Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Altınova'da İnternet Kafede Kavga: 2 Ölü, 6 Yaralı
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cum Ekm 03, 2008 8:17 am    ileti konusu: Altınova'da İnternet Kafede Kavga: 2 Ölü, 6 Yaralı Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Altınova'da İnternet Kafede Kavga: 2 Ölü, 6 Yaralı
01 Ekim 2008 / 10:55
Olayların Büyümemesi İçin Bölgeye Çok Sayıda Takviye Çelik Kuvvet Ekibi Gönderilirken, Ana Cadde Ve Sokaklarda Jandarma Yaya Devriye Ekipleri Görevlendirdi
İlgili Haberler
Altınova'da Gerginlik Sürüyor: 1 Yaralı
Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde bir internet kafede başlayan ve dışarıda devam eden kavgada 2 kişi hayatınhı kaybederken, 6 kişi de yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, İnönü Caddesi üzerinde bulunan internet kafede kavga çıktı. M.A (17) isimli şahıs dışarı çıkarak, kamyonetini tartıştığı gençlerin üzerine sürdü. O.D (17) isimli genç aracın altında kalarak, E.K (36) ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı Balıkesir Devlet Hastanesi'na kaldırılırken hayatını kaybetti. M.K, E.T (30), M.K (39), E.S (40), H.T (17) ve A.S ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar Ayvalık Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındılar.

Olayın duyulmasından sonra halk galeyana geldi. İnönü Caddesi'nde çok sayıda araç hasar gördü. Jandarma Balıkesir il ve çevre ilçelerden takviye ekip istedi. Polis de olayların büyümemesi için müdahale etti. Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu Altınova'ya geldi.



Alıntı:
Altınova'da Gerginlik Sürüyor: 1 Yaralı
01 Ekim 2008 / 21:09
Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde bir internet kafede başlayan ve dışarıda devam eden, 2 kişinin hayatını hayatını kaybettiği olaylar sonrası gerginlik sürüyor.
İlgili Haberler
Altınova'da Gerginlik Sürüyor
Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde bir internet kafede başlayan ve dışarıda devam eden, 2 kişinin hayatını hayatını kaybettiği olaylar sonrası gerginlik sürüyor.

Cenaze töreni sonrasında çıkan olaylara karışanlar jandarma tarafından tek tek evlerinden alınmaya başlandı. Çocuklarını vermek istemeyen aileler ile jandarma arasında tartışmalar yaşandı. Bölgeye çok sayıda polis panzerleri sevkedilirken, geniş güvenlik tedbirleri dikkat çekti. İnönü Caddesi tarafiğe kapatıldı. İlk belirlemelere göre 20 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Diğer yandan, göstericilerle güvenlik güçleri arasında tartışmalar yaşandı. Göstericiler, panzerlerin geçişini engellemek için iki traktör romörkünü devirdi. Bu sırada yaralanan 1 kişi 112 ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. İki grup arasında da tartışmalar yaşandı. Polis ve jandarma göstericileri dağıtmaya çalıştı. Bir çok gösterici polis tarafından gözaltına alındı. Beldede gergin bekleyiş sürüyor.

Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, Ayvalık Kaymakamı Nihat Nalbant, Belediye Başkanı M. Ali Akçal ve Emniyet görevlileri belediyede kriz merkezi oluşturdu


Alıntı:
Altınova'da gerginlik sürüyor 2 Ekim 2008 Perşembe, 00:02 GÜNCELBalıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova'da gerginlik sürerken, belde giriş ve çıkışları kontrol altına alındı. Vali Selahattin Hatipoğlu'a olaylarla ilgili olarak, "Devletimiz olaylara hakimdir. Taşkınlığa izin verilmeyecektir. Vatandaşlarımız rahat olsunlar." şeklinde konuştu.

Meydan kahvehanesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, "Dün başlayan ve bugün devam eden olaylar nedeniyle açıklamalarda bulunmak istiyorum. Ölen iki vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Altınova bizim turizm bölgemiz. Geleceği parlak olan bir beldemiz. Böyle olayların Ayvalık ve Altınova'ya büyük zararlar vereceği ortadadır. Bu nedenle dün akşamdan beri Ayvalık'tayım. Bu hiç arzulanmayacak bir olaydır. Olaya sebebiyet verenler dün gözaltına alındı. Önümüzdeki günlerde hakim önüne çıkacaklardır. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Bugün cenazelerin kaldırılması gerekiyordu. Bizlerde tedbirlerimizi aldık. Bayram olması nedeniyle cenazelere katılım yoğun oldu. Biz gerekli emniyet tedbirlerini aldık. Ancak cenazeye katılan bazı gruplar bu olayı bir noktada başka yerlere çekmeye çalıştı. Bundan çok üzgünüz. Televizyonlardaki görüntüleri izlediniz. Altınova'ya yakışmayacak görüntüler sergilendi. Devletimiz tamamen vatandaşlarımızın yanında. Vatandaşımızın güvenliğin sağlanması ve herhangi bir yanlışa düşmemesi için özellikle güvenlik birimlerimiz elinden gelen gayreti yaptı. Bazı taşkınlıkları ise hoş gördük. Acıdan dolayı. Ama bunun ötesindeki hareketleri de takdir edersiniz ki gereğinin yapılması lazımdı. Devletimiz hukuk devletidir. Bu açıdan neler yapılması gerekiyorsa yapılmıştır. Şu anda 22 vatandaşımız bugünkü olaylardan dolayı gözaltına alınmıştır. Ortada bir olay vardır. Bu olaya katılan ve söz dinlemeyenlere gereği yapılır. Konuyu kanunsuzluğa itmenin bir anlamı yok. Bayramı burada geçiyorum. Sizlerle beraberim. Sizlerde bize destek verin. Gençlerimiz sahip çıkın. Eğer gençlerimizin yolundan gidersek olayların önüne geçilemez. Babaları, büyükleri, ağabeyleri olarak sizlere büyük göreler düşmektedir. Televizyonlar aracılıyla Altınovalılara sesleniyorum. Lütfen çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkalım. Devletimiz olaya hakimdir. Bu olay umuma açık bir işyerinin çalıştırılmasından dolayı husumetten dolayı başlamıştır. O yeri sen-ben çalıştıracağım düşüncesi bu olayların yaşanmasına neden olmuştur. Ardından gençler birbirlerine beni dövüyorlar yardıma gelin, diğer grup da beni dövüyorlar yardıma gelin denmesi olayları bu noktaya getirmiştir. Belde giriş ve çıkışları birkaç gün kontrol altında olacak. Herkes işine gücüne baksın." Dedi.

Basın mensuplarının soruları üzerine Hatipoğlu, "Toplam 5 yaralımız var. Durumları iyi hayati tehlikeleri yok. Dünkü olay ile bugünkü olay ayrıdır. Gençlerimiz bugün her şeyi çöpleri bidonları saçmışlardır. Yazık. Konuyu olumsuz duruma dönüştürmeyelim. Altınova'ya leke sürdürmeyelim. Altınova bu olayı aşacaktır. Takviye kuvvetlerimiz gece gündüz buradadır. Ekiplerimizin bulunmasında yarar var. Belirli müddet jandarma ve polis burada kalacak. Yarın halkla toplantı yapacağız. Hepimiz bu vatanın evladıyız.

Hepimiz bir birimiz için varız. Keşke olaylar bu boyuta gelmeseydi" şeklinde konuştu. Öte yandan hasar tespit çalışmalarına başlandığı kaydedilirken, 17 işyerinin hasar gördüğü olaylarda bugünkü gözaltına alınan 22 kişi ile gözaltında olanların sayısı 37'ye yükseldi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cum Ekm 03, 2008 8:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

.

Alıntı:
Hüseyin Adıgüzel

Ali Bey adasında neler oldu?

26. Ağustos. Türk Kurtuluş Savaşının en büyük zaferi olan “Baş kumandanlık” meydan savaşına ve sonra kurtuluşa giden yolun başlangıcıdır. 26. Ağustoslar, Türk tarihine hediye edilen zafer taçlarının takıldığı günlerdir. Bu günler, Türk milletinin büyük mücadelesinin zaferle taçlanmasına ve boynuna takılmak istenen esaret zincirinin paramparça edilerek kurtuluşun gelmesine vesile olduğu için, duygu yüklü, bayram günleridir.

Geçtiğimiz 26 Ağustos günü, Ayvalık’ın Ali Bey (Cunda) adasında, görünüşte basit, ortaya çıkardığı ve çıkaracağı sonuçlar bakımından çok önemli bir olay yaşandı. Olay, yerel basında ve bilhassa, etnik azınlığın, yani Kürtlerin sözcülüğünü yapan “Evrensel” ve “Özgür Gündem” gazetelerinde manşetten verilirken, Cumhuriyet gazetesinde, iç sayfalarda küçük bir bölümde verildi. Olay neydi ve nasıl bu boyutlara taşındı?

Ali Bey adası, Ayvalık’ın balık lokantaları ile ünlü, güzel bir köşesidir. Sahil boyu dizilen lokantaların, müşteri çekmek için kıyasıya bir rekabet içinde olduklarını söyleyelim. Mesela; karşı ada Midilli’den gelen Rum müşterileri çekmek için Yunan müziği çalmak, ekstra salata, meze ve dondurma ikram etmek gibi.

Bu lokantalardan bir tanesinin sahibi, lokantanın bahçe kısmının önünde bir dondurma satma yerini, birisine kiraya vermiş. 26 Ağustos gününe kadar gül gibi geçinip giden bu iki ortak, o gün her nedense, kavga etmişler. Bunlardan birisi Kürt kökenli, diğeri ise Türk kökenli. Araya girenler, kavgayı yatıştırmışlar, tabii ki bu arada kavga edenler, birbirlerine bir iki de yumruk vurmuşlar. Kürt kökenli vatandaş, hemen cep telefonuna sarılıyor ve Ayvalık içinde, denizin dibinde bir lokanta işleten akrabalarına durumu bildiriyor. Hazır kıta 20-25 kişilik bir gurup, derhal adaya gidiyor ve bitmiş olan kavgayı yeniden başlatıyor. Bu gurup, “Ali kıran baş kesen” gibi, kavgaya karışmış bulunan Türk kökenli ve Ali Bey adası sakini olan kişiye saldırıyorlar ve dövmeye başlıyorlar. Saldırıya uğrayan kişiyi tanıyan ya da akrabaları olan civar esnaf ve orada bulunan Ali Bey adası sakinleri de, Ayvalık’tan gelen o 20-25 kişilik guruba müdahale ediyorlar. İş büyüyor, olayı duyan bir takım insanlar da oraya geliyorlar. İş çığırından çıkınca polis olaya müdahale ediyor. Polisler, kavga eden tarafları ayırmak için, havaya ateş açıyorlar ve kavgayı yatıştırıyorlar. Ve, Ayvalık’tan gelen, olayların büyümesine sebep olan 20-25 kişilik gurup belediye otobüslerine bindirilerek Ali Bey adasından uzaklaştırılıyor. Olay kısaca bu! Bu arada kavga eden gurubun birinin Kürt kökenli olması, karşı gurubun PKK aleyhine sloganlar atmasına sebep oluyor.

Şimdi bu olayı “Evrensel” gazetesinden aynen takip edelim.

Gazetenin adının hemen altına, büyük kara bir çerçeve içine beyaz büyük harfler ve büyük puntolarla “Ayvalık’ta Kürtlere saldırı!”

Bunun hemen altında daha büyük puntolarla “6-7 Eylül Gibi...” bu manşetin hemen altında yine büyük harflerle “ Kürtler adadan kovuldu! Dükkanlar talan edildi “ yazısı yer almış. Bu manşet haberin yanında da, sarı bir çerçeve içerisinde, siyah ve büyük harflerle “6-7 Eylülde ne olmuştu?” başlığı ile, 6-7 Eylül olaylarının kendilerine göre bir yorumu yapılmış.

Manşetin hemen altında, yine iri puntolar ve kara zemin üzerine beyaz küçük harflerle “Kürtlere yönelik linç girişimleri ürkütücü boyutlara ulaştı. Ayvalık’ın Cunda adasında kalabalık ve silahlı bir gurubun saldırıları nedeniyle, Kürtler güvenlik güçleri eşliğinde adayı terk etti. Ayvalık’a gitmek zorunda bırakılan Kürtler, Cunda’yı terk ederken de saldırıya uğradı.”

“Siz PKK’lısınız, terk edin gidin” diyerek saldıran 500 kişilik gurup, Kürtlere ait iş yerlerini talan etti ve Türk bayrağı astı. Cunda adasında yaşanan olaylar, 6 ve 7 eylül 1955’te yaşanan gayrimüslimlere yönelik kanlı saldırıları hatırlattı.”

Devamı sayfa üçte, bu minval üzere ve-rilmiş. 27 Ağustos. 2005. Evrensel Gazetesi.

Haber aynı gün ve tarihli “Özgür Gündem” gazetesinde de, aynı şahıslar tarafından verilmiş. İçerik aynı, fakat manşet değişik...

Manşette, büyük harflerle “Genel Kurmayın topyekün savaş çağrısı yanıt buluyor” cümlesi var. Bu cümlenin altında küçük harflerle, ama daha büyük puntolarla “Topyekün linç” yazılmış.

Cumhuriyet gazetesinde, iç sayfada küçük bir sütunda verilen haber ise aynen şöyle” Ayvalık Cunda Adası

“Doğulu- Batılı gerginliği”

Son günlerde guruplar arası artan kavgaların bir yenisi de Ayvalık’taki turistik Ali Bey (Cunda) adasında yaşandı. Doğulu olduğu bildirilen bir gurupla Ali Bey adalılar arasındaki kavgada bir büfe tahrip edilirken göz altına alınan dört kişi serbest bırakıldı.

Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Ali Bey adasında önceki gece Doğu Anadolu kökenlilerin Serkan adlı bir gence omuz attıkları iddiasıyla kavga çıktı. Yaklaşık yüz kişinin karıştığı kavgada taşlar ve sopalar kullanılırken polis kavgaya karışanları ayırmak için havaya ateş açtı. Polis, Doğu kökenli gurubun abluka altına alınması üzerine, buradakileri belediye otobüsüne bindirerek korumaya çalıştı. Ancak, Ali Bey adalı oldukları bildirilen gurup belediye otobüsünün camlarını kırarak “Kahrolsun PKK”, “Cunda PKK’ya mezar olacak” sloganları attı. Olaylar polisin çabası ile, büyümeden önlenirken Doğu Anadolu kökenlilere ait bir büfe tahrip edildi.

Ayvalık Emniyet Müdürü Ayhan Güci “İki kişi arasında münferit bir olay. Büyütülecek bir şey yok. Taraflar şikayetçi olmayarak barıştı” dedi.

Biz, Ayvalık’ta yaşayan bir vatandaş olarak olaya karışanlarla yaptığımız görüşmeler sonucu, olayın çıkışını ve tafsilatını size aktardık. Aynı olayı “Evrensel” ve “Özgür Gündem” gazeteleri ile Cumhuriyet gazetesinden alarak önünüze koyduk.

Şimdi, olayı derinlemesine analiz edebilir, sebeplerini ve daha sonra olabilecek olayları, bunların sonuçlarını değerlendirebiliriz.

Bu tür olaylar, maalesef iki-üç senedir ortaya çıkmaya başladı. PKK terörünün en azgın olduğu zamanlarda bile böyle olaylar yoktu. PKK’ya karşı mitingler düzenleniyor, gösteriler yapılıyor, protestolarda bulunuluyordu. Fakat, batı Anadolu’ya yerleşmiş hiçbir Kürte karşı, bu şekilde hareketler olmu-yordu. Ne oldu da bu hareketler sıkça görülmeye başladı?

Bu olayların başlangıcını terörist başı-nın, paketlenerek bize teslim edilmesinde aramak gerektiği inancındayım. Adamı, saklandığı inde, bir operasyonla yok edebileceğimizi anlayan ABD, politikası icabı yaşamasını is-tediği terörist başını, idam edilmemek koşulu ile bize teslim edebileceğini bildirdi. Mal bulmuş mağribi gibi, bu oltaya atlayanlar, Apo beyi krallar gibi bakacakları sözünü vererek teslim aldılar. Göstermelik bir mah-keme sonucu adamı idama mahkum ettiler, ama, asamadılar. Çünkü, idam etmeyecekle-rine dair verilmiş sözleri vardı. İmralı adasına kapattılar. Dağlardaki ininde bulamayacağı, her şeyi emrine sundular. Yediği önünde, yemediği arkasında, doktoru yanında, televizyonu odasında, örgütünü oradan idare etmesi için gereken bütün koşulları hazırladılar. Belki, dağlarda, bakımsızlıktan ölebilecek bir adamı, hapishane adını verdikleri kral dairesinde, yeniden hayata döndür-düler.

Apo, ABD’nin tavsiyelerine uyarak politika değişikliğine gitti. İşte, bu olayların başlangıcını, hatta sebebini, bu politika değişikliğinde aramak gerekir. “Silahı bırak, politika yap!” olarak özetleyebileceğimiz, bu politika değişikliğinin sonucu, PKK’nın stratejisi de değişti. Irak’ta kurdurulan kukla Kürt devleti ile ilişki kurulacak ve bu kukla devletin yaşaması için, ona hayat öpücüğü verecek, dünyaya açılma yeri bulunacaktı. Bu yerin, Basra körfezinden olması mümkün değildi. Araplar, buna asla izin vermezlerdi. Tek yol vardı; Türkiye’nin geniş sahil kesiminden yararlanmak. Yeni stratejiye göre; Kürtler, kafileler halinde Mersin’den kuzey Ege sahillerine kadar yerleşecekler ve bulundukları yerlerde bir Kürt burjuvası oluşturacaklardı. Bu burjuvanın oluşturulması için öncelikle, bu yerlerin sokaklarına hakim olmak gerekiyordu. Yani, sokakları Kürt mafyası kontrol etmeliydi. Onlara karşı koyabilecek cesarette olan Türk gurupları da te-mizlenmeliydi. Bu işte, uydurulan bir takım senaryolarla, maalesef devlet bu gurupların üzerine gitti. Önce Sedat Peker gurubu, daha sonra Bursa ve İzmir gurupları, bir sürü düzmece iddialarla ortadan kaldırıldılar.

Dikensiz gül bahçesinde, hazırlanmış Kürt mafyası faaliyete geçti. Birkaç senedir, Denizli’de, Aydın’da, Muğla’da, Mersin’de, İzmir’de, Manisa’da, Balıkesir’de ve bu yerlerin önemli turistik ilçelerinde yaşayan esnafın canına yetti. Lütfen gidin, dolaşın, verdikleri haracın ne boyutlara ulaştığını ağızlarından dinleyin. Durum ilgililere defalarca bildirilmesine rağmen, hiçbir şey yapılmadı ya da yapılamadı.

Sokakların desteği ile, bazı Kürt mafya ağaları bu bölgelerde, burjuvalaşmanın adımlarını atmaya başladılar. Ellerinde bulunan ve kaynağı bilinmeyen paralar sayesinde, büyük iş yerleri açmaya, kendilerine rakip gördükleri iş yerlerini ellerinde bulunan mafya ile tehdit ederek piyasadan sil-meye başladılar. Başka bir metot ise, sıkışan esnafa yüksek faizlerle borç vermek ve borçlarını ödeyemeyen esnafın mallarının üzerine, güya yasal yollarla oturmak olarak söylenebilir. Bu yolla iflas ettirilerek mallarına el konan epey esnaf olduğunu, bölge halkı açık olarak ifade ediyor.

Elbette böyle durumlar, halkın, devletine olan güvenini sarsar. Sarsılan güven de, halkı başka arayışlara iter. Tam bu sıralarda, bayrağımıza yapılan çirkin saldırı ve arkasından, her gün kaldırılan şehit cenazeleri, halkı inanılmaz derecede heyecanlandırmaya başladı. Arkasından, yukarıda örneğini verdiğim gazete haberleri ve AB’nin Kürtler için istediği bitmez tükenmez tavizler, heyecanın dozunu sürekli arttırdı. Türk halkı hem mağdur, hem sanık olmanın yarattığı duygularla, patlama noktasına geldi. Hemen, herkesten aynı sözü duyuyorsunuz “ Ne olacaksa olsun, bu mesele bitsin. İç savaşsa iç savaş. Rahatımız, huzurumuz kalmadı” diyenler, ina-nın yüzde doksanları aşmış durumda.

Yukarıda, özetle anlatmaya çalıştığımız durumu en yoğun yaşayan bölgelerimizden birisi Ayvalık’tır. Burada, bir de Rum-Yunan ikilisinin düzenlemeye çalıştığı oyunlar var. Hatta, büyük bir kesimde, bu ikiliye, Kürtlerin de ortak olduğu söylentileri almış yürü-müş durumda. Aslında Ali Bey adasında olan olay, emniyet müdürünün söylediği gi-bi, münferit ve küçük bir olay, ama, bir müddet sonra, daha büyük olayların yaşanabileceğinden endişe ettiğimi kaydetmeliyim. Çünkü, herkes, barut fıçısı halinde, her an patlamaya hazır birer bomba görüntüsünde.

Devleti arayıp ta bulamayanlar, kendi göbeklerini kendilerinin kesmeleri yönünde hazırlık yapıyorlar. İnanın, bu çok tehlikeli bir şey, binlerce masum insanın hayatına mal olabilecek bir duruma doğru hızla giden olaylara, hükümetin ya da devletin hakim olması gerekiyor. Yoksa, olacak-lardan birinci derecede hükümet sorumlu olacaktır.
Bize göre; olayların tırmanmasının tek sebebi var: Yaşananlara duyarsız kalınması... Yasa tanımamazlara hadlerinin bildi-rilmemesi... Mersin’deki bayrak yırtma olayından sonra, bütün Türkiye’de gayet sessizce so-kaklara çıkıp bayrağını taşıyanlara, evlerine bayrak asanlara, hükümetin tepkisi “Aman dikkatli olun, Türk milliyetçiliğini yükseltmeyin” diye nasihat vermek oldu. Fakat onların gözleri, her halde, her gün yükseltilen ve saldırgan bir hal almaya başlayan Kürt milliyetçiliğini geremeyecek kadar kör... Ama, sorun Türk milliyetçiliği olduğu za-man, her şeyi görecek kadar açık. Bu çifte standartın mutlaka ortadan kaldırılması ge-rekir. Yasalara karşı gelen kim olursa olsun, hakkından gelinmelidir.

Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Mersin’in göbeğinde Apo posterlerini sallayanlara, sözde Kürt bayrağını dalgalandırarak ortalığı yakıp yıkanlara kimse sesini çıkarmıyor, ama, ben bayrağımı elime alırsam, hemen müdahale ediliyor. Ve o zaman, kendi kendime soruyorum “ Bu devlet Türk devleti mi? Yani benim devletim mi? Değilse, benim devletim nerede?” Tanzimat’tan beri verilen tavizlerle, artık Türkiye Cumhuriyeti devletini, yani benim devletimi, azınlıklar yönetmeye başladı. Onlar, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı oldu, biz, çoğunluk tahakküm altında ikinci, üçüncü sınıf vatandaş durumuna düşürüldük. Sosyal hayatımızla ilgili, AB dayatması uyum yasalarına bir bakın; kimlere nasıl haklar tanınmıştır. Orada Türk kelimesine bile rastlayamazsınız.

Bütün bunlar, en kutsal hak olan “Nefsi müdafaa” yani “kendini koruma” hakkını dünyanın bütün milletlerine verir, ama, sadece Türk milletine vermez. Türk milletinin kendini koruma hakkı olmaz. Eğer, böyle bir hakkı kullanmaya kalkarsanız, o hakkın adı ‘linç’ olur, o hakkın adı ‘insan haklarına saldırı’ olur.

Şimdi, gazete demeye dilim varmayan iki paçavraya şöyle bir göz atın. Bu başlıkların bir benzerini siz kendi yayın organınızda atsanız, mesela, “Kürtler Türkleri Linç Ettiler”, ya da “Kürtler Türklere Saldırdılar, Evlerini, İş Yerlerini Talan Ettiler” başlıklarını manşette kullansanız, Halkı isyana teşvik etmekten hakkınızda on tane dava açılır. Ama, bunlara herhalde hiçbir şey yapılmıyor ki, bunlar, canları sıkıldıkça bu tür manşetlerle çıkabiliyorlar.

Şu başlığa dikkat ediniz: “Genelkurmayın Topyekün Savaş Çağırısı Yanıt Buluyor. Topyekün Linç!” Zannedersiniz ki, yüzlerce, binlerce insan, kendi halinde, işiyle gücüyle meşgul, masum insanların üzerine saldırmış ve hepsini öldürmüş. Bu kadar büyük provakatörlük, her halde dünyanın hiçbir yerinde olmamıştır. Bu kadar büyük bir yalan, dünya kurulduğundan bu yana, her halde yazılmamıştır. Ve lütfen dikkat ediniz, Genelkurmayımıza büyük bir suçlama yapılıyor ve büyük bir iftira atılıyor. Genel kurmay, kime karşı topyekün savaş olmasını istedi? Elbette, masum insanları öldüren PKK canilerine karşı! Ama, onlar, kendilerine göre, Kürt halkı ile PKK arasında bir fark olmadığını göstermek istiyorlar. PKK ile yapılan savaşın Kürt halkı ile yapıldığını anlatmaya çalışıyorlar ve hiç düşünmüyorlar ki, binlerce masum insan, bu yavelerle hedef ha-line getiriliyor.

Bir iç savaş senaryosu hazırlamışlar, iç savaş çığırtkanlığı yapıyorlar. Masum insanların ölmesi, onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Kör taassuplarının hedefine ulaşmak için, on binlerce insanın ölmesini istiyorlar. Ama, anlamıyorlar ki, on bin değil, yüz bin, bir milyon, on milyon insan dahi ölse, o kör taassuplarının gerçekleşmesi imkansız

Batman’da, Diyarbakır’da yaşananlara bir bakın ve ibret alın. Teröristlerin, eli kanlı katillerin sahibi kesiliyorlar, onlara özel mezar yerleri hazırlıyorlar, onları ırklarının kahramanları ilan ediyorlar ve yeni ölümler için zemin hazırlıyorlar. Kan gölünün içinde memnun ve mesut yaşıyorlar, tıpkı leşe konan akbabalar gibi...

Bakmayın siz bunların, barıştan, kardeşlikten, insan haklarından söz ettiklerine, aslında, ellerine fırsat geçirdikleri anda, binlerce masum insanı yok edecek kadar insanlıktan nasibini almamışlardır. O sözlerin hepsi, aldatmaca, insanımızı kandırmaya yönelik aldatmaca... Bir de Batıya şirin görünme!

O Batı ki, bunları en az on defa satmıştır. Ama yine de kuyruk gibi peşlerinden ayrılmıyorlar. Zannediyorlar ki, batı onların dostudur, kardeşidir. Halbuki, bir gün sonra kendilerini satacağını ve ölümlerine zil takıp oynayacaklarını bilmiyorlar. Şimdi çıkarı var, biraz seviyor, okşu-yor. Yarın çıkarı bitince ne olacak? Acaba bin kürdü, bir insanını feda edecek mi? Mesele bunu anlayabilmek, ama, maalesef anlayamıyorlar.

Ali Bey adasında, İzmir Seferhisar’da olan olayların, yarın Aliağa’da, Dikili’de, Menemen’de, Bergama’da, Edremit’te, Akçay’da olmasını istemiyorsak, şapkamızı önümüze koyarak iyi düşünmemiz ve gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Her yeni gelen gün, bir öncekinden daha tehlikeli oyunlara gebe olarak geliyor. Lütfen, uyanın! Lütfen, hiç olmazsa mevcut yasaları işletin! Yasalara karşı çıkan kim olursa olsun, gözünün yaşına bakmayın!

Özgürlükleri daha fazla genişleterek bu meseleyi çözeceğiz deyip, kafanızı kuma sokmayın! Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan özgürlükleri verdiniz de ne oldu? Oturup düşünün. Daha ne gibi özgürlük vereceksiniz. Kalan sadece, azınlıklara devlet hakkı tanıma özgürlüğüdür. Eğer, bunu kast ediyorsanız, bir an önce verin de, binlerce masum insan, binlerce Mehmetçik ölmesin.



Bu yazar solcu bir yazar, bunlar kolay kolay böyle şeyler yazmazlardı, hayret ederek tespitlerini iyi okumanızı temenni ediyorum.

Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt Ekm 04, 2008 1:26 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Güzel özetlemis...

BIZ SAGDUYU CAGRISI YAPMAYACAGIZ


Yillardir anlatiyoruz, anlatmaya da devam edecegiz. Lakin lafla peynir gemisi yürütmeye benziyor.

Yok, körler oy vermede, satilik vicdanlar isbasinda.


Allah (c.c.) sonumuzu hayir kilsin.


TANRI TÜRK´Ü KORUSUN VE YÜCELTSIN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cmt Ekm 04, 2008 7:12 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Defalarca söyledik.Sorunun kökeni ne ekonomi,ne eğitim,ne de kürtlerin dışlanmasıdır.Bu ülkede kürt ün serbest dolaşım hakkı var mı?Var.Türkiyenin her yerine yerleşip iş bulabiliyor mu?Evet.
Devlet kurumlarında iş bulabilip son dereceye ve makama kadar yükselebiliyor mu?Evet.Mecliste milletvekili olarak temsilcisi var mı?Nüfusa oranla haddinden fazla.
Sorun; batının yüzlerce yıldır kaşıdığı şark meselesinden başka bir şey değildir.
Ne özgürlüğü,ne sağduyu çağrısı,ne iyi niyetle yaklaşım?
Sağduyulu ve iyi niyetli olması gereken birisi varsa o da kürtlerdir!
Bu ülkenin vatandaşı olduklarını,Türklüğü benimsediklerini,ve ortak yaşama isteğinde olduklarını ve bu vatana ihanet etmeyeceklerini göstermeli,ya da bu vatanı terkedip defolup gitmelidirler!
Türkiyenin 1980 lerden beri tüm gücünü ve imkanlarını seferber edip bu bölgeye yatırım yaptığı ortadadır.Buna rağmen hala daha pkk dağa çıkacak eleman bulabiliyorsa;bunu daha fazla özgürlük bilmem ne gibi şeylerle önleyemezsiniz.
Sorunun asıl nedeni oradaki aşiret düzenlerinin yüzyıllardır yıkılmamasıdır.
Bu sistem çökertilmedikçe bu işin önü alınamaz.Bunlara toprak verip meşgul olması sağlanmalıdır.Zaten büyük sulamalar geçmişde bu amaçla başlatıldı ve bölge kuraklıktan kurtarılmak üzeredir.Ama tarımın böylesine dışlandığı bir iktidarda bu nasıl olacak?Sulama kanalları yerine çifte otoyollar yapan ahmak kafalar; iktidarını sürdürdükçe bu nasıl olacak o ayrı bir mesele!
Özalın ahmakca devlet baba değildir mantığı ile;bu ülkede hem tarım bitirilmiş hem de şehirlere göç hızlandırılmıştır.Oysa devlet şehirler de alt yapı için büyük harcamalar yapıp bir sürü insanı sıkış tepiş yaşatacağına,şu gübre ve mazot fiatlarını düşük tutsaydı;hem bu yığılmayı önleyecek hem de bu harcama milli gelir olarak geri dönecekti.Devlet kar kurum değildir.Sen zamları yaparak,tarım ülkesini bitirirsen zaten vergi de toplayamazsın bir süre sonra!Devlet sosyal bir kurumdur.Tüccar değil!
Bu gün kimse ağalık sistemini yıkmakdan söz etmiyor.Neden?Çünkü iktidarları o yörelerde ağalar belirler de ondan.Herif toprağını israilliye satıyor.Sen kamulaştır,dağıt vatandaşa,kirala vadeli sat bir şeyler yap;bak bakalım dağa çıkıp gebermek isteyenler kalacak mı?
Bizim kürtlere karşı artık yapabileceğimiz tek şey,bu ağalık sistemini yıkmak dan başka bir şey değildir.Sorunun temeli budur.Ağalar hem pkk hem devlet ile içli dışlı olup,ikili oynamakta;varlıklarını bu ödünler üzerine sürdürmektedirler.Bu gün bu meseleyi ilk ortaya atan chp dahil,hiçbir siyasi partinin programında var mı toprak reformu diye bir şey?
Ama bütün bu yanlışlar gene de kürtlerin ayaklanmasını,sağa sola hırlamasını,her tarafta sosyal terör estirmesi için bir gerekçe değildir.
Benim anadolumun fakir köylüsü,Karadenizimin topraksız insanı nasıl ekmeğini taştan çıkarıyorsa;yurt dışına çalışmaya mı giderler,başka bir şey mi yaparlar bilmem.Ama bunlar batıya oraya buraya yığılıp,itlik yapmak da,sağa sola hırlamakta, şu yukarıda belirtilen uğursuzlukları işlemektedir.
EVET SAĞDUYU İÇERİSİNDE OLMASI GEREKEN BİRİLERİ VARSA O DA KÜRTLERDİR.BUNU YAPMADIKLARI İÇİN DE MİLLİYETÇİ DUYGULARI DAHA FAZLA TAHRİK EDİP KENDİLERİNDEN NEFRET ETTİRMEKTEDİRLER.
ARTIK BATININ OYUNLARINDAN KENDİLERİNİ KURTARIP İTAAT ETMELİ,İHANETİ BIRAKMALI,YA DA DEFOLUP GİTMELİDİRLER.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
altaylar
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 09, 2006
İletiler: 262
Şehir: Almanya

İletiTarih: Cmt Ekm 04, 2008 12:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Az önce Skay Türk kanalinda Erdal Sarizeybek pasamizin konusmasini dinledim. Pasamizin söyledigi de özellikle agalik sisteminin cökertilmesi gerektigi idi. Cünkü bu agalar secimlerde benim 30000, 50000 oyum var diyerek millet vekilleriyle isbirligi icine giriyorlar.

Tipki rte nin dogu illerinden yüksek derecede oy almasi gibi.
Benim aklima gelen örnek 2007 secimlerinde Bingöl`den yüzde 78 gibi oy almisti akp.

Sarizeybek pasamiz hükümete sert cikarak, bu sehitlerin sorumlularinin hükümetin ta kendisinin oldugunu söyleyerek, hükümetin teröre yeterince duyarli olmayarak gereken teskereleri geciktirerek terörün tirmanmasina sebep olmakla sucladi ve Cumhuriyet savcilarini göreve davet etti.

Akp Türkiye yi ucuruma sürüklüyorsun akp.

Bir kac gün önce Ayvalik olaylari! Simdi 15 sehidin haberi!

Kürtler hosgörü, sehit anasina "askerlik yan gelip yatma yeri degildir" sözü.

Nereye Akp nereye !

Nereye bu gidis Boskakan nereye!....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Pts Ekm 06, 2008 11:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Aslinda söyle güzel bir temizlik sart.

Meydan bu kürtcü mafyalarina birakildi.

Sagduyu magduyu fasa fiso!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1