Türkiye, ABD’nin başındaki terör belası için ona stratejik destek veriyor, işbirliği yapıyor, İncirlik Üssü’nü açıyor, savaş uçaklarının Türk hava sahasını kullanmalarına izin veriyor, binbir türlü destek sağlıyor, ABD ile birlikte dövünüyor...
ABD?..
Türkiye’nin başındaki terör belası PKK’ya göz yumuyor, görmemezlikten geliyor, dahası kimi zaman destekliyor, en son Kuzey Irak’ta büro açmalarını ve o büroya PKK bayrağı çekmelerine izin veriyor...
*
Elbette birisinin çıkıp bunu ABD’ye sorması lazım.
Bağımsız, özgür, gücünü Türk halkından alan, iki yüzü bir, yiğit, yürekli birisi sormalı:
Niçin?..
ABD’nin Türkiye’dekinin binde biri kadar terörü, Türkiye’de durmadan akan kandan daha önemli olabilir mi?..
ABD’nin Ortadoğu’daki emperyalist hedefleri, Türkiye’nin bütünlüğünden daha mı önde?..
ABD’nin Arap Yarımadası’ndaki petrol çıkarları, Türkiye’nin ulusal varlığından daha mı öncelikli?..
*
Birisi sormalı.
Ama kim?..
Başbakan’ın sorması gerekmez mi?..
Gücünü halktan aldığını söyleyen, milleti temsil etme hakkının kendisinde olduğunu durmadan tekrarlayan, şerefli bir dönemi başlattıklarını aralıksız hatırlatan Başbakan’ın bunu sorması gerekmiyor mu?..
Kendi ülkesindeki rejime karşı ‘Minareleri süngü, camileri kışla, kubbeleri miğfer’ yapan yiğit?..
ABD karşısında suspus olabilir mi?..
İş lafa geldiğinde mangalda kül bırakmıyorsa, o zaman bakarsınız Başbakan yarın çıkar meydana ve şöyle der:
‘ABD, PKK terörü konusunda gerekeni yapmadığı takdirde, başta İncirlik olmak üzere tüm desteğimizi ve stratejik ortaklığımızı 24 saat içinde donduruyoruz...’
Sizce diyebilir mi?..
Diyemez...
Şehit tabutları taşınır cami avlularına, anneler ağlar, çocuklar ağlar, dullar ağlar da...
Ama diyemez gülüm...
kurtoglu1919 Kıdemli Üye
Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA
Tarih: Sal Ağu 02, 2005 10:37 pm ileti konusu:
fergana demiş ki:
Bu mefkure bu hareket
Senden bize bir emanet
Sonsuza dek ilelebet
Başbuğum hep yolundayız.
Rehberimiz Kuran bizim
Hedefimiz Turan bizim
Aynı iman aynı azim
Başbuğum hep yolundayız
Kim diyorsa sana ölü
O Allahın sersem kulu
Kalplerimiz Türkeş dolu
Başbuğum hep yolundayız.
Sen Güzel Güzel Siir Yazmaya Devam et
Düsman Uyumuyor
Not .Allah,katina ermis Rahmetli olanlar,dan Sen,in Beklentin ne ?!
Ölenler,den bir sey Beklemeyin kurani kerim,de bunun bir aciklamasi var !
Sen Kardesim Devam et dogru yoldasin !!!
Cemaat kurumlarımızın Cumhuriyet tarihinde türlü nedenlerle yitirdiği mülklerin tam bir bilançosunu çıkarmaya çalışacağız. Bu konularda okurlarımızın ve özellikle de arşivdeki dosyaları sorumlulukları altında bulunduran eski ve yeni yöneticilerimizin bilgi ve belgeleriyle bizlere katkıda bulunacaklarını umuyoruz.
kaynak.http://www.agos.com.tr/tr/arsiv.htm
kursad88 Amatör Üye
Kayıt: Apr 28, 2005
İletiler: 154
Şehir: Turan
Tarih: Çar Ağu 03, 2005 1:13 am ileti konusu:
Neler oluyor bize Allah aşkına.Ufak bir lafta tartışma çıkıyor.Herkes havadan nem kapıyor.Bugün ben de yaşadım bir Ülküdaşımla benzer bişeyi.Biz böyle birbirimizi yedikçe çok güzel yükselir bu dava.Bir yanda Bahçeli-Ongun-Zeybek çekişmesi bir yanda tabanda çekişmeler...
Biz neden bu davaya gönül verdik?Dünyalık için mi Allah rızası için mi?Herkes kendine sorsun bu soruyu.Kendini bir kontrol etsin.Artık ''Titreyip Kendine Dönme'' zamanı geldi de geçiyor...
Unutmayın küçük bir azınlık hariç bu sitedeki herkes Ülkücü.Bu davaya gönül vermiş insanlar...Tartışmalara bakıyorum herkes kendinin daha iyi Ülkücü olduğunu, doğru Ülkücülüğün kendininki olduğunu savunuyor.Kardeşler hepimiz aynı davaya inanıyorsak bu neyin tartışması.Davamızın töresi bellidir, izlenmesi gereken yol bellidir.Bunları da başbuğumuz yıllarca anlatmış ve bu yolda çalışmıştır.Bilmeyenler okusun öğrensin.Bu site Sanal Alem Cengaverlerinin meydanı değildir.Kimse arkasına sığındığı rumuza güvenip ahkam kesmeye kalkmasın.Burası yeri değil!
Bu yazdıklarım sadece Fergana ve kurtoglu1919 Ülküdaşlarıma değil herkese.İkinizede haklı yada haksız demiyorum.Çünkü ben bu kavganın bir parçası olmayacağım.Gücümü komünistlere,bölücülere,hainlere saklıyacağım.Ülküdaşlarıma değil!
Saygılarımla
kurtoglu1919 Kıdemli Üye
Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA
Tarih: Çar Ağu 03, 2005 7:33 am ileti konusu:
kursad88 demiş ki:
Neler oluyor bize Allah aşkına.Ufak bir lafta tartışma çıkıyor.Herkes havadan nem kapıyor.Bugün ben de yaşadım bir Ülküdaşımla benzer bişeyi.Biz böyle birbirimizi yedikçe çok güzel yükselir bu dava.Bir yanda Bahçeli-Ongun-Zeybek çekişmesi bir yanda tabanda çekişmeler...
Biz neden bu davaya gönül verdik?Dünyalık için mi Allah rızası için mi?Herkes kendine sorsun bu soruyu.Kendini bir kontrol etsin.Artık ''Titreyip Kendine Dönme'' zamanı geldi de geçiyor...
Unutmayın küçük bir azınlık hariç bu sitedeki herkes Ülkücü.Bu davaya gönül vermiş insanlar...Tartışmalara bakıyorum herkes kendinin daha iyi Ülkücü olduğunu, doğru Ülkücülüğün kendininki olduğunu savunuyor.Kardeşler hepimiz aynı davaya inanıyorsak bu neyin tartışması.Davamızın töresi bellidir, izlenmesi gereken yol bellidir.Bunları da başbuğumuz yıllarca anlatmış ve bu yolda çalışmıştır.Bilmeyenler okusun öğrensin.Bu site Sanal Alem Cengaverlerinin meydanı değildir.Kimse arkasına sığındığı rumuza güvenip ahkam kesmeye kalkmasın.Burası yeri değil!
Bu yazdıklarım sadece Fergana ve kurtoglu1919 Ülküdaşlarıma değil herkese.İkinizede haklı yada haksız demiyorum.Çünkü ben bu kavganın bir parçası olmayacağım.Gücümü komünistlere,bölücülere,hainlere saklıyacağım.Ülküdaşlarıma değil!
Saygılarımla
SAYIN SEVGILI ÜLKÜDASIM
SENIN NE KADAR HAKLI OLDUGUNU BILIYORUM VE BIR SEY DEMIYORUM
BIN BIR PISMAN OLDUM SAYIN G.BAS. DEVLET BAHCELININ ACIKLASINI
BURADA YAYINLADIGIM ICIN ,BEN FERGANA NE TANIRIM NE BILIRIM EGER MHP VE DAVAMIZA BIR YANLISIM OLDUYSA C.CEMAAT ;TAN ÖZÜR DILERIM !!!
SU AN SADE VE SADECE MILLI DURUSUMUZ ÖNEMLI !!!
SAYGILAR
NOT: LÜTFEN YÖNETICI KARDESIMIZ BÜTÜN ILETILER SILSIN VE SADECE
SAYIN GENEL BASKANIMIZIN ACIKLAMASINI BIRAKSIN VE KONUYU LÜTFEN KILIT;LESIN KIMSE SAHSI GÖRÜSLERINI BILDIRMESIN !!!
kadir45 Site Yöneticisi
Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100
Tarih: Çar Ağu 03, 2005 7:36 am ileti konusu:
fergana;
sorduğun soruların hepsine bu forumlarda daha önce cevap verildi.Ben tekrar bunları yineliyecek değilim.Ama senin tarzında olaya yaklaşan çok adamı biz burada tek tek deşifre ettik.İçlerinde bir tanesi hariç ki o da bi İstanbul teşkilatında çalışan bir arkadaşımızdır.İsmini de açık vereyim zafershn.Tüm muhalefetine rağmen ben zaferi severim.Zafer muhalefete dahi samimi olarak inanmış bir kişi.Ama sen ve senin görüşte olan insanlar çok farklısınız.Bu sitenin Türk-müslüman ülküsüne bağlı bir görüşte olduğunu sağır sultan bile biliyor.Geliyorsun,bir iki tane bu görüşte ileti atıyorsun,ardından kalkıyorsun fethullah güleni savunmaya başlıyorsun.Buradaki hiçbir arkadaşım,fethullah gülen cemaati mensupları için bir şey demedi.Hiçbir cemaat üyesi için bir şey demedi.Bunların azgınlık yapanları hariç.Utanmadan,dinler arası diyalogu savunan,tevhid inancından taviz veren,yediği herzeler burada açıkça anlatılan bir adamın görüşlerini,Başbuğ'un 40 yılda bir kez görüştüğü,ve o günlerdeki davranışını takdir ettiği bir kaç cümlesiyle aklayıp,millete yutturmaya kalkıyorsunuz.Bu Başbuğ'a yapılacak en büyük küstahlık ve saygısızlıktır.
Bu,bu günkü fethullah gülenle,Başbuğ'un arasında nasıl bir parelellik kuruyorsunuz anlamak mümkün değil.Eğer mekanı cennet olsun,yaşasaydı,"hadi ulan sende" diyeceğini bildiğim Başbuğ'u gülen'in aklanmasında kullanmaya kalkışmak kadar büyük bir saptırma ve suç olamaz.Hele ülkücüyüm deyip de bu işe kalkışanların suçu daha da katlanır.Bu cemaatin içinde yaşamış,yahyaoğlu ülküdaşım burada defalarca yazdı.Başka arkadaşlar,ki bazıları ülkücü de değil,bu dialog meselesine dört dörtlük cevap verdi.Hele bir üyemiz var ki,başka bir siyasi partide çalışıyor.Oradan adaylığı var.Çıktı ben mhp liyim demeden,senin gibi birşeyler yutturmaya kalkmadan burada dialog meselesine dört dörtlük cevap yazdı.Bu arkadaşımız,burada yazılarına devam ediyor.Kimsenin de dediği bir şey yok.Tabii biz senin gibi adamların niyetini biliyoruz.Dün sana verdiğim cevaptan sonra,öncelikle çaktırmadan eleştirdiğin sn Bahçeli'ye artık açıkça saldırdın,içinde ne varsa döktün.Ben de buna izin verdim.Çünkü istiyoruz ki,senin gibileri buradan gönderirken,suçlarını da gerekçeli kararına ekleyelim.Sen ve senin gibi adamlar hakikaten çok akılsız insanlarsınız.Akılsız olduğunuz,hislerinizle gittiğiniz için de böyle açıklar verip abuk subuk eleştiriler yapıyorsunuz.Olayların içyüzünü bilmeden,sadece sonuçlarına bakıp da lider'e çamur atıyorsunuz.Senin kafa yapındaki adamlar,bu partide iktidara gelirse,bu parti ya darbe ile devrilir,ya da kapatılır.Bu,senin gibi provakatörlerin de işine gelir.Geçen kongrede Ramiz Ongunu desteklemiş bir il başkanı dostum var.Kongreden sonra 1 yıl alınmayı bekledi.Almadı liderimiz.Ve şu anda bu il başkanımız,tüm teşkilatı ile Liderin emrinde.Niye alınmadı?Çünkü hain değil.Şerefli ve onurlu bir ülkücü.Hem de 7o lerden kalma.Hayatınızda,Devlet Bey'in yaptığı icraatların onda birini yapmamış adamlar şimdi,oturmuş,deneyim kazanmış,geçmişteki duruma ülkücülerin yeniden düşmemesini isteyen bir
lideri eleştirmek cüretinde bulunuyorlar.Bu davanın seni gibi adamlarla işi yok.Baş ile ucu ayırmasını beceremiyen,verilen emirlere uymayan,bozgunculara artık bu partide yer yok.Anapa giden,parti parti dolaşan,davasını üç kuruşluk çıkarına değişen adamların topunu biz bir sokak kaltağına değişiriz.Değişiyoruz da.Çünkü o insan,böyle döneklerden
çok daha haysiyetlidir.Bir zamanlar ülkücü hareketin ocaklar kanadını idare eden,ve Başbuğ'un sağ ardında fotoğraf karelerinde duran adamların,Başbuğ'a yaptıkları ihanetleri,kaçarken neleri götürdüklerini,tüm bunlardan sonra sokaklarda nasıl adamız diye gezdiklerini biliyoruz.İşte Bahçeli bu gibi insanlar partiye çökmesinler diye geri dönme kararı aldı.Ülkücü camianın emanetini,ehline teslim etmeden de bu görevi bırakmayacak.Ülkücü görünüp de liderini eleştireceğine,çık adam gibi bu ülkeyi satan iktidar ile uğraş ülkücüysen.Buradan rte ye gizli koltuk çıkıp da,mantıklı olalım,tartışalım,bilmem ne edelim laflarının ardına sığınıp,içindeki mhp düşmanlığını kusma.Ülke parçalanmanın eşiğine geldi,senin savunduğun adam düşman ülkesinde besleniyor,millet Türk-kürt diye bölünüp iç savaşa hazırlanıyor,halk hergün silahlanıyor,topraklarımız hergün yabancılara satılıyor,Devlet tüm kurumlarıyla tahrip ediliyor,ve sen böyle bir ortamda saldıracak Sn Bahçeli'den başka hedef bulamıyorsun,serseri mayın gibi forum köşelerinde lidere yükleniyorsun.Bundan böyle,burada sayın Bahçeli alyhine tek kelime yazamazsın.Tüm iletilerini silerim.Efendice bir lisan kullandığın için,belki ıslah olur doğruyu bulursan diye seni forumlardan atmayıp uyarı ile yetiniyorum.iLERİSİ SENİN DAVRANIŞLARINA KALMIŞ.
kerkuk_turk Kıdemli Üye
Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855
Tarih: Çar Ağu 03, 2005 8:45 am ileti konusu:
EGER BUNDAN ONCEKI HUKUMET KALSAYDI, TURKIYENIN, TURKMENLERIN ve kurtlerin DURUMU SIMDIKI GIBI OLMAYACAKTI.
geri laflar BOS!!
kurtoglu1919 Kıdemli Üye
Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA
1 Mart tezkeresi ile başlayan süreçle bir yol ayrımına gelen Türkiye-ABD ilişkilerinde en çok korktuğum mesele iki ülkenin menfaatlerinin açık ve ciddi bir çelişme noktasına gelmesiydi. Galiba, öyle bir noktaya doğru hızla ilerleniyor:
Türkiye’yi haklı olarak çok rahatsız eden ‘PKK saldırıları’ ABD’nin bir türlü birincil meselesi haline gelemiyor!
* * *
Son gelişmeler Türkiye’yi derinden yaralıyor.
PKK’nın yeniden silahlara sarılan kanadı sayesinde:
1) Türkiye’de millet, ABD’ye karşı beter bileniyor..
2) Hükümet ile TSK ilişkilerinin ciddi şekilde zedelenmesine neden olacak altyapı kuruluyor.
3) Hükümet, sadece parlamento içi-dışı muhalefet indinde değil, millet indinde de ağır ithamlarla karşılaşıyor.
* * *
1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin ardından Türkiye, ABD’nin çok önem verdiği ‘Ortadoğu politikalarında’ birincil sırada değil. Olsa, olsa ikincil sırada!
Bu ne demek?
Daha önce de yazdım; ABD Türkiye’yi Ortadoğu politikalarında en fazla güvenilir unsurlar arasında görmüyor, dolayısıyla kendi ana politikalarının Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini çok fazla hesaba katmıyor, Ortadoğu’da yeni politika geliştirmeden önce Türkiye’ye danışma ihtiyacını katiyen duymuyor.
ABD, şu ana dek Türkiye’nin PKK ile ilgili kaygılarını sadece retorik olarak ifade edilen iki diplomatik söylemle geçiştirmeye çalıştı:
1) PKK terörist bir örgüttür.
2) İtirazlarınızda muhatabınız Irak Hükümeti’dir.
ABD Türkiye’nin kaygılarını ancak ikincil sırada halledilmesi gereken bir konu olarak görüyor.
* * *
‘Terör örgütü PKK’nın (Partiya Karkeren Kurdistan-Kürdistan İşçi Partisi) Irak’taki siyasi uzantısı Demokratik Çözüm Partisi’nin Kerkük’teki bürosuna, PKK ve KKK’nın (Koma Komalén Kürdistan-Kürdistan Demokratik Konfederalizmi) bayrak ve flamalarını asmasına Ankara sert tepki gösterdi.’ (Hürriyet-02.08.05)
* * *
Bu cümle ve yanında yer alan PKK bayrağını Kerkük’te dalgalanırken gösteren resmin Türk insanı tarafından algılanış şekli çok büyük meselelere gebe!
Korkarım, taban AKP’yi süratle bir ikileme sürükleyecek ve hükümet TSK’dan gelecek ‘güvenlik mülahazaları’ ile ABD ile yeniden inşa etmeye çalıştığı ‘diplomatik mülahazalar’ arasında sıkışıp kalacak.
Öte yanda ABD; 15 Ağustos’ta Irak’ta yeni anayasanın ilan edilmesini, ardından ekimde oylanmasını ve aralıkta yapılacak genel seçimde istediği gibi bir sonuç çıkmasını birincil politikası olarak görüyor.
Bu yolda kendine en yakın unsur olarak da Kuzey Irak’taki Kürtleri görüyor ve Irak’ta Şii ve Sunniler ile uğraşırken, onları katiyen karşısına almak istemiyor.
* * *
Ben merakla şu soruya cevap arıyorum:
ABD, PKK’nın üzerine gitmeyerek, AKP’yi içeride zor duruma düşürmeyi bir politika olarak mı benimsiyor, yoksa Irak’ta büyük çapta aciz bir politika içinde mi?
‘GEREKİRSE gireriz. Bizim sabrımızın da bir sınırı var...’
Bu sözleri Başbakan pek sık söyler oldu. Gireceğimiz yer Kuzey Irak! Orada PKK kampları var. Terörist takımı orada yetişiyor, orada eğitim görüyor, sonra Türkiye’ye sızıyor.
Sınırlarımızı koruyamıyoruz.
Şimdi bu sözler ısrarla söylenirken Türk hükümeti, uluslararası hukuk açısından ne yapmalı?.. Çünkü koşullar değişti. Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak’a eskiden olduğu gibi elini kolunu sallaya sallaya giremez. Niçin?..
1- Çünkü o bölge ABD egemenliğinde.
2- O bölgede resmen olmasa bile Kürdistan kuruldu.
3- Bölge resmen ABD kuklası yeni Irak devletine ait.
Buraya paldır küldür girmeye kalkışsak bütün dünyayı karşımıza alacağız. Kim onlar?
ABD, AB, İslam ülkeleri. Kıyamet kopar, hepsi üzerimize gelir.
O halde -eğer ciddi isek- ne yapmamız gerekir?
1- Dışişleri Bakanlığı sınır geçişleri, PKK kampları gibi unsurları ayrıntılarıyla içeren bir notayı Irak hükümetine verir. Derhal önlem alınmadığı takdirde meşru savunma hakkımızın doğacağını bildirir.
2- Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınır ötesi operasyon yetkisi vermek için TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırır ve bu konuda karar alınır. (RTÜK üyeliklerini paylaşmak için yapılan olağanüstü toplantı kadar önemli olmasa bile!)
3- Hükümet BM Güvenlik Konseyi’ne başvuruda bulunur ve BM sözleşmesinin 51. maddesi uyarınca meşru savunma hakkımızın doğduğunu bildirip önlem alınmasını ister. Aynı başvuru NATO’ya yapılır ve sözleşmenin 5. maddesinin uygulanması koşullarının oluştuğunu bildirir.
4- Hükümet konuyu Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nda resmen gündeme getirir.
Kararlı olmak ve ciddiyet, bunların yapılmasını gerektirir. Ötesi karanlıkta ıslık çalmaktır. Aynen bizi yönetenlerin yaptığı gibi!
Şimdi soralım: Hükümet bunlardan hangisi yaptı? Hiçbirini!
Yaptıkları sadece iç kamuoyuna ‘gireriz haaa’ diye demeç vermek!
***
Recep Tayyip Bey son İngiltere gezisinde (özel uçağında) kendisine bu konuyu soran gazetecilere şiir okuyarak yanıt verdi:
Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum
Kanayan bir yara gördüm mü kanar taa ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim...
Keşke bu olaylar böyle uçak gezilerinde gazetecilere şiir okumakla çözülseydi! Ama olmuyor. Elin oğlu şiir miir dinlemiyor.
Sen şiir okurken o bildiğini okuyor.
***
Kuzey Irak’ta Kürt devleti resmen kurulmak üzere. Ne yapıyoruz?
Kuzey Irak’ta ABD kuklası Irak devletinin değil, Kürt yönetiminin sözü geçiyor. Kürt yönetimi ABD’nin koruması ve kollaması altında.
Dolayısıyla PKK da öyle.
Şimdi son olarak Kerkük kentinde PKK bayraklarının çekildiğini görüyoruz.
Ne yapıyoruz? Elimizden ne geliyor?
Türkiye Cumhuriyeti olarak hangi tepkiyi koyabiliyoruz? Hangi caydırıcı unsurları devreye sokuyoruz?
Her gün şehit cenazesi kaldırmak dışında ne yapıyoruz?
***
Ancaaak, biraz da iğneyi kendimize batırmayı öğrenelim. Varsayalım biz bütün bu girişimleri yapmaya başladık. Peki adamlar ya bize şöyle derlerse ne yapacağız:
‘Kardeşim, sen kendi sınırlarını korumaktan aciz misin? Geçişleri niçin önlemiyorsun? Niçin sadece bizi suçluyorsun?’
Buna ne yanıt vereceğiz!
Ya da şöyle derlerse: ‘Ey Türkiye Cumhuriyeti, senin Güneydoğu bölgende yüzlerce terörist dağlarda. Sen onları niçin yakalamıyorsun? Senin ülkenin her yerinde Abdullah Öcalan posterleri açılıyor, terör örgütü lehine sloganlar atılıyor. Onları niçin yasaklamıyorsun? Yasaklamak bir yana, bunları suç olmaktan çıkaran sen değil misin?’ Ne diyeceğiz?
Fakat sevgili okuyucularım, siz yine de karamsar olmayın! Bakın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Kerkük’te binalara asılan ‘PKK bayrakları’ konusunda dün ne demiş:
‘PKK’nın her türlü faaliyetini çok yakından takip ediyoruz. Bunlarla ilgili hassasiyetimizi Iraklı yetkililer ve ABD ile paylaşıyoruz, girişimlerde bulunuyoruz.’
Ohh, helal olsun be! Bu sözleri duyunca içime su serpildi, ferahladım, vallahi kendime geldim! Size de tavsiye ederim, karamsar olmayın ve bizi ‘yönetenlere’ güvenin!
Değerli Ülküdaşım Kadir21;
Fethullah Gülenle ilgili yazdığım yazılar inanmadığım bir görüşün nasıl tartışıldığını görmek içindi. Çünkü bu meseleyi hep ocaklarda konuşuyoruz. Bazı yöneticilerimizde cemaati destekler açıklamalar yapıyor. Bende forumda farklı bir bakış açısıyla bu olayın tartışılmasını istedim. Fakat açıkcası güzel bir cevap alamadım. Bu konu bundan ibaret.Yoksa cemaat konusunda sizinle aynı düşünüyorum
Devlet Bey konusuna gelice. Ben yazımda kesinlikle hiçbir muhalifin adını vermedim ve desteklemedim. Şuanda ortaya çıkan hiçbir isim bu partiyi yönetecek kapasiteye sahip değil. Fakat bizim parti olarak söylemlerimizi netleştirmemiz lazım ve millete projeler sunmamız lazım. Genelde forum olan sitelerde insanlar sert mesaj vermek ihtiyacı duyuyorlar. Bana cevap veren arkadaşlarda ya sev ya terk et cinsinden cevaplar verdi. Ama biz kendi içimizde bunları konuşamayacaksak bir adım ileri gidemeyiz. Dün Devlet Bey için ağıza alınmayacak laflar edenler bugün yönetici koltuğuna oturunca onu nasıl savunuyor hayretle izliyoruz. Ve tam tersi dün İstanbul Kongresi öncesinde "Devlet Beye oy vermeyen bu davaya ihanet eder" diyen şahış bugün "Hareketin Lideri Ramiz Ongun" diye mesaj çekiyor. bunlara şaşmamak mümkün değil. Neticede bu iş artık mide bulandırmaya başladı yani siyasi menfaat hesapları. Hiçbir menfaat hesabı gütmeden saf ve imanlı olarak bu harekete gönül vermişleri bir tarafa koyuyorum .Ama kraldan çok kralcıllık bir ülkücüye yakışmıyor.TTKY AEO
kurtoglu1919 Kıdemli Üye
Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA
Tarih: Çar Ağu 03, 2005 10:25 am ileti konusu:
'AKP'den hesap soracağız'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, "Bu hükümetin Türk Milleti'ne verebileceği hiçbir şey kalmadı. Partimiz gümbür gümbür iktidara geliyor ve bunlardan hesap sormak için mutlaka iktidara gelmeliyiz" dedi.
Gümbür gümbür geliyoruz
MHP Pozantı İlçe Teşkilatı ve Tekir Belde Teşkilatı'nın Akçatekir'de düzenlediği Mustafa Yıldızdoğan konserine 15 bin kişi katıldı.
Konsere MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Adana İl Başkanı Yılmaz Tankut, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun Öztürk de katıldı. Konserde kalabalığa hitaben bir konuşma yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, hükümeti eleştirerek, "İmzalanan ek protokolle birlikte ihanet anlayışını perçinlediler. Bu hükümetin Türk Milleti'ne verebileceği hiçbir şey kalmadı. Partimiz gümbür gümbür iktidara geliyor ve bunlardan hesap sormak için mutlaka iktidara gelmeliyiz" diye konuştu.
MHP İl Başkanı Yılmaz Tankut ise, "AKP'nin gayri milli yönetiminde aşama aşama parçalanma planlarının uygulandığı bir dönemde ve PKK terörünün yeniden gencecik vatan evlatlarını şehit ettikleri bu dönemde, Ülkücü Hareket'in mensupları olarak, milletimizle bütünleşerek partimize, davamıza ve liderimize sahip çıkmak mecburiyetinde olduğumuzu ve bu anlayışımızın yansıması olarak da toplumsal muhalefetin yegane sözcüsü olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin mutlaka tek başına iktidara taşımaya mecburuz" dedi.
Daha sonra sahneye çıkan Mustafa Yıldızdoğan, binlerce kişiye unutulmaz bir konser verdi.
kaynak:http://www.ortadogugazetesi.com/
gelibolulu Kıdemli Üye
Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale
Tarih: Per Ağu 04, 2005 4:20 pm ileti konusu:
Bakış açılarının farklı olması bazen iyidir...
Siyasette de, normal yaşamda da doğru bilinen, her zaman doğru olmayabilir. Her gün aynı yoldan varmak istediğiniz yere yürüyemezsiniz.
Trafik vardır, yol çalışması vardır, sel vardır, vs. vs...
Önemli olan sağ salim hedefe varmaktır.
MHP nin oylarının bu kadar düşmesinin suçlusu sadece Genel Başkan olabilir mi? Ya bizlerin hatası...
Son belediye seçimlerinden küçük bir anı : Çok samimi olduğum, iyi niyetli, pırlanta gibi bir ülküdaşım -sanırım yanılıyordum- MHP'den birinci sırada meclis üyesi adayıydı. Sırf CHP li grup nasıl olsa seçimi kazanacak ve benim su borçlarımı silecek diye MHP'ye dolayısıyla kendisine oy vermedi...
Genel seçimler sonrasında MHP teşkilatı yeterince çalışmamış, halka anlatamamış diye düşünmüştüm. Şimdi anlıyorum ki Teşkilat Genel Başkanını anlayamamış...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
Ana sayfa
