ancak ben müslümanım dese dahi eğer İslamın şartlarını veya şartlardan herhangi birini beğenmemezlik veya kabul etmemezlik yaparsa müslüman sıfatına layık değildir. Bu şartlar bugüne kadar İslami İlimlerdeki nakil esasıyla bizlere gelmiştir.
Bu İslamda böyle olduğu gibi her alanda böyledir. Hakeza Türk Milliyetçisiyim diye ortaya çıkıp şovenistlik yapanları, ırkçıları veya alman nazizmini kendine düstur edenleri Türk Milliyetçisi olarak kabul etmekte hata olacaktır. Onları Türk Milliyetçisi olarak kabul edip Türk Milliyetçiliğinin tek çatısı olan Ülkücüleri suçlamak, Ülkücüler böyledir demek ne kadar haksızdır, hepimiz bu saldırılara uğramış Ülkücüler olarak biliyoruz.

Tüm bu anlattıklarımız, durumun önemi adınadır. Bir takım isimleri kullanan ve hatta bu isimleri kendilerine paratoner olarak görenler yüzünden kalkıpta bu sıfatların gerçek sahiplerini incitmemek gerekmektedir. Bu bizim düsturumuz olmalıdır. Yani arap sempatizanı ümmetçiler veya yeseviler,mevleviler,nakşiler ifadesi pekte yakışık almayacaktır. Zira bir ümmetin evladları(Bizlerde buna dahiliz) "Aslını inkar eden bizden değildir" hadisi şerif doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Bu da şu demek olur ki, aslını inkar edenler asla ümmete dahil fetlerden sayılamayacaktır. Ümmete miras bırakılmış olan tarikten ise asla sayılamayacaklardır.
Bu söylediklerimiz asla bahsi geçen guruplar eleştirilemez anlamını taşımıyor. Özden uzaklaşan her kurum veya topluluk eleştirilmelidir ve eleştirilecektir. Bunu yapmak hem Milletimiz hemde dinimiz adına olmazsa olmazlardandır. Anlattıklarımızın hiçbirisi bu prensipten ayrılma anlamını taşamıyor, bu şekilde anlaşılmaktanda Allah-u Tealaya sığınıyoruz. Yanı sıra şerefli bir geçmişi olan isimleride, mazilerine saygıdan veya varsa bugünki hakiki mensuplarına saygıdan genel tabirler kullanarak suçlamak yanlış olacaktır.

Selametle...

[kadir45]

Alıntı:

Menemen’de 23 Aralık 1930’da patlak veren Cumhuriyet karşıtı olayda yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen Kubilay şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Olayın elebaşısı “mehdi” olduğunu iddia eden Giritli Mehmet (Derviş Mehmet) adında Nakşibendi tarikatına bağlı biriydi. 7 Aralık’ta 6 müridiyle (Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan) Manisa’dan yola çıkan Derviş Manisa’dan yola çıkan Derviş Mehmet, 23 Aralık sabahı, gün doğarken Menemen’e girdi. Belediye Meydanında çevresine topladığı yaklaşık yüz kişiyle zikrederek şeriat ilan etmeye kalkıştı. Meydandaki kalabalığın bir bölümü çağrısına uymuş, bir bölümü ise seyirci kalmayı yeğlemişti. Silahlı olan asiler bir müfrezenin başında olaya müdahale eden yedek subay Asteğmen Kubilay’ı hemen ardından da Hasan ve Şevki adındaki iki mahalle bekçisini öldürdüler. Olay, arkadan yetişen askeri birlikler tarafından şiddetle bastırıldı. Bu arada Derviş Mehmet de vuruldu. Kaçanlar yakalandı, ilişkisi olanlar hakkında hemen kovuşturma başlatıldı. 27 Aralık’ta, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile Ordu Komutanı Fahrettin Paşa (Altay) İstanbul’a giderek Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’e olay hakkında bilgi verdiler. Mustafa Kemal Paşa, 28 Aralık’ta orduya gönderdiği başsağlığı mektubunda şöyle diyordu: "Mürtecilerin (gericilerin) gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmaları bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir." 31 Aralık 1930’da toplanan bakanlar kurulu, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir merkez ilçelerinde bir ay süre ile sıkıyönetim ilan edilmesine karar verdi. Sıkıyönetim komutanlığına 2. Ordu Kumandanı Fahrettin Paşa (Altay), Divan-ı Harp Reisliği’ne 1. Kolordu Komutan Vekili Muğlalı Mustafa Paşa atandı. Olay 1 Ocak 1931’de Denizli Milletvekili Mazhar Müfit (KANSU) ve arkadaşlarınca verilen soru önergesiyle TBMM Gündemine getirildi. Soru önergesini Başbakan İsmet Paşa (İnönü) cevaplandırdı. Daha sonra Sıkıyönetim ilanına ilişkin önerge tartışıldı ve oybirliğiyle kabul edildi. 7 Ocak 1931’de Çankaya’da, Mustafa Kemal Paşa başkanlığında, Başbakan İsmet Paşa, Meclis Başkanı Kazım Paşa (Özalp), Sıkıyönetim Komutanı Fahrettin Paşa (Altay), İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Milli Savunma Bakanı Zekai Bey’in (Apaydın) katıldıkları bir toplantı yapıldı ve Menemen Olayı bütün yönleriyle ele alındı. Olayın gerici nitelikte, düzenli ve siyasi olduğu görüşüne varıldı. Sıkıyönetim mahkemesi, 105 sanığı 15 Ocak 1931’de yargılamaya başladı. Duruşmalar, 25 Ocak’ta sona erdi ve 105 sanıktan 37’si için ölüm cezası verildi. 6’sının ölüm cezası yaş haddi nedeniyle 24 yıl “idama bedel hapis cezası”na çevrildi. Diğer sanıklardan 20’sine bir yıl, 14’üne üç yıl, 6’sına 15 yıl, birine 12,5 yıl hapis cezası verildi, 27 sanık beraat etti. Karar, 31 Ocak 1931’de TBMM’ye sunuldu. Aynı gün Adalet Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon, 31 ölüm cezasından 28’ini onayladı. 2 kişinin ölüm cezasını 2 yıl hapis cezasına çevirdi. Bir kişinin cezası da, ölmesi nedeniyle kalktı. TBMM Genel Kurulu, 2 Şubat 1931’de cezaları onayladı. Ölüm cezaları 3 Şubat 1931’de yerine getirildi. Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı.

Yakın tarihimizin en acı,en yüzkarası olaylarından birinin üzerinden tam 77 yıl geçti.1925 deki kürt sait isyanından sonra;en büyük ve hazırlıklı bir kalkışma bu olay ile gerçekleşmiştir.
O gün başaramayanlar,bugün ders almış bir şekilde devleti başka yollarla teslim aldılar.Gidin onlara Menemen olayını sorun,bakın size ne herzeler anlatıp,kimleri suçlayacaklar!
Menemen kalkışmasının o günün şartlarında başarılı olmayacağı besbelliydi.Olayı tezgahlayanların amacı uzun süreliydi.Bu olaylarla,devlet ve ordu düşmanlığının ve arasında oluşturulmaya çalışılan kin tohumları bu kalkışmalarla atıldı.
İşte bugün dincilere destek veren %47 lerin hikayesi taaa o günlere dayanır.Menemen hadisesinin başarılı olmadığını söylemek,tarihi ve bugünü bilmemek demektir.Cumhuriyetten sonra bu kadar dallama,ortalarda elini kolunu sallayıp dolaşabiliyor;Cumhuriyet den 84 yıl sonra,hala daha bu ülkede şeriat tartışmaları oluyor;bizim içimizden bile bazı insanlar hala daha "şeriata karşı mısın;ama bu İran değil Allah ın şeriatı,buna karşı çıkılmaz!"diye düşünüyorsa;Menemen kalkışmasının başarısız olduğunu söylemek saflık dan başka bir şey olmaz!
Onlar bugünlere hazırlanıp yüzde 47 leri oluştururken;biz hala daha milletimize ne gerçek islamı anlatabildik,ne de Türklük şuurunu vermeyi becerebildik.O gün o olayı kimler tezgahlamışsa,bugün bu %47 nin arkasında gene onlar var.Bu yüzde 47, o şerefsiz tertipçileri ve onun maşaları ile zihniyetini bugün iktidara taşımıştır.O şerefsiz tertipçi;bugün de ülkeyi karıştıran,bölmeye çalışan,ülke üzerine oyunlar oynayan güçdür.
O gün o ağzı salyalı esrarkeş maşaların yerini;bugün son model takım elbiseli,20 yaşındaki karıları başında turban,altlarında son model ciplerle piyasa yapan,avrupadan giyinen,ticareti,ülkede tüm köşe başlarını ele geçirmiş sözde inançlı dallamalar almıştır.
Menemen olayı başarılı olmuştur.Hem de sapına kadar başarılı olmuştur.
Başarılı olmasaydı,bugün Atatürk ü tartışmaya kalkan,onun kurduğu Cumhuriyeti yıkmaya,ortadan kaldırmaya çalışan,anayasayı,eğitim sistemini delik deşik etmeye çalışan bir iktidar böylesine ezici bir şekilde iktidarda olamazdı.
Laik kesim yırtınıyor,nutuk üzerine nutuk atıyor."ASLA BAŞARAMAYACAKLAR!"
HAYIR YANILIYORSUNUZ!BAŞARIYORLAR!SİZ SEYREDERKEN,İZİN VERİRKEN ONLAR BAŞARIYOR !SİZ BİR ÇOĞALIRKEN ONLAR 3 KİŞİ OLUYOR!SİZ KENDİNİZİ KANDIRIRKEN,ONLAR BU UĞURDA GECESİNİ GÜNDÜZE KATIP ÇALIŞIYORLAR.BU GÜN GELDİĞİMİZ NOKTA 1930 DAN BİLE BETERDİR.HER TARAF CEMAAT YUVASI OLMUŞTUR.BASIN ,YAYIN,İŞ DÜNYASI,KADROLAR HER ŞEY AMA HER ŞEY ELLERİNDE.
SİZ BAŞARAMAYACAKLAR DİYER BAĞIRIP ÇAĞIRIN;BÜYÜK BİR TEHLİKE VE BELA GÖSTERE GÖSTERE ÜZERİMİZE DOĞRU GELİYOR!
Bu uğursuz olayda başta Kubilay Bey olmak üzere,tüm şehitlerimizi sevgi,saygı ve rahmet ile anarken;bu dallamalar bir sözüm var.
hepimiz TÜRK ÜZ,HEPİMİZ KUBİLAY IZ,BU VATAN İÇİN BİR DEĞİL BİN BAŞIMIZI VERMEYE DE HAZIRIZ!

[kaganos]

Tam bu konuya uygun bir haber...

25 yıldır ikaz ediyoruz..

Ama bu millete anlatamadık...

Buyrun okuyun değerlendirin....


http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=23.12.2007&Newsid=153213&Categoryid=1

[BasbugAtilla]

kaganos demiş ki:

Değerli kardeşlerim, Van da profesörleri tekbir sesleri ile protesto edenler... Bu ülkede KUBİLAY'ın torunları da olduğunu hesaba katmıyorlar demek ki... MENEMEN'DE Kubilay 'ı şehit eden dedeleri gibi bir rövanş maçı daha istiyorlar ise... Buna seve seve hazırız... Bu sfer din olayını kullanıp ,milliyetçi,vatansever,ülkücü hareketi kandırabileceklerini zannetmesinler... BU olaylar ,arap aşığı ümmetçilerin ,kürtler ile nasıl bir kirli ittifakta olduklarının göstergesidir..... Saygılarımla.

Bir yanlışlık olmasın ağabey.O protesto edenler ülkücü diye biliyorum.Ayrıca ülkücü olmasada o tekbir getirip vandaki profesörü protesto edenleri,devleti dolandıran komünist profesöre tercih ederim...