Gül, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın “Cumhurbaşkanının özü de sözü bir olacak” sözünün anımsatılması üzerine, “Söylediğim bütün her şeyi inanarak söyleyen bir insanım. Bir kere iki kere rol yaparsınız. Ondan sonra ise yapacağınız herşey açık seçik görülür. Gayet açık, şeffaf şekilde düşüncelerimi sizinle paylaştım” dedi.
Samimiyetin önemini;bu gün akepeyi yönetenlerin,cumhurbaşkanlığına iştahla hazırlanan abdullah ın sözlerini dinledikçe çok daha iyi anlıyoruz.
Abdullah gül,son yaptığı davranışlar ve söylediği sözler ile o kadar küçülmüş,o kadar makam meraklısı bir insan olduğunu ispatlamıştır ki;tüm bu oyunlara değer mi diye soruyoruz?
abdullah,tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağını,herkesi kucaklıyacağını ,anayasaya bağlı kalacağı ninilerini söyleyip duruyor;ama
hiçbir şekilde inandırıcı olamıyor,kendisini kerhen(iğrenerek,tiksinerek) desteklemek zorunda kalan çevreleri başta TÜSİAD olmak üzere
tam olarak ikna edebilmiş değil.Nitekim bu kuruluş,abdullah ı izleyeceğiz demek suretiyle,ona inanmadıklarını gösterip kendisini uyarıyorlar.
Abdullah ab ve abd ile ikili ilişkilerinde Türk milletine korkunç yalanlar söylemiş;çok net cevap vermesi gereken konularda lafı döndürüp dolaştırıp,hiçbir anlamı olmayan cümleler kurarak laf salatası yapmış,ülkeye 1 milyar dolar değer biçerek,Irak a müdahale etmemeyi kabul etmiş,sonra bundan da vazgeçerek bu işi bedavaya yaptırmış bir insandır.
abdullah ın çizgisine baktığımızda;Sultan Abdülaziz in başını yiyen; SADRAZAM DALKAVUK MAHMUT NEDİM PAŞA tiplemesini görüyoruz.Tek fark,bu dalkavuk paşanın Osmanlı nın hayatta kalabilmesi için rus mandasına gerek olduğunu padişaha inandırması ve Rus elçisi ile işi pişirerek defalarca Osmanlı yı Rusyanın işgaline hazır haline getirmesi;
abdullah ın ise bu işleri abd ve onun dışişleri bakanı ve büyük elçileri ile pişirmiş olmasıdır.Zihniyet olarak aralarında herhangi bir fark yoktur.
Sürekli yalan söyleyen,dokunulmazlığı nedeni ile yargılanamadığı mahkemeden hakkında çıkmış beraat kararı olduğunu söyleyecek kadar yalancı bir kişilik taşımaktadır.Oysa ortada beraat falan yoktur.Yargılanamayan adam nasıl beraat edebilir?
Şimdi bu abdullah kalkmış destek turları yapıyor,vaadlerde bulunuyor.
Genelkurmay başkanımızın sözlerine "rol yapmıyorum"diye çocukça cevaplar veriyor.Bu kadar makam meraklısı bir adamın inadı,kendisinin ne kadar samimiyetsiz olduğunu,bunun için neleri göze alıp yapabileceğini göstermez mi?BİZ TÜRK OLAN BİR İNSANIN ÖNCE SAMİMİ OLMASI GEREKTİĞİNE YÜREK DEN İNANIYORUZ.İÇİ DIŞI BİR OLMAYAN İNSANLAR,LAFLARI İLE KAFASININ İÇERİNDEKİ DÜŞÜNCELERİ ÇELİŞEN İNSANLAR DAİMA ŞÜPHELİ İNSANLARDIR.TÜRK MİLLETİ SIRF BU ÖZELLİĞİ YÜZÜNDEN DEFALARCA SAVAŞ VE BARIŞ MASALARINDA İSTİSMAR EDİLMİŞ VE ÇOK ACI KAYIPLARA UĞRAMIŞTIR.BUNA RAĞMEN DÜRÜSTLÜK VE SAMİMİYET;YEDİĞİMİZ BU KADAR KAZIĞA RAĞMEN BİZİM İÇİN ASLA VAZGEÇİLMEZ BİR AHLAK ANLAYIŞIDIR.
kadir45 Site Yöneticisi
Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100
Tarih: Cmt Şub 16, 2008 4:58 pm ileti konusu:
hürriyet den alıntı:
Alıntı:
Bahçeli:AKP mutabakata sadık kalmalı 16 Şubat 2008
MHP lideri Devlet Bahçeli, YÖK Yasası'nın ek 17. maddesinin değişmesi konusunda 'Biz mutabakatımızın arkasında duruyoruz.AKP'den de bunu bekliyoruz' dedi.
Milliyet Gazetesi'ne konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisiyle AK Parti arasında gizli bir protokol olmadığını söyledi. Bahçeli, 'Yapılan, iki partinin Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri ile YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesinde değişiklik yapmak üzere bir mutabakata varmalarıdır' dedi,
Sırada YÖK Yasası'na ilişkin düzenlemenin olduğunu vurgulayan Bahçeli, 'Teklif, Anayasa değişiklikleriyle aynı anda Meclis'e verildi. Komisyonun toplanıp bu metni görüşmesini bekliyoruz' dedi.
MHP lideri, 'Biz mutabakatımızın arkasındayız, AKP'nin de arkasında durması lazım' diye konuştu.
Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'ne ilişkin sürecin ayrı bir süreç olduğunu belirterek, 'Ek 17. maddenin kanunlaşması için mahkemenin kararını beklemeye gerek yok' dedi.
YÖK Yasası'nın ek 17. maddesinde yapılacak değişiklik, başörtüsünün çene altından nasıl bağlanacağını tarif ediyor.
Sayın genel Başkanım;
önce sözleşmenizi inkar ettiler.Bugün de gazete heberlerine bakılırsa yan çizmeyi düşünüyorlar.Öyle ya,turban komisyonunda çalışan üyelerin attıkları imza sözleşme sayılmaz rte ye göre.
Çünkü samimi değilller genel Başkanım.Çünkü bu işin çözülmesini çözülmemesinden az istiyorlar.Çünkü siz ne derseniz deyin bunlar samimi değil,turbanı kamuya sokmayı düşünüyorlar.İmam hatiplilelere ayrıcalık sağlamaya çalışıyorlar.Onun için bunların mağduriyet edebiyatı bitmez.
Sistem düşmanı bu adamların,bu devleti delmek için sokuşturmaya kalktıkları ve kalkışacakları hileler bitmez.ÇÜNKÜ BU ADAMLAR SAMİMİ DEĞİL!Çünkü bunlar için demokrasi,gerektiği yerde inecekleri bir araç.
Bunu,bunlarla yakın çalışmaya devam ettikçe siz de göreceksiniz sn.Genel Başkanım.
Vuslatim Forum Yöneticisi
Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya
Tarih: Cmt Ekm 10, 2009 12:01 pm ileti konusu:
Aç İrlandalıların imdadına Osmanlı yetişmiş
Arşiv çalışmaları sonucunda Osmanlı Devleti'nin İrlanda'da 1845 yılında yaşanan ve halkın büyük bir bölümünü açlıkla yüz yüze getiren kıtlık nedeniyle bin altın yardımda bulunduğu ortaya çıktı.
1845'te kıtlık yaşanan İrlanda'ya Osmanlı Devletinin yaptığı maddi yardım üzerine İrlandalı asilzadeler bir teşekkür mektubu gönderdi.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığında yer alan ve Padişah Abdülmecid'e hitaben yazılan 1847 tarihli mektupta, şu ifadeler yer alıyor:
"Majesteleri Osmanlı Padişah'ı Sultan Abdülmecid Han'a, Tanrı majestelerinden razı olsun. Biz aşağıda imzası bulunan İrlandalı asilzadeler, ileri gelenler ve tüm halk olarak, majesteleri tarafından çilekeş ve ıstıraplı İrlanda halkına gösterilmiş olan ihsan ve teveccühün cömertliğine en derin teşekkür ve minnetimizi ifade etmek ve halkımız adına İrlandalıların sıkıntılarını hafifletmek ve acılarını dindirmek için gönderilen bin altınlık cömert yardıma, teşekkür için müsaadenizle hürmetlerimizi sunuyoruz.
Eşine az rastlanır türde, ülkemizde ansızın ortaya çıkan kıtlık ve fakir halkın karşı karşıya kaldığı çaresizlik Allah'ın hikmetiyle takdir olunmuştur. İrlanda halkının, bu durumda kendilerini ve ailelerini açlık ve ölümden korumak adına diğer ülkelerin şefkat ve cömertliğine başvurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Majestelerinin bu zor durumdaki insanların yardım talebine verdiği mertçe cevap büyük Avrupa devletlerine kıymetli bir örnek olmuştur. Bu, vaktinde yapılmış hayırlı davranış, pek çok kişiyi ferahlatmış ve ölümden kurtarmıştır.
Onlar adına tekrar majestelerine minnettarlığımızı sunmak, idareniz altında bulunan ve ihsanınızda payı olan halkınızın ve ülkenizin, katlanmak zorunda kaldığımız sıkıntılardan muhafaza buyrulması dileğimizi izninizle ifade ediyoruz."
Büyük patates kıtlığı
İrlanda'da 1845-1850 yılları arasında patates, kısmi ürün kaybına neden olan bir parazit istilasına uğradı. O dönemde büyük çoğunluğu tarıma bağlı İrlanda halkının 1 milyona yakını, bunun üzerine baş gösteren kıtlık sonucu kıtlıkla ilişkili hastalıklardan hayatını kaybederken, pek çoğu da Amerika Birleşik Devletlerine göç etti. Bu sırada İrlanda asilzadeleri de çeşitli ülkelerden İrlanda halkına yardım çağrısında bulundur.
Muhtaca yardım
Konuya ilişkin AA muhabirine bilgi veren Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanı Önder Bayır, Osmanlı parasıyla 1000 altın lira değerindeki yardımın, dönemin İngiliz Büyükelçisi Mösyö Velsle kanalıyla İrlanda halkına iletildiğini aktardı.
19. yüzyılın ortalarında Avrupa'nın başka ülkelerinde de kıtlık yaşandığını belirten Bayır, Osmanlı'nın Macaristan, Hollanda, Polonya, Sumatra hatta ABD gibi ülkelere de bu tür yardımlarda bulunduğunu kaydetti.
Bayır, şöyle konuştu:
"Osmanlı İmparatorluğu'nun bir şiarı var; dünyanın neresinde kıtlık varsa özellikle geçimini ziraatla temin eden ülkelere yardımda bulunuyor. İlla ki bir yardım talebi gelmesini de beklemiyor. Koruyucu bir yapısı var. İmparatorluk olarak kendisini gerek Avrupa gerek Orta Doğu ve Afrika topraklarından mesul addediyor. Yardım ihtiyacını tespit ederse büyük devlet olmanın şiarıyla yardım ediyor.
Bu yardımlar sadece maddi de olmuyor. Gerekirse askeri, gerekirse sözlü yardım ediyor. Mesela Macaristan Kralı ve İsveç Kralı Demirbaş Şarl bize sığınıyor. Fransa Kralı Fransuva, Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlken'e esir düştüğünde İmparator'a 'Bu devirde kral esir almak caiz değildir. Ya kralı bırakırsın ya gerekeni yaparım' şeklinde haber gönderiyor."
Önder Bayır, İrlanda'ya yapılan yardım sonucunda teşekkür mektubunun gönderilmesinin yanı sıra, bu yardımın anısına İrlanda'nın başkenti Dublin yakınlarındaki Drogheda adlı kentin belediye binasına da bir teşekkür plaketi asıldığını sözlerine ekledi.
cnnTURK
Vuslatim Forum Yöneticisi
Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya
Tarih: Cmt Ekm 10, 2009 7:16 pm ileti konusu:
Osmanlı ABD'ye bile yardım etmiş
Arşiv çalışmaları sonucunda Osmanlı Devleti'nin İrlanda'da 1845 yılında yaşanan ve halkın büyük bir bölümünü açlıkla yüz yüze getiren kıtlık nedeniyle bin altın yardımda bulunduğu ortaya çıktı.
1845'te kıtlık yaşanan İrlanda'ya Osmanlı Devletinin yaptığı maddi yardım üzerine İrlandalı asilzadeler bir teşekkür mektubu gönderdi.
OSMANLI'YA ŞÜKRAN MEKTUBU
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığında yer alan ve Padişah Abdülmecid'e hitaben yazılan 1847 tarihli mektupta, şu ifadeler yer alıyor: "Majesteleri Osmanlı Padişah'ı Sultan Abdülmecid Han'a, Tanrı majestelerinden razı olsun. Biz aşağıda imzası bulunan İrlandalı asilzadeler, ileri gelenler ve tüm halk olarak, majesteleri tarafından çilekeş ve ıstıraplı İrlanda halkına gösterilmiş olan ihsan ve teveccühün cömertliğine en derin teşekkür ve minnetimizi ifade etmek ve halkımız adına İrlandalıların sıkıntılarını hafifletmek ve acılarını dindirmek için gönderilen bin altınlık cömert yardıma, teşekkür için müsaadenizle hürmetlerimizi sunuyoruz.
Eşine az rastlanır türde, ülkemizde ansızın ortaya çıkan kıtlık ve fakir halkın karşı karşıya kaldığı çaresizlik Allah'ın hikmetiyle takdir olunmuştur. İrlanda halkının, bu durumda kendilerini ve ailelerini açlık ve ölümden korumak adına diğer ülkelerin şefkat ve cömertliğine başvurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Majestelerinin bu zor durumdaki insanların yardım talebine verdiği mertçe cevap büyük Avrupa devletlerine kıymetli bir örnek olmuştur. Bu, vaktinde yapılmış hayırlı davranış, pek çok kişiyi ferahlatmış ve ölümden kurtarmıştır.
Onlar adına tekrar majestelerine minnettarlığımızı sunmak, idareniz altında bulunan ve ihsanınızda payı olan halkınızın ve ülkenizin, katlanmak zorunda kaldığımız sıkıntılardan muhafaza buyrulması dileğimizi izninizle ifade ediyoruz." Büyük patates kıtlığı İrlanda'da 1845-1850 yılları arasında patates, kısmi ürün kaybına neden olan bir parazit istilasına uğradı. O dönemde büyük çoğunluğu tarıma bağlı İrlanda halkının 1 milyona yakını, bunun üzerine baş gösteren kıtlık sonucu kıtlıkla ilişkili hastalıklardan hayatını kaybederken, pek çoğu da Amerika Birleşik Devletlerine göç etti. Bu sırada İrlanda asilzadeleri de çeşitli ülkelerden İrlanda halkına yardım çağrısında bulundur.
İRLANDA'YA 1000 ALTIN GÖNDERİLMİŞ
Muhtaca yardım Konuya ilişkin AA muhabirine bilgi veren Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanı Önder Bayır, Osmanlı parasıyla 1000 altın lira değerindeki yardımın, dönemin İngiliz Büyükelçisi Mösyö Velsle kanalıyla İrlanda halkına iletildiğini aktardı.
OSMANLI ABD'YE BİLE YARDIM ETMİŞ
19. yüzyılın ortalarında Avrupa'nın başka ülkelerinde de kıtlık yaşandığını belirten Bayır, Osmanlı'nın Macaristan, Hollanda, Polonya, Sumatra hatta ABD gibi ülkelere de bu tür yardımlarda bulunduğunu kaydetti.
Bayır, şöyle konuştu: "Osmanlı İmparatorluğu'nun bir şiarı var; dünyanın neresinde kıtlık varsa özellikle geçimini ziraatla temin eden ülkelere yardımda bulunuyor. İlla ki bir yardım talebi gelmesini de beklemiyor. Koruyucu bir yapısı var. İmparatorluk olarak kendisini gerek Avrupa gerek Orta Doğu ve Afrika topraklarından mesul addediyor. Yardım ihtiyacını tespit ederse büyük devlet olmanın şiarıyla yardım ediyor.
OSMANLI'YA SIĞINAN KRALLAR
Bu yardımlar sadece maddi de olmuyor. Gerekirse askeri, gerekirse sözlü yardım ediyor. Mesela Macaristan Kralı ve İsveç Kralı Demirbaş Şarl bize sığınıyor. Fransa Kralı Fransuva, Kutsal Roma Cermen İmparatoru Şarlken'e esir düştüğünde İmparator'a 'Bu devirde kral esir almak caiz değildir. Ya kralı bırakırsın ya gerekeni yaparım' şeklinde haber gönderiyor." Önder Bayır, İrlanda'ya yapılan yardım sonucunda teşekkür mektubunun gönderilmesinin yanı sıra, bu yardımın anısına İrlanda'nın başkenti Dublin yakınlarındaki Drogheda adlı kentin belediye binasına da bir teşekkür plaketi asıldığını sözlerine ekledi.
Etikhaber
Vuslatim Forum Yöneticisi
Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
Ana sayfa
