Bozkurt NET

[Vuslatim]

"Eski Ülkücü", şimdi kemik yalıyor...





Çok sık karşılaşıyorum ben bu “eski ülkücü” taifesiyle.
12 Eylül 1980 öncesi bu hareketin içinde gerçekten yer almış olanlar olduğu gibi, ülkücü olmanın ateşten gömlek giymek demek olduğu o günlerde, yan koltukta oturup, şimdi “ben de oradaydım” diyenlere de rastlıyorum.
İnanır mısınız, bunların büyük bir çoğunluğu, bu hareketin değil bizzat içerisinde bulunmak, yanından bile geçmemiştir.
Geçmişte, tanıdıkları birkaç isime olan hayranlıkları ile sınırlıdır ülkücülükleri.
Şimdi ise; bir sohbet başlıyorsa, amaçları da Ülkücü Hareket’e çamur atmak, Milliyetçiliği aşağılamaksa, söze hemen, “Ben de eski ülkücüyüm” diye başlarlar.
Eğer karşımdaki AKP’nin iltifatına mazhar olup bürokraside altına sağlam bir koltuk geçirmiş bir bürokratsa, bizlerle karşılaştıklarında, ilişkiyi yarın kullanabilirim düşüncesi ile, yine aynı sözle başlıyor.
- “Ben eski ülkücüyüm”..
Bu hareketin içinde bulunup, ihanetle sonuçlandı ise yolculukları, söz yine aynı.
- “Ben eski ülkücüyüm”..
Kullanılmak için sıraya girmiş olan bu ”eski ülkücüler” taifesi, ne zaman Türk Milliyetçilerini vurmak için lazım olsalar, her an hazırdırlar.
AKP İktidarı ve Hoca Efendi’ye intisap etmiş Cemaat Mensupları bunların ”kemik yalama” tabiatlarını bildikleri için, istedikleri anda onları devreye alıyorlar kolaylıkla.
Ufak bir çıkma ile ver ellerine metini, kanal kanal gezip konuşsunlar.
Ver bir deklarasyon imzalasınlar.
Fısılda kulaklarına, dolaşıp Türkiye’yi anlatsınlar.
Bütün bunları yaparken de, başlangıç cümleleri hep aynı.
- “Ben eski ülkücüyüm”.
Onları kullananlar da zaten onları bu yönleri ile sunarlar.
- “Arkadaşımız, eski ülkücü”.
Ben, karşıma çıkan bütün bu muhteremlere hep aynı soruyu soruyorum.
- Eski iyi de, yeni nesin sen, yeni? Ondan bahset bana.
O anda verdikleri cevap ne biliyor musunuz?
- Tısss…
Hepsindeki cevap aynı.
Ve arkasından ekliyorum.
- Eskisi makbul olan bir şey var, o da “kaşar”.
Kaşarın eskisi makbul, Ülkücünün değil.
Ülkücü, inandığı değerler manzumesini sonuna dek muhafaza eden kişidir.
Üç beş akçeye satan, dönmekten başı dönen değil.


Lütfü Türkkan


HaberTürk

[Vuslatim]

Ülkü Ocakları: Ülkücüler adına kim konuşuyor?


"11.04.2010 tarihinde Zaman Gazetesi'nde yayınlanan "Darbe mağduru Ülkücülerden ortak deklarasyon: Reformu destekliyoruz" başlıklı haber; Milliyetçi ve Ülkücü iradenin yönlendirilmesine ilişkin kirli senaryolardan biri olması hasebiyle dikkat çekici ve ibretliktir."
Ülkü Ocakları Genel Merkezi yaptığı açıklama ile son günlerde özellikle cemaat gazetelerinde "eski ülkücü" cs.. sıfatlarla yapılan MHP'yi karalama kampanyalarına sert cevap verdi.

Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nin açıklaması şu şekilde:

ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR?


11.04.2010 tarihinde Zaman Gazetesi'nde yayınlanan "Darbe mağduru Ülkücülerden ortak deklarasyon: Reformu destekliyoruz" başlıklı haber; Milliyetçi ve Ülkücü iradenin yönlendirilmesine ilişkin kirli senaryolardan biri olması hasebiyle dikkat çekici ve ibretliktir.
Söz konusu haberin, ikinci paragrafında "mağdur arkadaşları adına bildiriye imza atan 39 ülkücü"den (bahsi geçen 39 kişiden, söz konusu bildiriden habersiz olduklarını açıklayanlar da vardır) söz edilmektedir. Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik ilkesi doğrultusunda ve teamüllerimiz gereği, her "ülkücünün" kendi görüş ve düşüncelerini açıklamasını, tabii bir hak olarak görüyor, saygıyla karşılıyoruz. Ancak bu açıklama, Ülkücü Hareket'in 12 Eylül darbesinin ardından yaşadığı "mağduriyeti", kendi tekellerine alarak, bu mağduriyetin referansı ile mevcut hükümetin değirmenine su taşıması anlamına gelmektedir.
"Mağdur arkadaşlar" gibi iddialı bir vasıfla, Ülkücüler adına, böyle bir bildiriye imza atmak, söz konusu haberde adı geçen 39 kişinin asla ve kat'a hakkı da, haddi de değildir. Zira mağdur olan, bizatihi Ülkücü Hareket'tir. Bu 39 kişi, "okyanus ötesi projelerin" taşeronu olan AKP hükümetinin, sözde reform fakat özde yıkım paketine destek vererek; "ABD destekli 12 Eylül darbesinin" yol açtığı mağduriyetlerini, yine "ABD merkezli" sivil darbeye destek vererek mağlubiyete çevirmişlerdir.
Mağlubiyetlerine meşruiyet zeminini de yine bir aymazlıkla Anayasa'daki geçici 15. maddede kutsamaya çalışmaları ayrı bir garabet ürünüdür. Bu vesileyle bütün kamuoyuna çağrımız şudur ki; Ülkücü Hareket geçici 15. maddenin kaldırılmasını, 12 Eylül cuntacılarının yargılanmalarını elbette destelemektedir. Kara Eylülün kara sehpalarına Mustafa Pehlivanoğlu'nu, Fikri Arıkan'ı, Selçuk Duracık'ı, Halil Esendağ'ı, Cevdet Karakaş'ı, Ahmet Kerse'yi, İsmet Şahin'i, Ali Bülent Orkan'ı, Cengiz Baktemur'u kalleşçe gönderip idam edenleri ve yanı sıra Ülkücüleri zindanlarda işkencelere tabi tutanları unutmamıştır, unutmayacaktır ve unutturmayacaktır. İşte tam da bu nedenle, Ülkücü Hareket 12 Eylül cuntacılarından hesap soracaktır. Ancak sözde anayasa reformunu, sadece geçici 15. maddenin kaldırılmasına indirgeyen bu zihniyet, zikredilen paket içerisinde yer alan ve bölücübaşının taleplerini içeren maddeler hakkında ne düşünmektedir? Bu muhterem ağabeylere(!) soruyoruz; ne yapmaya çalışıyorsunuz? Kenan Evren ve cuntası ile hesaplaşma gayretkeşliğinde bu pakete destek verirken, Türk Milleti ile binlerce yıldır görülmeye çalışılan hesabın bir yenisinin daha ortaya konulduğunun farkında değil misiniz?
Biz, teslim olmayanlar, AKP-ABD-AB-ŞİRKet "kutsal ittifak"ına boyun eğmeyen ülkücüler; bahsi geçen 39 kişinin açıklamalarını kabul edilemez olarak nitelendiriyoruz. Ülkücü Hareket adına konuşma salahiyetine sahip olan müesseseler, merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'ten emanet olan Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları'dır. Bu minvalde, aynı gün, MHP Ankara İl Başkanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen "1. Bölge İstişare Toplantısı"nda konuşan Ülkücü Hareket'in Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin;
"Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz. Son günlerde, merkezi Amerika olan bir zihniyetin ülkemizdeki uzantıları ile beslenen işbirlikçileri, milliyetçi-ülkücü hareket için yoğun bir kampanyaya başlatmışlardır. Bunlar, ağızbirliği etmişçesine, TRT ekranlarında birer birer boy göstererek, gazete sütunlarında ardı ardına makaleler yazarak, Milliyetçi Hareketin meseleler karşısındaki duruşunu ve tavrını eleştirme ve yönlendirme yarışına girmişlerdir. Bunlar; partimize mensubiyetleri, kendinden menkul zavallıları bularak konuşturmakta ya da dava arkadaşlarımın geçmişte çektiği çileler üzerinden ağır tahriklerle milliyetçilik ve meşakkat istismarı yapmaktadırlar." Cümlelerini tarihi bir cevap olarak niteliyoruz.
Teslim olmayıp, demokratik mevzileri terk etmeyen Sayın Bahçeli'nin ilkeli siyasetini, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in yine böyle buhranlı bir dönemde yaptığı şu çağrıda da okumak mümkündür: "Ben Türk Milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye... çağırmıyorum." Hâlbuki, adı geçen kişiler "bir kilo ıspanak fiyatına" bedel bir gazetede Türk Milleti'ni açılım safsataları ile üçüncü dünya ülkelerine pazarlanan fason demokrasilere çağıracaklarına- milli iradenin tecelligahı sandığa çağırdıkları an gerçek ülkücü tavrı sergilemiş olacaklardı. Ancak o zaman mağduriyetlerini muzafferiyete dönüştüreceklerdi.
Referansını "okyanus ötesinden" alan Zaman gazetesinin, gerek köşe yazılarıyla gerekse bu tip haberlerle, MHP'yi karalama çabasına girişmesi tesadüf olmasa gerekir. Zira yükselen oy oranıyla MHP, AKP yandaşlarını derin bir endişeye sevk etmiştir. Bundan ötürü, "eski ülkücü", "ülkücü ağabey" gibi ne olduğu belirsiz sıfatlara haiz bir takım kişileri kendi istekleri doğrultusunda konuşturup kamuoyunu manipüle etme teşebbüsüne yönelmektedirler. Yalan ve iftira dolu haberlerle Ülkücü Harekete rol biçmeye çalışan bu güruha en güzel cevabı, ortaya koydukları tavır ve duruşla, geçmişten günümüze davamıza en büyük katkıları sağlayan ülkücü ağabey ve ablalarımız verecektir.
Ülkücü Hareket'in Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin şu soruları bu cenahın yaşadığı algı kırılmalarına şerh düşmektedir:
"Bu kutlu dava bugüne kadar büyük mücadelelerin yanı sıra ağır badireleri de aşarak gelmiştir. Bugüne kadar yaşadığımız bütün sıkıntılara tek başımıza katlanırken, büyük mağduriyetler yaşarken, bu zihniyet sahiplerinin Allah rızası için hiç halinizi hatırınızı sorduklarına şahit olanınız var mıdır? Türkiye'nin karanlık dönemlerinde, bu kutlu hareket inanç mücadelesi verirken, gencecik ülküdaşlarımız toprağa düşerken; bunların kıllarını kıpırdattıklarını, dönüp baktıklarını, bir yaramızı sardıklarını, arkamızdan bir fatiha gönderenini göreniniz olmuş mudur?"
Muhterem ağabeylere(!) bir kez daha soruyoruz: Hasta olduğunuz vakit halinizi hatırınızı kim soracak? Başınız dara girdiği vakit yanınızda kim olacak? Sahi sizin cenazenizi kim kaldıracak?

Ülkü Ocakları Genel Merkezi








PEKİ ZAMAN GAZETESİ'NDE KİM KONUŞMUŞTU

11.04.2010 tarihli Zaman Gazetesi'nde "Darbe Mağduru Ülkücüler" sıfatıyla 38 kişi diyerek 34 kişinin isminin olduğu bir deklarasyon yayınlayarak AKP politikalarına destek vermişlerdi.

İşte o isimler:

1-Ökkeş Şendiller, Kahramanmaraş Ülkücüler davası, eski milletvekili
2-Yrd. Doç. Ahmet Tevfik Ozan, Ankara Ülkücüler davası
3-Hasan Kıvrak, Konya Ülkücüler davası, dönemim Ülkü Ocağı başkanı
4-Ferruh Gökçen, Burdur Ülkücüler davası, dönemin Burdur-Fethiye Ülkü Ocağı Başkanı
5-Zeynel Abinin Kıymaz, Adıyaman Ülkücüler davası, GAP Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
6-Ahmet Serdar Konurlu, İzmir Ülkücüler davası
7-Cengiz Ceylan, İzmir Ülkücüler davası, avukat
8-M.Cemal Erkoç, Konya Ülkücüler davası, avukat
9-Muzaffer Onuçyıldız, Konya ülkücüler davası
10-Hasan İlter, Kayseri Ülkücüler davası, avukat, Yusufiyeliler Derneği Başkanı
11-Murat Sancak, Manisa Ülkücüler davası
12-Atalay Acarol, Manisa Ülkücüler davası, dönemin MİSK başkanı
13-Mehmet Güleç, Manisa Ülkücüler davası
14-Naci Akgül, Manisa Ülkücüler davası
15-Vedat Demirezen, Ankara Ülkücüler davası
16-Ali Aksakal, Manisa Ülkücüler davası
17-Bülent Avcı, Muş Ülkücüler davası
18-Osman Gündüz, Kayseri Ülkücüler davası
19-Taylan Çoklar, Adana ülkücüler davası
20-Bayram Kartal, Manisa Ülkücüler davası
21-Soner Coşkun Bıyık, Kayseri Ülkücüler davası
22-Ahmet Akkale, Kayseri Ülkücüler davası
23-Kemal Tekoğlu, Elazığ Ülkücüler davası
24-Toker Esendağ, Manisa şehit Halil Esandağ babası
25-Kemalettin Koca, Adana ülkücüler davası
26-Muhittin Yanık, Aydın Ülkücüler davası
27-Gürsel Başdemir, İstanbul Ülkücüler davası
28-Necmi Rıza Akdinç, Manisa Ülkücüler davası
29-Reşat Ahlâtlı, Malatya Ülkücüler davası
30-Adnan Akdağ, Manisa Ülkücüler davası
31-Yılmaz Şişmanlar, Manisa Ülkücüler davası
32-Hamza Özkızılcık, Manisa Ülkücüler Davası
33-Ayet Serbest, Manisa Ülkücüler davası
34-Ahmet Ulu, Balıkesir Ülkücüler davası, dönemin Ülkü ocağı başkanlarından




EtikHaber

[kadir45]

Bildiri son derece yerinde ve doğrudur.
Bu saman denilen gazete ve onun boş kafalı yazarları,"ne yapsak da ülkücüleri saflarımıza çeksek"gayretleri içerisinde çırpınıp duruyorlar.
Bunu başaramayınca da kuduz itler gibi ülkücü harekete sarıp duruyorlar.
İsimleri verilen şahısların hangisi imzalamış hangisi imzalamamış bilemiyoruz.İmzalamaynlara sözümüz yok.Ama imzalayanlar nasıl yüzleri kızarmadan hem bu bildiriyi imzalayıp hem de ülkücüyüz diyebiliyorlar anlamak mümkün değil.Ülkücü hareketin tarihi içerisindeki mağdurlar; sadece idama göderilen gönderilen,şehit olan,ya da hapishanelerde yatan dava arkadaşlarımızdan ibaret değildir.Onbinlerce mensubumuz;görevlerinde makamlarından alınmış,sürgüne tabi tutulmuş,akla hayale gelmeyecek baskılar altında yaşam mücadelesi vermişlerdir.Bizden iş adamı ,yüksek makam sahibi,zengin kişi çok az çıkar.Çünkü bizler;devletin yüksek çıkarları ile kişisel çıkarlarımız arasında tercihi daima devlet den yana kullanan bir ahlakın içerisinde yetiştirildik.Bizim kitabımızda devleti soymak,kamu malına el uzatmak,kamu malını peşkeş çekmek diye bir şey yazmaz!Bizim kitabımızda;davayı,kişisel çıkar için savunmak ve yandaş olmak yazmaz.
Biz alan değil,kendisinden veren insanlarız.80 öncesinde teşkilatlarımızın ne kadar zor şartlar altında çalıştığını,maddi sıkıntıları,bugün bile içinde olduğumuz yoklukları;bu davaya gönül vermiş samimi mensuplarımız bilir.
Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itler varsa;bilsinler ki onlar kurt falan degildir."Biz bu davadan bir şey görmedik,öğrenmedik"diyenler ve diyecek olanlar varsa;davadan vazgeçip,defolup hangi saflara geçeceklerse geçsinler.Kimse kişisel çıkarları için ülkücü hareketin ismini kirletmeye,kendisine eski bilmem ne gibi sıfatlar yakıştırmaya kalkışmasın.Bu davanın özü vermektir:Dava için;malını,canını ,bilimini,deneyimini,aklını bu yolda harcamayı göze alamıyanlar;hareket den elini çekip defolup gitsinler.Bu dava bir koyup da üç alma davası değildir.Size dersim isyanının elebaşısı seyyit rıza yı
örnek veriyorum.Sapına kadar Türk olan bu herifin yaptığı işler ortadadır.
Kürtçülük davası güden bir Türk;biyolojik genetiği ne olursa olsun Türk sayılmaz!Olabilir,bu bildiriyi imzalayanlar içersinde 80 öncesinde gerçekten mağdur olanlar,elini taşın altına sokanlar vardır.Ama bugün geldikleri nokta da kürtçülük hareketine destek veren,yargıyı ele geçirmek için hinoğlu hince tezgahlar,tuzaklar kurarak,yürütme,yasama ve yargıyı tek kişi de toplamak ,ardından da kuvvetleri tek bir kişi de toplamaya yol açacak bir sözde anayasa düzenlemesine destek vermek hakkını vermez onlara!Kimin tefinin önünde kimin için oynuyorsunuz be a densizler!Şu bildiriyi yayınladığınız saman gazetesinin yazarlarını o mümtazer denilen kişi yi okumuyor musunuz hiç?
TÜRK ORDUSUNU BİR İÇ TEHDİT OLARAK İLAN EDEN BU KİŞİ İLE NASIL AYNİ SAF TA OLURSUNUZ?
Türk ordusunun komuta kademesini toptan tasfiyeya tabi tutmayı,yeni bir nizam-ı cedit ordusu kurmayı söyleyen bu kişi ile siz nasıl birlik olursunuz?
Sicili bozuk,yaptığı rezaletler diz boyu olmuş bir ampul iktidarının,meclisi devre dışı bırakarak parti genel merkezinde hazırladığı anayasa değişikliği safsatasına nasıl destek verir de imza atarsınız?
Para mı yediniz,işe mi girdiniz?Kemik yalayacaksanız,tasma takacaksanız ;bizim yapacağımız bir şey yok!Sizin tercihiniz bu bir şey diyemeyiz.Ama 40 yıllık davanın adını kirletmeyin,edepsizlik de etmeyin!

[Vuslatim]

Yusufiyeliler: Anayasa değişikliği istemiyoruz



Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı, Zaman gazetesine demeç veren ve Anayasa değişikliği isteyen eski MHP'lilere tepki gösterdi.

Genel Başkan Ahmet Yılmaz tarafından yapılan açıklama, "Yüce Türk Milleti'nin ve Ülkücü Hareket'in dikkatine" diye başlarken, "ihanetler Damat Ferid hükümetinden daha ileri noktadadır. 1 gram bal yemek için 40 kilo odun yemeyeceğiz" denildi.

Açıklama şöyle:

"Yüce Türk Milleti’nin ve Ülkücü Hareket’in Dikkatine... Ülkücüler Türk Milletinin milli dinamiğidir, bu dün böyle idi bu gün de, yarın da böyle olmak zorundadır. Misak-ı milli şartlarından daha ağır şartların yaşandığı günümüzde Türk Milliyetçileri uyanık olmak zorundadır. AKP Hükümetinin ihanetleri Damat Ferid Hükümetinden çok daha ileri noktalardadır.

Ülkemizin milli varlıkları özelleştirme ambalajı ile emperyal güçlere satılırken, diğer yandan “Anadoluyu Türksüzleştirme” planı yürürlüğe konmuştur. Üniter yapımız AKP hükümetinin kanun ve icraatları ile parçalanma eşiğindedir. Atatürk’ün sözleri ile “ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, işgalcilerin siyasi emelleriyle birleştirmişlerdir”.

AKP hükümetinin kuyruğuna yapışan gafiller de tarih önünde hesap vereceklerdir. Bu gafillerin kimisi “Türk Ocağı Genel Başkanı” sıfatı ile gerçek hayatta, kimileri de “Ankara Yusufiye Ülkücüler Derneği” ve ”Yusufiye Vakfı Genel Başkanı” sıfatı ile internet ortamında kurdukları sanal dernek ve vakıflarla AKP şakşakçılığına soyunup Türk Milliyetçililerinin kafasını karıştırmaktadırlar... Ükücü Hareketin pınar suyuna lağım suyu karıştırma heveslisi bu gafilleri kınıyoruz... Yakın tarihte binlerce şehidimiz ve onbinlerce gazimizle taçlanan “YUSUFİYE” kavramını AKP ihanetinin yanında göstermek mücadelemizi inkar ve hatta karalamak olarak görüyoruz... 15. madde değişikliğini bu desteğe gerekçe göstermek de oltanın ucuna takılan yemdir. Ülkücü Hareketin bilirkişisi Yusufiyeliler 1 gram bal yemek için 40 kilo odun yemeyeceklerdir."

2023Haber

[Vuslatim]

Zaman'daki "Ülkücü mağdur" imzası sahte çıktı




Geçtiğimiz günlerde Zaman Gazetesi'nde BBP'li Ökkeş Şendiller'in öncülüğünde "Ülkücü Mağdurlar" sıfatıyla AKP'nin Anayasa paketine destek amaçlı yayınlanan deklarasyonda imzası bulunduğu iddia edilen bazı isimler böyle bir imza atmadıklarını belirttiler.

MHP'lileri kızdıran haber


Geçtiğimiz günlerde eski ülkücülerin anayasa paketini desteklediği şeklinde ulusal bir gazetede çıkan haber MHP'lileri kızdırdı. Konuyla ilgili olarak olağanüstü toplanan MHP Manisa İl Teşkilatı çıkan haberi yalanladı.
Ulusal bir gazetede eski ülkücülerin anayasa değişikliğini desteklediği şeklinde çıkan haberlere MHP'lilerden sert tepki geldi. MHP il binasında çıkan toplanan MHP İl Teşkilatı üyeleri basın açıklaması yaptı. MHP Manisa Milletvekili Mustafa Enöz, Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Bayram Laçalar, MHP İzmir İl Başkanı Musavat Dervişoğlu, MHP Manisa İl Başkanı Uğur Üncü, 12 Eylül döneminde cezaevine giren ve haberde isimleri geçen Adnan Akdağ, Atalay Acaroğlu, Ali Aksakal, Yılmaz Şişmanlar, Toker Esendağ, Özcan Karagözler, Ahmet Tuncel ve Ayet Serbest'in yanı sıra çok sayıda partili toplantıda hazır bulundu.
MHP Manisa İl Başkanı Uğur Üncü, MHP üzerinde oynanan oyunların sonunda bazı kişilerin sandığa gömüleceklerini belirterek şu konuşmayı yaptı: "Ülkücüler anayasa paketini destekliyor diye haberler çıktı. Biz arkadaşlarımızla görüştük. Böyle bir şey yok. Bu bir oyun. Adnan Akdağ arkadaşımızdan imza alınmış ancak 12 Eylül mağduriyetinin giderileceği yönünde imza alınmış. O darbecilerin yargılanmasını istiyorum diye imza atmış. Atalay Acaroğlu'nun ise hiç haberi olmadan habere imzası atılmış. Burası Manisa. Yerel seçimlerin hazmını yapamayanlar bizle uğraşmaya devam ediyorlar. Bazılarının partimiz üzerinde yaptığı oyunlar sandığa tekrar yansıyacak." dedi.
"Eski ülkücüler ile eskiden ülkücü olanları ayırmak gerekir"
Çıkan habere sert tepki gösteren MHP İzmir İl Başkanı Musavat Dervişoğlu ise "12 Eylül mağduru ülkücülerin Tayip Erdoğan'ın hazırladığı Anayasa paketini desteklemesi mümkün değildir." dedi.

MHP'nin üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül ve 12 Eylül yöneticilerine karşı duruşunu her zaman net bir şekilde sergilediğini ifade eden Dervişoğlu, "Açık ve net olarak söylüyorum. Burada olan tüm dava arkadaşlarımın tamamına yakını eski ülkücüdür. Eski ülkücüler ile eskiden ülkücü olanların artık birbirinden ayrılması zamanı gelmiştir. Eski ülkücüler dün sergiledikleri şanlı mücadele ile MHP'yi iktidar yapabilmek için önemli katkılar sağlayan dava arkadaşlarımızdır. Eskiden ülkücü olanlarda başka siyasi partilerin kapılarında kendilerine ikbal arayanlardır. Bu ikbali bulamadıkları zaman yeni kurulacak siyasi organizasyonların içinde birilerinden görev talep edenlerdir." dedi.
MHP'nin kendi üzerinde oynanan oyunlara izin vermeyeceğinin altını çizen Dervişoğlu, "İçimizde fitne ve fesat çıkarmak isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Biz Türk milletçileriyiz. Bizim 18 yaşındaki ülkücüden dün ülkücü oldu diye eski ülkücü olarak bahsetmemiz söz konusu olabilir. Ama bundan 30 yıl önce birlikte iki- üç gün beraber olduğumuz bazı insanlar tarafından eğer 30 yıllık mücadele sürecinde 40 defa satıldıysak biz onlara eski ülkücü sıfatını artık fazla görüyoruz. Genel başkanımız net olarak "Gittikleri yerlerin yenisi olamayanlar, ülkücü hareket içindeki eski kimliklerini kullanarak ülkücü müsvetteliği yapıyorlar." dedi.
"Darbeciler ile mücadele sürecini MHP başlattı"
12 Eylül ve darbeciler ile mücadele sürecini de MHP'nin başlattığını sözlerine ekleyen Dervişoğlu, "12 Eylül'le mücadelemiz Merhum Liderimiz Alparslan Türkeş'in önderliğinde 1991 yılında meclise girince başlatılmıştır. O gün MÇP'nin 20 vekille grup kurmasını engelleyenler sürecin akamate uğramasını temin ettiler. Biz 12 Eylüller ile mahkemelerde, işkence hanelerde, şehit cenazelerinde, idam sehpalarında hesaplaştık. Darbelerin mağduru bir hareketin mensupları olarak AKP iktidarının himmetine ihtiyacımız olmadığı gibi, helal süt emmiş hiçbir ülkücünün Tayyip Erdoğan'ın hazırladığı planın arkasında durma lüksü de yoktur. Kenan Evrene 12 Eylül müdahalesini yaptığında onun karşısında esas duruşta duran cemaat liderleri, bugün MHP'nin içine bir takım fitne ve fesatlar sokarak karıştırmak istiyorlar. Ama MHP bunlara hazır ve uyanıktır. Biz 41 yıllık bir siyasi hareketiz. Kenan Evren ‘Türkiye eyaletlere bölünmelidir' dediği ses çıkarmayanlar, haklarında suç duyurusunda bulunmayanlar, bugün 12 Eylül karşıtı ve Kenan Evren düşmanı kesilmişlerdir. Eğer birileri ile hesaplaşmak istiyorlar ise kendilerini iş başına getiren 28 Şubat'ı yapanlar ile 27 Nisan'da e-bildiri yayınlayanlar ile hesaplaşsınlar" di.
"Cemaatler MHP'nin önünü kesmeye çalışıyor"
MHP Manisa Milletvekili Mustafa Enöz ise anayasa değişikliğini yeni dönem meclis üyelerinin içinde bulunduğu ortak bir uzlaşma kurulunun yapmasını istedi. Cemaatler'in MHP'nin önünü kesmeye çalıştığını iddia eden Enöz, "MHP'yi bölmek isteyenler ile sonuna kadar mücadele edeceğiz. Yapılan haberi kınıyoruz." dedi.
Haberde imza atanlar kısmında ismi geçen Atalay Acaroğlu ve Adnan Akdağ isimli kişilerde toplantıda söz aldılar. Acaroğlu, "Allah katında hem 12 Eylül darbecilerinden hem de bu haberi yapanlara hakkımı helal etmiyorum. Bizim anayasa değişikliği ile ilgili bir fikrimiz olamaz. MHP genel merkezi ne derse bizim fikrimiz odur." dedi. Adnan Akdağ ise haberin tamamen yalan olduğunu ifade ederek, "Bana gelip 12 Eylül 12 eylül darbecilerin yargılanması ve 12 eylül mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili bir kağıt gösterdiler. Bende imza attım. İçinde Anayasa'nın ‘A'sı yoktu. Paket ile ilgili Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli ne düşünüyorsa bizim içinde o geçerledir. Aksini düşünemeyiz." diye konuştu.
Atalay Acarol ve Adnan Akdağ ile birlikte toplantıya katılan ve bildiride imzası olduğu söylenen ülkücülerden Ali Aksakal, Ayet Serbest ve Yılmaz Şişmanlar, AKP'nin hazırladığı anayasa paketini desteklediklerine dair haberlerin yalan olduğunu ve sorumluları ile hesaplaşacaklarını söylediler.

EtikHaber

[kadir45]

Bizim de tahmin ettiğimiz gibi bazı isimlerin imza attığı haberleri yalan olmakla birlikte bazılarının da imzaladığı anlaşılıyor.Çünkü habere tepki gösterenlerin sayısı imzalayanlara göre oldukça az.Biz de zaten lafımızı imzalayanlara söylemiştik.
Ben şu sözler takıldım.Ve çok üzüldüm.

	Alıntı:
	Adnan Akdağ ise haberin tamamen yalan olduğunu ifade ederek, "Bana gelip 12 Eylül 12 eylül darbecilerin yargılanması ve 12 eylül mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili bir kağıt gösterdiler. Bende imza attım. İçinde Anayasa'nın ‘A'sı yoktu. Paket ile ilgili Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli ne düşünüyorsa bizim içinde o geçerledir. Aksini düşünemeyiz." diye konuştu.

Birader çocuk musun?Bir davanın kayıtlı üyesi ise,yaptığın hareketin nereye gideceğini,önünü arkasını da düşüneceksin.Sana bu bildiriyi kim getirdi imzalaman için bakmadın mı hiç?Önüne sürüleni hoşuna gidiyor diye imzalar mısın?Bakın hareketi ne kadar güç durumlara sokuyorsun!
Ülkücüyü böylesine saf,kandırılmaya uygun birisi olarak göstermeye ne hakkın var?Sen kandi partinden olmayan birilerinin(tut ki akepeli ya da fettoşcu olduklarını bilmiyorsun diyelim)getirdikleri bildirinin altına nasıl imza koyarsın?Bu herfler bütün meclisi uyutup bir gece baskını ile,askeri personelin sivil mahkemelerde yargılanabilmesine yol açan kanunu geçirmediler mi?Buna dayanarak muvazzaf subayları,hem de anayasa mahkemesi iptal etmiş olmasına rağmen tutuklayıp savcılığa sevk etmediler mi?Bunlar olurken ,uyuyormuydun?Bu herifle çakalın önde gideni.Bu heriflerle işin olmayacak.Selam bile vermeyeceksin.Konuşturmayacaksın!Niye bize gelip de bir şey imzalatmaya kalkışmıyorlar?Niye bizi gördüklerinde kaçacak delik arıyorlar?Niye biz fettoşa dümdüz giderken hem de yanlarında,arazi olup sessizce defolup gidiyorlar?Ülkücü yü böyle saf,aldatılmaya yönlendirmeye uygun birisi olarak göstermeye ne hakkın var?Ondan sonra da çıkıp imzaladım ama niyetim bu değildi diye saçmalıyorsun.