Bozkurt NET

[kadir45]

Sevri içeren ve Türkiyenin bölünmüş halini gösteren haritaların içinde yer aldığı kitabı,öğrencisine tavsiye edn milli eğitim bakanlığı nın bu yıl bir son numarası var ki evlere şenlik.Yüzlerce yıllık yöntem bırakıldı.Artık elektronik karne verecekler.Tüm öğretmenler notlarını meb internet sitesine girecek,notlar burada elektronik karne haline getirilecek,okullar bu veri deposundan karneleri basıracaklar ya da tam bilmiyorum,öğrenci internetten elektronik olarak karnesini çıktısını alacak?Bir Allah ın kulu bana bunun mantıklı bir açıklamasını yapsın.Yahu dersi veren ilgili okul,ilgili öğretmen,sınavı yapan da o,değerlendiren de o.Bu milli eğitimimn okullara mı güveni yok da notları sitesine yüklüyor?Her şeyi yapan ilgili okul olduğuna göre,neden bu merkezi sisteme geçildi?
Bunun altında bir numara yatıyor.Sanıyorum bunlar,yökü de ele geçirdiklerine göre,sınav sistemini değiştirecekler,okul başarın puanının önemini daha da arttıracaklar,ve merkezde diledikleri adamların notları ile oynayıp,bunları üniversiteye rahatça sokacaklar.Hele bir de imam hatiplilelrin önünü açarlarsa ki açacaklar bu gidişle;o zaman kaymaklı ekmek kadayıfı.Bir gün bakacaksınız ki İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİNE HEP FETTOŞUN OKULLARI,İMAM HATİPLİLELER,AKEPEYE ÜYE OLANLARIN ÇOCUKLARI GİRİVERMİŞ.ONDAN SONRA ÜLKE İNANÇLI! MÜHENDİSLERE,ÖĞRETMENLERE,DOKTORLARA FALAN TESLİM.
BU SİSTEM DERHAL İPTAL ETTİRİLMELİDİR.BU BİR DAVA KONUSU OLMALI VE ESKİ SİSTEME DÖNÜLMELİDİR.ELEKTRONİK SEÇİM SONUÇLARINININ NETİCESİNİ GÖRDÜK.BİR DAHAKİ SEÇİMLERDE OYLARIN %100 DE 150 SİNİ AKEPE ALACAK.BU İŞ DE BUNA DÖNMESİN.

[cCc_OzguR_cCc]

Kadir Ağabey, artık Milli Eğitim'e "Milli" demenin de pek anlamı kalmadı. Sadece Türkçemiz'eyerleştiği üzere bu tamlamayı kullanıyorum. Yakında okullarda okutulan "And" değiştirilip, "Fettoşun açtığı yolda, gösterdiği hedefe, hiç durmadadan yürüyeceğime, Amerikan Bayrağı ve İncil üzerine yemin ederim!" halini alırsa da şaşırmayalım.:)

Cemaatleşme diz boyunu aşıp gırtlağı bile geçince, Milli Eğitim de "soytarılar kabinesi"nden nasibini aldı. Geçenlerde bir kitap kapağı gördüm. Hepinizin bildiği bir Örümcek Adam kurgusu vardır. Kitap kapağında Örümcek Adam "örümcek desenli" seccadesinin üstünde namaz kılıyor. Kitabın başlığı da şu: Örümcek Adam Namaz Öğreniyorum!

Atacakları taklanın şeklini bile şaşırdılar artık...

[kadir45]

hürriyet den alıntı:

	Alıntı:
	Talim Terbiye'de deprem Saygı ÖZTÜRK / sozturk@hurriyet.com.tr Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan görevinden istifa etti. Erdoğan, uzun süredir bir çok konuda Milli Eğitim Bakanı Çelik ile anlaşamıyordu. Ders kitaplarının seçiminde AKP'li öğretmenlerin görevlendirilmesi ve Kurul Başkanı'nın devre dışı bırakılması da istifa sürecini hızlandırdı.

Sonunda kendi getirdikleri adam bile dayanamadı.
Haberin ayrıntılarına baktığınızda;bunun şeklen bir istifa olduğunu,aslında görevden atıldığını anlıyorsunuz.
Evet talim ve terbiye kurulu başkanı görevinden atılmıştır.İstifaya zorlanmıştır.

Alıntı:

Başkanlığım süresince 1926 yılında yüce Önder Atatürk’ün kurduğu bir Cumhuriyet kurumunu yönetmenin bilinciyle hareket ettim. Eğitim ve öğretim için öncülük yaptığım ve rol oynadığım her bir çalışmada ayrı bir mutluluk yaşadım. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı gibi yüce bir görevi yürütürken edindiğim tecrübeleri de kullanarak eğitim sistemimizin iyileştirilmesi için bundan sonra da çaba sarf edeceğim. Talim ve Terbiye Kurulu’ndayken hedeflemiş olduğum bazı çalışmaların hayata geçirilmesinin bir eğitimci olarak takipçisi olacağım. Ayrıca kamuoyuna da eğitime yön verebilme konusunda rolünü daha iyi oynaması için yardım etmeye çalışacağım. İki yıl önce beni bu göreve getirerek Türk Milli Eğitim Sistemi için belirli çalışmaları yapmamı sağlayan Sayın Bakan Doç. Dr. Hüseyin Çelik’e teşekkür ediyorum.

Bu kadar yağcılık,yalamalık ve laçkalık olur.Bunlar istifa eden bir adamın söyleyeceği laflar değil!
Bakanın bu kurumda neler yapmaya çalıştığını bilmemesi mümkün değil.
Görev tekliflerini de zamanında kabul etmiş çalışmış.Milli eğitimin gidişat ve geldiği nokta da belli.Sen hangi 1926 ruhundan bahsediyorsun?Dalga mı geçiyorsun?
Kime teşekkür ve minnet ediyorsun?
Sen kullanıldın ve boru gibi görevden atıldın.Bunu da sana istifa ile yaptırdılar.Biz de istifa ettik zamanında.Ama yaptığımız açıklama ve kamuoyuna verdiğimiz bilgiler ile ortalığı ayağa kaldırdık.Kalkmış bakana teşekkür ediyor.Ben bu kadar samimiyetsiz bir insan daha görmedim!

[kadir45]

hürriyet:

	Alıntı:
	İstifa etmedim, zorlandım Nuran ÇAKMAKÇI Bir hafta önce "Meslek liseleri kapatılsın" açıklaması yapan Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, görevinden ayrıldı. Erdoğan, "İstifa dilekçesi vermedim, karşılıklı olarak konuştuk, bu kararı aldık. İstifaya zorlandım" dedi.

Şimdi doğruyu söylüyor.Meslek liseleri kapatılsın demek antikalığı zaten ne olduğunu ortaya koyuyor.Meslek liseleri kapatılmasın efendi.
Tam tersine meslek liseleri sonuna kadar daha çağdaş ve teknik eğitime kavuşturulsun.Doğru karar budur.Çünkü biz senin gibi masa başında değil,hayatın içerisnde meslek liselerin yetersizliğini gördük.
Sen meslek liseleri dedin,senin taptığın bakanın,kafayı imam hatiplerle yediği için seni yanlış anladı,zannetti ki,imam hatipler kapatılsın.bUNUN BEDELİNİ DE SANA BÖYLE ÖDETTİ.Halbuki sen teknik liseleri kapatarak ne güzel Türkiye ye en büyük darbeyi vurup;donanımsız,kültürsüz,ezberci,artı bilimlerin temel esaslarından habersiz lise mezunları yetiştirecektin ne güzel değil mi?
Türev ,diferansiyel,integral bilmeyen adamları elektrik mühendisliğine,fizik matematik bilmeyen adamları mühendisliklere gönderecektin ne güzel.
O zavallı üniversite hocaları da orada meslek değil,lise bilgileri öğretmekle günleri geçireceklerdi değil mi?
Oysa neydi doğrusu?Teknik liselerin kalitesini çok arttırmak,tulumu ayağına çekip teknikleri uygulayacak teknik elemanlar yetiştirmekti değil mi?Bukadar imam hatip okulu bu ülkeye gereksizdi;sayılarını azaltıp,bunların kalitesini arttırıp,ilahiyatların alt yapısını doğru dürüst hazırlamaktı değil mi?İnançlı avukat,mühendis,hakim,subay,doktor yetiştireceğiz palavraları ile,ne doğru dürüst din,ne de doğru dürüst pozitif bilim öğretilen arka bahçeler olmaktan kurtarmaktı değil mi?
Mühendisin mühendisliğini,ilahiyatçılığın ilahiyatçılığını,askerin askerliğini,doktorun doktorluğunu,avukatın avukatlığını;kısacası herkesin kendi işini yapacağı dallara ayrılmış,az bilen ama konusunu tam bilen adamlar yetiştirmekti değil mi?Benim babam rahmetli ziraat teknisyeni idi.
Ben onun ziraat bilgisini bugün değme ziraat mühendisine değişmem.
Lise de fen bölümünde okuyorum,ilk fen öğrencileriyiz.Benim takıldığım soruları hallederdi.Bu ülkenin ziraat teknik liselerinde fasulye üzerine doktora yapmış hocalar ders veriyordu.Seneler 45!Bugün teknik liselerde doğru dürüst kaç öğretmenin var işi öğretecek,kaç tane doktora yapmış hocan var??Çok alanlara ayrılmış,o alanın hakimi bir öğretim ve eğitim sistemi idi değil mi gereken?10 cm kar yağdığında kaç çelik çatı çöken bir ülkedeyiz.Kaynak deyip geçersin.Perçin der geçersin.Bulon der geçersin,çivi der geçersin.Bunların her biri üzerine sayfalarca kitaplar standartlar var.
İşte talim terbiye kurulu başkanı olarak bunları çözmen gerekirdi.
Senin daha başta düşüncen sakat.Meslek liselerini kapatmakmış.
İyi ki görevine son vermişler.Sen imam hatipleri değil,teknik liseleri de kapatarak ülkede büsbütün niteliksiz adam yetiştirmeye neden olacaktın.
Vallaha billaha bu milleti Allah koruyor!

[tamerr]

Alıntı:

Kadrolaşmaya Danıştay engeli ANKA Danıştay’dan Milli Eğitim Bakanlığı’na “vekaleten atama”lar için şok karar çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği’nin iptali sonrasında görevlerinden alınan 630 kişiden 462’sinin, Bakanlık tarafından vekaleten atanmalarına Danıştay’dan “yargı kararlarını işlevsiz bıraktıkları” gerekçesiyle “dur” kararı geldi. Söz konusu karar nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün 5 yöneticisi hakkında “yargılanmaları”nın yolu açıldı. MEB, ATAMASI İPTAL EDİLEN 462 KİŞİYE VEKALETEN ATADI Milli Eğitim Bakanlığı’nın 13 Nisan 2007 tarihinde yürürlülüğe giren Yönetici Atama Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin Danıştay tarafından iptal edilmesinin ardından 630 yöneticinin ataması iptal edildi. Buna karşın Milli Eğitim Bakanlığı ataması iptal edilen yöneticilerden 462’sini ise “vekaleten” tekrar atadı. Eğitim-İş, durumun Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tarafından “yönetici adaylarının haklarının ihlal edildiği ve zarara uğratıldığı” şeklinde kabul edildiğine işaret ederek, yargı kararını yerine getirmeyen yöneticilere izin verilmemesini istedi. DANIŞTAY’DAN BAKANLIĞA: “YARGI KARARLARINA UYMUYORSUNUZ” Danıştay Birinci Dairesi’nin gerekçeli kararında, ataması iptal edilen 630 yöneticiden 462’sinin vekaleten yöneticilik görevlerine yeniden atandığına dikkat çekildi. Kararda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 26 Ekim 2007 tarihinde elektronik ortamda bazı birimlere, “ataması iptal edilen yöneticilerin vekaleten görevlerine dönmesi” amacıyla bir yazı gönderildiğine dikkat çekildi. Gerekçeli kararda, “Teklif uyarınca, Bakanlıkça geçici görevlendirme yapıldığı dikkate alındığında, ilgililerin yargı kararlarını şeklen uyguladıklarının ve yargı kararları uyarınca ataması iptal edilenlerin büyük bölümünü kısa süre sonra bu görevlere tekrar geçici olarak görevlendirmek suretiyle yargı kararını etkisiz bıraktıklarının görüldüğü, bu nedenle ilgililere istinat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu” bildirildi. Söz konusu karar sonucunda Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in soruşturma izni vermediği Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, Müdür Yardımcısı Hikmet Ormancı, Daire Başkanı Hilmi Çolak, Şube Müdürleri Köksal Öztaş ve Erdal Kapıcı’nın soruşturulmasına izin verilirken yargılanmasının yolu da açıldı. “MEB YETKİLİLERİ KAÇACAK EĞİTİM-İŞ KOVALAYACAK” Eğitim İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Danıştay’ın, kadrolaşma “çabasında” olan Milli Eğitim Bakanlığı’na “gerekli” cevabı vermiş olduğunu söyleyerek, “Bu karar ile Danıştay, Bakanlığa ‘vekaleten yönetemezsin’ mesajını verdi. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolaşmak amacıyla yargı kararlarına bile uymuyorlar. AKP ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri kaçacak, Eğitim-İş kovalayacak. MEB yetkililerinin artık hukuk kurallarına uymalarını bekliyoruz. Hukuk herkese gerekli olacaktır” dedi.

Günaydın diyorum başka birşeyde demiyorum....

Saygılarımla

[kadir45]

Yasalara karşı bu kadar saygısız,umursamaz,dediğim dedik bir iktidara bugüne kadar tanık olmadım.
Düşünce özgürlüğü,demokrasi,hukuk gibi kavramlar üzerine laf salatası yaparak;işkembeden sallayan bu adamlar;önlerine set çıktığında gayet güzel etrafından dolaşarak;çeşitli hile ve oyunlarla kafalarına koydukları şeyleri yapıyorlar.
Buna dair bir kaç yıl önce çok çarpıcı bir örnek vermiştim.
Bazı değerli insanların;memuriyet için yaşlarının geçmiş olması nedeniyle memur olup da devlete hizmet edebilmesi için son derece iyi niyetle bir çıkış yolu bulan yasa;özel kalem müdürlüğü kadrosuna bu kolaylığı sağlamıştı.Çok özel ve değerli insanlar dışında hiçbir iktidar bu yasayı sömürmedi.
Ama bunlar bunun da cılkını çıkarmayı başardılar.Serbest meslek sahibi olup da züccaciye mağazası olan bir sakallıyı,bu yolla önce özel kalem müdürlüğünden memur ettiler,ardından başka bir bölüme aktarıp yerine tekrar birini atadılar.
Bu ülkenin çocukları,kps sınavlarına girip ter dökerken;memur olmak için sıraya girerken bunlar hayatında bir gün bile devlet hizmetinde bulunmamış,kendi işinden başka bir işle uğraşmamış adamı bu yolla belediyeye memur yaptılar.Yapan adam da resmen isim veriyorum;Isparta Belediye başkanı Hasan Balaman dır!
Şu gazeteci dövdüren,turban konusunda verdiği demeçler ile yargıtay suç dosyasında adı bulunan belediye başkanı.
Hasan Balaman,bu şahısta ne buldu da onu nemur yaptı?Adamın hiçbir niteliği yok!Sıradan bir esnaf!
İşte bunlar böyle adamlar.
Kanun çıkarmasını dahi bilmeyen,çıkardığı tüm kanunlar yasalara takılan,yandaşlarını beslemekten başka bir şey yapmayan adamlar.
Şu anda halk otobüslerine verilen serbest biniş kart sayılarında patlama var,Bu şoför esnafına yazıktır.Adamlar zarar ediyorlar.Bir otobüsün neredeyse yarısı bedava seyahat ederse;o esnaf nasıl ekmek yiyecek?
Bunlar böylesine hak,adalet tanımaz;iktidar için her şeyi yapabilecek tiynette adamlar.Bu gasp tır!Zulümdür!Kul hakkıdır!Edepsizliktir!
Böyle adamlar kalkacak bu ülkeye yeni anayasa yapacak,daha demokratik olacaklar,vs vs öyle mi?Yüzde 47 i işte böyle elde ettiler.
Bunun adı da sözde milli irade oldu.
Gözümüzün önünde dağıtılmadık rüşvet kalmadı,ve yetkili kimselerin sesleri bile çıkmadı!
Ondan sonra kalkıyor,vatandaşa eşit davrandık diye hiç sıkılmadan yalan söylüyor!Herkesi kucakladık diyebiliyor rte!
Geç bunları geç!Biz kör değiliz!Kimleri kucakladığınızı çok iyi biliyoruz.
Bütün bunların sebebi;cennetin anahtarlarını satan,ölmüş yakınlarına cennet den yer ayarlayan katolik kilisesine başkaldıran ve protestanlığı seçen Alman köylüsü kadar olamamış;sözde dindar o yüzde 47 koyundur!
Bunların islamı eğer kapatılmazsa gelecekte nasıl yaşatacağını görmek için fazla beklemiyeceksiniz!
Türkiye Yaşar Nuri Öztürk Bey in de son derece haklı olarak yakındığı ve uyardığı gibi,dinsizliğe doğru gitmektedir.
Akepe ve milli görüş;Türkün bir kısmını dininden soğutmuş,diğer bir kısmına da yeni bir din icat etmiştir!

[tamerr]

Alıntı:

MEB'de şok atama 24 Ağustos 2008 Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’ne (EĞİTEK) bağlı açık ilköğretim, açık lise ve açık meslek liselerine “atama duyurusu yapılmadan” müdür ve müdür yardımcısı atandı. Daha birkaç günlük personeller bu okullara müdür ve müdür yardımcısı olarak atanırken, Personel Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Orman’ın oğlu Sedat Orman da nasibini alarak müdür yardımcısı oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde EĞİTEK’e bağlı açık ilköğretim, açık lise ve açık meslek liselerine müdür ve müdür yardımcısı atamalarını gerçekleştirdi. Atamalar, hiçbir duyuru yapılmadan ve başvuru alınmadan yapılırken, gelen “teklif” üzerine Personel Genel Müdürlüğü atamaları onayladı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e sunulan atamalar “önerisi” Bakan tarafından da onaylandı. 20’ye yakın kişi herhangi bir sınav ve başvuru sürecinden geçmeden müdür ve müdür yardımcısı unvanına sahip oldu. PERSONEL GENEL MÜDÜRÜ’NÜN OĞLU ARTIK MÜDÜR YARDIMCISI İddialara göre, ataması yapılanlar arasında Personel Genel Müdürü Hikmet Orman’ın oğlu Sedat Orman’dan EĞİTEK Genel Müdürü Nizami Aktürk’ün Özel Kalemi Müdürü Serhat Türkoğlu’na kadar birkaç “önemli” isim de yer alıyor. Atamalarda, yetenek ve liyakat ilkelerine dikkat edilmezken, görevinde yükselme bekleyen birçok kişi de “usulsüz” atama nedeniyle başka “baharı” beklemek zorunda kaldı. Açık meslek lisesine müdür yardımcısı atananlardan biri olan Abdurahman Adıgüzel de Bala Endüstri Meslek Lisesi’nde öğretmenlik yaparken EĞİTEK’e bir süre önce görevlendirme ile gelmişti. Adıgüzel, bu atamalarda “şanslı” isimler arasında yer alarak müdür yardımcısı oldu. HİÇ BAYAN YÖNETİCİ ATANMADI Milli Eğitim Bakanlığı içerisinde yönetici olabilmek için sınavlara giren personeller de bulunmasına karşın atamaların duyurusuz ve başvuru alınmadan yapılması, Bakanlık içerisinde de tepkiye neden oldu. Yapılan atamalar içerisinde hiç bayan olmaması da dikkat çekiyor. Açık ilköğretim, açık lise ve açık meslek liselerinin Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlanması yönünde de bir süredir çalışmalar sürdürülüyor. Yakın zamanda bu okullar Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlanacak. Yönetici atama yönetmeliği defalarca yargıdan dönen Milli Eğitim Bakanlığı’nın taşra teşkilatları olan milli eğitim müdürlüklerine yaptığı atamalar sayısız kez yargıdan geri dönerken, bu atamaların sonucunun ne olacağı merak konusu. www.hurriyet.com.tr dan alıntıdır.

Evet merak konusu? akepe nereye koşuyor? akepe neyin dansını yapıyor? akepe nin amacı ne? akepe kimlerle işbirliği içinde?



Saygılarımla

[Tugrulbeg]

Ispanya'da zapetero ile "medeniyetler ittifaki '' yapan dürzüler attiklari imzalarin ve vermis olduklari tavizlerin meyvesini yemege basladi.
Sirada vatikan'a düzenlenecek hac turlari var,bu Tescilli kepazelik,Bizans akp sayesinde hortlatiliyor,


İmam Hatip'e rahip öğretmen


Medeniyetler İttifakı açılımı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına da girdi. İmam Hatip Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liseleri’nin bu yılki müfredatında çarpıcı bir açılım yapılarak bu okullarda okutulan Karşılaştırmalı Dinler Tarihi dersinde imam adaylarının İslamiyet dışındaki dinleri bizzat temsilcilerinden dinlemelerinin yolu açılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, İmam Hatip Liseleri’nin 12. sınıfında görülen Karşılaştırmalı Dinler Tarihi dersinin programındaki etkinliklere bir ilke imza atacak uygulama örnekleri koydu. Bu derslerde imkan varsa Hıristiyan ve Musevi din adamlarının sınıflara davet edilerek bizzat dinlerini anlatması
sağlanacak.

SİNAGOG VE KİLİSELERE GEZİ

“İnsanlığa gönderilen ve günümüzde de mensubu olan Yahudiliğin, Hıristiyanlığın ve İslamiyetin inanç, ibadet ve ahlakla ilgili öğretilerinin, sağlıklı bir şekilde öğretime konu yapılması önemli bir husustur. Karşılaştırmalı Dinler Tarihi dersinde böyle bir ünitenin yer alması bu amaca azami derecede katkı sağlayacaktır” denilen ders programında “Misafir Haham ve Rahip Hoca” etkinliği şu ifadelerle önerildi:

* Dinlerde mabet konusu anlatılırken çevredeki kilise, sinagog (havra) ve camilere geziler düzenlenmeli, görevli din adamlarından bilgi alınmalıdır.

* Mümkünse diğer dinlerin din adamları derse davet edilip konuyla ilgili görüşleri alınmalı veya öğrenciler bu kişilerle söyleşi yaptırmaya teşvik edilmelidir.

* Hac konusu işlenirken Kudüs, Mekke, Roma, Benares gibi hac merkezlerinin ve orada hac yapan insanların resimleri temin edilip öğrencilere gösterilmelidir.

* Öğrencilerin dinlerin ibadet mekânlarını tanımaları ve saygının öğretilmesi sağlanacak

MİSYONER FAALİYETLER PROGRAMA ALINDI

Aynı dersin bir başka ünitesinde ise misyonerlik faaliyetleri ele alınacak. “Dini Çoğulculuk, Diyalog ve Misyonerlik” adını taşıyan ünitede ise İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Hıristiyan grupların, Yahova şahitlerinin, diğer grupların misyonerlik faaliyetlerinde hangi argümanları kullandıkları üzerinde bilgi sahibi olacaklar. Bu çerçevede, derste “İstismarcı misyonerlik kavramı ve Türkiye’de faaliyet gösteren misyoner gruplar hakkında bir araştırma yapılarak sınıf ortamında bunlarla ilgili ve misyonerlerin insanları ikna etmek için hangi yöntemleri kullandıklarına dair bir tartışma ortamı oluşturulur” konulu bir çalışma yapılacak.

Kaynak.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=157591

[estet11]

Milli Eğitimin nereye koştuğu açık açık belli oldu buyrun habere

<<Milli Eğitim Bakanlığı'nın İmam Hatip Liseleri'ne yönelik başlattığı yeni uygulamayla, Dinler Arası Diyalog söyleminin bir adımı daha hayata geçiyor. Bakanlık, İmam Hatip'lerde Dinler Tarihi dersine Hıristiyan rahip ve hahamların davet edilmesini ve gençlere ders verdirilmesini istedi. Böylece güya dinler arasındaki önyargıların ortadan kalkacağını savunan bakanlığın, dinler arası diyaloğun hizmetinde var gücüyle çalıştığı anlaşılıyor.

Misyonerlik bakanlık eliyle okullarda
Gençlere kendi okullarında rahip ve hahamlar aracılığıyla Hıristiyanlık ve Yahudilik propagandasına izin vermek, misyonerliğin de Bakanlık eliyle meşrulaştırılıp kamu kurumlarına kadar sokulması anlamına geliyor. Misyonerlik ve insanları etkileme konusunda kapsamlı bir psikolojik eğitim almış olan rahip ve hahamların, Müslüman gençler üzerinde yapacakları tahribatın nereye varacağını ise kimse önceden kestiremiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın İmam Hatip Liseleri'ne yönelik başlattığı yeni uygulamayla, Dinler Arası Diyalog söyleminin arkasında yatan gerçek amaç da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Medeniyetler İttifakı söyleminin hayatımızın her alanına sokulmasının yanı sıra, şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatına da girdi. İmam Hatip Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liseleri'nin bu yılki müfredatında çarpıcı bir uygulama yapılarak bu okullarda okutulan Karşılaştırmalı Dinler Tarihi dersinde Hıristiyan ve Yahudi din adamlarının sınıflara davet edilerek bizzat dinlerini anlatması sağlanacak.

Misyonerlik meşrulaştırıldı
Bakanlık, İmam Hatip'lerde Dinler Tarihi dersine Hıristiyan rahip ve Yahudi hahamların davet edilmesini ve gençlere ders verdirilmesini istedi. Böylece güya dinler arasındaki önyargıların ortadan kalkacağını savunan bakanlığın, dinler arası diyalogdan anladığı şeyin gençlerimizin Hıristiyanlaşması ve Yahudileştirilmesi olduğu anlaşıldı. Henüz yeteri kadar dini donanıma sahip olmayan gençlere kendi okullarında rahip ve hahamlar aracılığıyla Hıristiyanlık ve Yahudilik propagandasına izin vermek, misyonerliğin de Milli Eğitim Bakanlığı eliyle meşrulaştırılıp alenen kamu kurumlarına kadar sokulması anlamına geliyor. Misyonerlik ve insanları etkileme konusunda kapsamlı bir psikolojik eğitim almış olan rahip ve hahamların, gençlerin zihin dünyası üzerinde yapacakları tahribatın nereye varacağını ise kimse önceden kestiremiyor.

Milli Gazete >>

artık ötesi berisi kalmadı. Hedef belli. İmam Hatip okullarına haham ve papazlar derse gireceklerse sonucu tahmin etmek güç değil. Artık açık açık misyonerliği milli eğitim yolu ile yasallaştırmaya çalışıyorlar

[Tugrulbeg]

Simdi su soruyu sorma zamani ?

Peki geçmiste Mhp,Dsp,Anap koalisyon hükümeti zamaninda Imam Hatip ögrencileri ile protesto gösterileri düzenleyen Imam Hatip lerde örgütlenen akin birdal denen zibidinin baskanligini yaptigi Ihd,Mazlum-der, vs vs her Cuma Namazi çikisi Bas örtüsü için mitingler düzenlerler idi Akp iktidari ile bu mitingler biçak keser gibi kesildi.

Akp zihniyetini yetistiren Türkiye Cumhuriyeti'nin basina bela eden teslimiyetçi ,kisi ve kurumlardan neden ses çikmiyor?

Akp ve Abd'ye cani gönülden bagimli hüseyin çelik'in ne ayrimcaligi var?
Imam Hatip Liseleri neden sessiz? neden Mhp iktidari döneminde yaptiklari fitne ve fesatligi Akp iktidari döneminde kayitsiz kaliyorlar?

Bir papaz bozuntusunun kendilerine ders vermelerini nasil kabullenecekler?yok kabullenmeyecekler ise tekrar her Cuma Namazi sokaklara dökülecekler'mi ?

[kadir45]

Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız bakanlarından birisi olan Nimet Çubukçu Hanımefedi nin işgal ettiği milli eğitim bakanlığı nın şimdi vatanı işgal ile ilgili dehşet bir projesini büyük bir üzüntü ve endişe ile izliyoruz.Neymiş,Türk öğretmenler ingilizce öğretmekte yetersiz kalıyormuş,40.000 adet yabancı uyruklu ingilizce öğretmeni getirilip,çocuklarımıza doğru dürüst ingilizce öğretilecekmiş.
Hayır amaç çocuklarımıza ingilizce falan öğretmek değil.Yurt içinde cirit atan abd ve israil ajanları,yeteri kadar kışkırtma ve bölücülük yapamıyor olmalı ki,bu resmi olmayan ajanlara,bu kez davetiye usulü ile ilk aşamada 40.000 olmak üzere,ucu açık olmak ve kesin sayısı belli olmayacak şekilde ülke içerisinde rahatlıkla misyonerlik,kışkırtıcılık ve bölücülük yapacak adı öğretmen ama kendisi kışkırtıcı ajan olan büyük bir yığın göreve başlatılacak.Libya,Suriye Mısır daha önceleri Irak ta başarı ile görev yapmış bu kışkırtıcı ajanlar şimdi ülkemize rahatça sokulacak.Bu projenin asıl amacı budur.Yabancı dil de eğitim yapılan okulların ve üniversitelerin çok büyük oranda öğretmenleri Türk degil mi?
Buralarda Türk öğretmenleri ile bu iş yapılıyorsa,devlet okullarında neden yapılamasın?
Öğretmen adı altında bu ülkeye misyoner ve ajan yığacaklar.Bunlar kısa bir süre sonra sabotajlara,tertiplere başlayacaklar.Ülke 12 Eylül öncesinden beter hale döndürülecek.
Bir taraftan gençlerimiz hristiyanlaştırılmaya çalışılırken diğer taraftan etnik çatışmaları körükleyecek eylemler yapılıp,ülke kargaşa ortamına götürülecek ve ardından çıkan olaylar bahane edilerek duruma bm el koyacak ve ülke işgal edilecek.Plan bu.
Akpe nin seçimlerde kazaya uğrayıp da tek başına anasayayı değiştirecek sayıyı sağlayamayacağını bilen dış güçler,demokratikleşme kılıfı adı altında yapamadıklarını ülkede terör estirerek yapacaklar.Yapmadılar mı sanki daha önce?Bu defa daha da donanımlı daha da profesyonel olarak gelip bu işi yapmaya kalkışacaklar.
İşin bnu boyutu bir tarafa,tüm gençlerimize ingilizce öğretmenin amacı nedir?Bu ülkede Türkçe dışında başka dillerde doğru dürüst bilim yapılamadığı kanıtlanmıştır.
Neden bu cabalar?Bu ülkeyi abd nin bir eyaleti,sömürgesi yapmak mı niyetleri?
Dünyadan habersiz mışıl mışıl uyuyan emniyet güçleri,kendi vatanımz topraklarındaki terörist faaliyetleri önceden tesbit edemedikten sonra,ilk anda 40.000 ardından sayıları büyük bir ihtimalle yüzbinleri bulacak ajanı nasıl takip edecek?Yoksa işgal gücü,öğretmen adı altında vatan topraklarına mı sokulacak?Nato bu adamları bir gecede biz uyurken silahlandırısa ne olacak?40.000 rakamı alıştırmak içindir,ürkütmemek içindir.Bu iş 40.000 ile sınırlı falan kalmayacaktır.Umarım bu devleti,vatanı korumak ve kollamak ile ilgili görevi bulunan makamlar uyumuyor ve bunun ile ilgili tedbirleri düşünüyorlardır!