Bozkurt NET

[ADSIZ]

YOZGAT MİLLİYETÇİ Hareket Partisi İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, açıkta süt ve süt ürünleri satışının yasaklanmasında gerekli zeminin oluşturulmadan uygulamaya geçilmesinin köylüyü mağdur ettiğini söyledi. AKP’nin köylüye verdiği sözü çabuk unuttuğunu ileri süren Çakır; "Yaklaşık bir aydan bu yana süren bu uygulama tek geçim kaynağı tarlasından ve hayvanlarından elde ettiği ürün olan köylümüz pazardan evine ekmek götüremez duruma getirmiştir" dedi.
Önceki gün düzenlediği basın toplantısı ile il kongresi sonrası Yozgat’ta ki MHP’nin son durumunu değerlendiren MHP İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, açıkta gıda satışı ile birlikte ortaya çıkan mağduriyeti dile getirdi.
Vaatler meydanlarda kaldı!
Zemini oluşturulmadan uygulamaya konulan açıkta gıda satışı yasağının köylünün elini kolunu bağladığını ifade eden Çakır, AKP’yi köylüyü unutmakla suçladı: "Gezdiğimiz yerlerde özellikle köylümüzün ve çiftçimizin sıkıntılı olduğunu, bazı konularda acil uyarı ve çözüme ihtiyaç olduğunu gördük. Köylümüz, hayvanlarından elde ettiği süt, yoğurt, peynir, tereyağı, çökelek gibi ürünlerini pazara getirdiğinde karşısında Tarım İl Müdürlüğü elemanlarını ve Belediye Zabıtası’nı buldular. Ekipler onların ürünlerini pazarda satamayacaklarını ve eğer satarlarsa para cezası ile cezalandırılacaklarını söyleyince de çok şaşırdılar ve neye uğradıklarını bilemediler. Bu uygulama üreticimizi mağdur etmekle kalmadı, bu ürünleri alanlar tarafından da tepkiyle karşılandı. Uygulama gerekçesi ise A.B.uyum çalışmalarıydı.
Yaklaşık bir aydan bu yana süren bu uygulama, tek geçim kaynağı tarlasından ve hayvanlarından elde ettiği ürün olan köylümüzü pazardan evine ekmek götüremez duruma getirmiştir. Seçim gezilerinde yaptığı konuşmalarda iktidar olabilmek için türlü çeşitli vaatlerde bulunan, meydanlarda simit hesabı yapan bu iktidar ve AKP’nin Genel Başkanı sayın Başbakan maalesef verdiği sözleri unutmuş; Tarım Bakanımız çiftçimize " Gözünüzü toprak doyursun" demeyi Başbakanımız da derdini dile getiren bir başka vatandaşımıza "Artistlik yapma" ve söylemek istemediğim diğer ifadeyi söylemeyi reva görmüşler, Unakıtan’a seslerini çıkaramamışlardır."
Bu hale nasıl gelindi?
Avrupa Birliğine uyum sürecinde süt ve süt ürünlerinin açıkta satışının yasaklanmasının Yozgat’ta da gündeme gelmesi ile oluşturulan "Acil Gıda Eylem Komisyonu"nun köylüyü tam anlamıyla bilgilendirmeden bir ay zarfında yasağı uygulamaya koyduğunu ileri belirten Çakır, yasaktan haberi olmayan köylünün büyük bir çıkmaz ve çaresizliğin içerisine itildiğini söyledi.
Firmaların bağlantılarını daha önceden yapması nedeni ile köylünün sütünü satamaz hale geldiğini vurgulayan MHP İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, konuyla ilgili şunları söyledi:
"Bu yasaktan haberi olmayan çiftçilerimiz pazarda ürünlerini satamamanın şaşkınlığını yaşadılar ve zarara uğradılar. Kendi çabalarıyla sütlerini değerlendirmek için Yozgat Merkezi’nde bulunan * Devamı 6’da
 Baştarafı 1’de Pınar A.Ş. ne başvurduklarında şirket yetkililerinden "1 Eylül 2006 tarihine kadar ihtiyaçları olan süt bağlantılarını başka yerlerden yaptıkları bu sebeple bir litre dahi süt alamayacakları" cevabıyla yüz yüze geldiler. Pınar A.Ş. gibi diğer şirketler de aynı durumdaydılar. Çünkü Anadolu’ da havaların ısınmasıyla birlikte hem otların büyümesi hem de hayvanların buzağılama ve kuzulama dönemi olması süt verimini en bol seviyeye getirmişti. Firmaların bağlantılarını önceden yapmaları, köylümüzün de bu uygulamayı bilmemesi onları acı sürprizle baş başa bırakmıştı.
Köylüye seçenek
sunulmadı...
İktidarın bu kararını uygulamak zorunda kalan ve başka çareleri olmayan mahalli yetkililerimizin bununla ilgili makul bir cevapları hemen olacaktı. O da halkımızın sağlıklı ve güvenli ürünler tüketmesiydi.Buna ne bizlerin ne de başka kimselerin itiraz etmeleri mümkün değildir.Ancak dikkatinizi çekmek istediğim husus bu uygulamaya başlamadan önce vatandaşımıza sütlerini değerlendirecek seçenekler sunmadan "açıkta süt satışı" na yasak getirilmesi, geçimini sütten sağlayan vatandaşımızın evine ekmek götürememesi, hastasına ilaç alamaması ve sağlık adına bir iş yapıldığı söylenirken bir başka taraftan sağlıklı yaşamak için gerekli besinleri ve tedavi maksatlı ilaçlarını alamaması kısacası çiftçinin ‘ölüm fermanının imzalanması’ dır.
Bu durumun ortadan kaldırılması için herhangi bir firma tesisi kurmak ve ürünleri almak maksadı ile 8 Mayıs 2006 tarihinde yani bugün adım atmış olsa ve süt alma garantisi verse, bununla ilgili yapacağı bina, soğutma tankı, toplama merkezi ve süt toplama ağı kurulması için en az 1 aylık bir süreye ihtiyaç vardır. Bu günler sütün en bol olduğu günlerdir.Bu günlerde sütünü değerlendiremeyen, dökmek zorunda kalan çiftçimizin sütü 1 ay sonra alınmaya başladığında zaten verim düşmüş yarı yarıya azalmış olacaktır. Zaten süt ürünleri üretim merkezlerinin 1 litre süte ödediği bedel 32 kuruştur.Bu bedel de yarım litre şişeli su parası bile değildir.
İlimizde yaşayan insanların yarıdan fazlasının köylerde yaşadığı, yaklaşık 25-30 bin arasında büyük baş hayvanın beslendiği, küçük baş hayvan sayısının da ihmal edilemeyecek bir miktarda olduğu düşünülürse yapılan yanlışın ve verilen zararın büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır.
MHP köylüyü yalnız bırakmayacak
Fakir-fukara, garip-gureba edebiyatı yaparak işbaşına gelen bu iktidarın işçimize, memurumuza ve çiftçimize yaptıkları ortadadır.Özellikle çiftçiye yönelik uygulamaları ve adeta ortadan kaldırma niyetleri gün gibi aşikardır.Ülkemizin hızla bir erken seçime gittiği dönemde pervasızca bu uygulamayı yapanlara bir beş yıl daha hükümet etme yetkisi verildiğinde kim bilir neler yaparlar, düşünülmesi bile ürkütücüdür.. Ancak milletimiz sahipsiz değildir, M.H.P. her ortamda onların yanında ve sözcüsü olmaya devam edecektir. Takdiri geçmişte partimizin uyguladığı tarım politikalarını ve bugünkü tarım politikalarını gören ve yaşayan halkımıza bırakıyorum"

[ADSIZ]

ADSIZ demiş ki:

YOZGAT MİLLİYETÇİ Hareket Partisi İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, açıkta süt ve süt ürünleri satışının yasaklanmasında gerekli zeminin oluşturulmadan uygulamaya geçilmesinin köylüyü mağdur ettiğini söyledi. AKP’nin köylüye verdiği sözü çabuk unuttuğunu ileri süren Çakır; "Yaklaşık bir aydan bu yana süren bu uygulama tek geçim kaynağı tarlasından ve hayvanlarından elde ettiği ürün olan köylümüz pazardan evine ekmek götüremez duruma getirmiştir" dedi. Önceki gün düzenlediği basın toplantısı ile il kongresi sonrası Yozgat’ta ki MHP’nin son durumunu değerlendiren MHP İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, açıkta gıda satışı ile birlikte ortaya çıkan mağduriyeti dile getirdi. Vaatler meydanlarda kaldı! Zemini oluşturulmadan uygulamaya konulan açıkta gıda satışı yasağının köylünün elini kolunu bağladığını ifade eden Çakır, AKP’yi köylüyü unutmakla suçladı: "Gezdiğimiz yerlerde özellikle köylümüzün ve çiftçimizin sıkıntılı olduğunu, bazı konularda acil uyarı ve çözüme ihtiyaç olduğunu gördük. Köylümüz, hayvanlarından elde ettiği süt, yoğurt, peynir, tereyağı, çökelek gibi ürünlerini pazara getirdiğinde karşısında Tarım İl Müdürlüğü elemanlarını ve Belediye Zabıtası’nı buldular. Ekipler onların ürünlerini pazarda satamayacaklarını ve eğer satarlarsa para cezası ile cezalandırılacaklarını söyleyince de çok şaşırdılar ve neye uğradıklarını bilemediler. Bu uygulama üreticimizi mağdur etmekle kalmadı, bu ürünleri alanlar tarafından da tepkiyle karşılandı. Uygulama gerekçesi ise A.B.uyum çalışmalarıydı. Yaklaşık bir aydan bu yana süren bu uygulama, tek geçim kaynağı tarlasından ve hayvanlarından elde ettiği ürün olan köylümüzü pazardan evine ekmek götüremez duruma getirmiştir. Seçim gezilerinde yaptığı konuşmalarda iktidar olabilmek için türlü çeşitli vaatlerde bulunan, meydanlarda simit hesabı yapan bu iktidar ve AKP’nin Genel Başkanı sayın Başbakan maalesef verdiği sözleri unutmuş; Tarım Bakanımız çiftçimize " Gözünüzü toprak doyursun" demeyi Başbakanımız da derdini dile getiren bir başka vatandaşımıza "Artistlik yapma" ve söylemek istemediğim diğer ifadeyi söylemeyi reva görmüşler, Unakıtan’a seslerini çıkaramamışlardır." Bu hale nasıl gelindi? Avrupa Birliğine uyum sürecinde süt ve süt ürünlerinin açıkta satışının yasaklanmasının Yozgat’ta da gündeme gelmesi ile oluşturulan "Acil Gıda Eylem Komisyonu"nun köylüyü tam anlamıyla bilgilendirmeden bir ay zarfında yasağı uygulamaya koyduğunu ileri belirten Çakır, yasaktan haberi olmayan köylünün büyük bir çıkmaz ve çaresizliğin içerisine itildiğini söyledi. Firmaların bağlantılarını daha önceden yapması nedeni ile köylünün sütünü satamaz hale geldiğini vurgulayan MHP İl Başkanı Mehmet Ali Çakır, konuyla ilgili şunları söyledi: "Bu yasaktan haberi olmayan çiftçilerimiz pazarda ürünlerini satamamanın şaşkınlığını yaşadılar ve zarara uğradılar. Kendi çabalarıyla sütlerini değerlendirmek için Yozgat Merkezi’nde bulunan Pınar A.Ş. ne başvurduklarında şirket yetkililerinden "1 Eylül 2006 tarihine kadar ihtiyaçları olan süt bağlantılarını başka yerlerden yaptıkları bu sebeple bir litre dahi süt alamayacakları" cevabıyla yüz yüze geldiler. Pınar A.Ş. gibi diğer şirketler de aynı durumdaydılar. Çünkü Anadolu’ da havaların ısınmasıyla birlikte hem otların büyümesi hem de hayvanların buzağılama ve kuzulama dönemi olması süt verimini en bol seviyeye getirmişti. Firmaların bağlantılarını önceden yapmaları, köylümüzün de bu uygulamayı bilmemesi onları acı sürprizle baş başa bırakmıştı. Köylüye seçenek sunulmadı... İktidarın bu kararını uygulamak zorunda kalan ve başka çareleri olmayan mahalli yetkililerimizin bununla ilgili makul bir cevapları hemen olacaktı. O da halkımızın sağlıklı ve güvenli ürünler tüketmesiydi.Buna ne bizlerin ne de başka kimselerin itiraz etmeleri mümkün değildir.Ancak dikkatinizi çekmek istediğim husus bu uygulamaya başlamadan önce vatandaşımıza sütlerini değerlendirecek seçenekler sunmadan "açıkta süt satışı" na yasak getirilmesi, geçimini sütten sağlayan vatandaşımızın evine ekmek götürememesi, hastasına ilaç alamaması ve sağlık adına bir iş yapıldığı söylenirken bir başka taraftan sağlıklı yaşamak için gerekli besinleri ve tedavi maksatlı ilaçlarını alamaması kısacası çiftçinin ‘ölüm fermanının imzalanması’ dır. Bu durumun ortadan kaldırılması için herhangi bir firma tesisi kurmak ve ürünleri almak maksadı ile 8 Mayıs 2006 tarihinde yani bugün adım atmış olsa ve süt alma garantisi verse, bununla ilgili yapacağı bina, soğutma tankı, toplama merkezi ve süt toplama ağı kurulması için en az 1 aylık bir süreye ihtiyaç vardır. Bu günler sütün en bol olduğu günlerdir.Bu günlerde sütünü değerlendiremeyen, dökmek zorunda kalan çiftçimizin sütü 1 ay sonra alınmaya başladığında zaten verim düşmüş yarı yarıya azalmış olacaktır. Zaten süt ürünleri üretim merkezlerinin 1 litre süte ödediği bedel 32 kuruştur.Bu bedel de yarım litre şişeli su parası bile değildir. İlimizde yaşayan insanların yarıdan fazlasının köylerde yaşadığı, yaklaşık 25-30 bin arasında büyük baş hayvanın beslendiği, küçük baş hayvan sayısının da ihmal edilemeyecek bir miktarda olduğu düşünülürse yapılan yanlışın ve verilen zararın büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır. MHP köylüyü yalnız bırakmayacak Fakir-fukara, garip-gureba edebiyatı yaparak işbaşına gelen bu iktidarın işçimize, memurumuza ve çiftçimize yaptıkları ortadadır.Özellikle çiftçiye yönelik uygulamaları ve adeta ortadan kaldırma niyetleri gün gibi aşikardır.Ülkemizin hızla bir erken seçime gittiği dönemde pervasızca bu uygulamayı yapanlara bir beş yıl daha hükümet etme yetkisi verildiğinde kim bilir neler yaparlar, düşünülmesi bile ürkütücüdür.. Ancak milletimiz sahipsiz değildir, M.H.P. her ortamda onların yanında ve sözcüsü olmaya devam edecektir. Takdiri geçmişte partimizin uyguladığı tarım politikalarını ve bugünkü tarım politikalarını gören ve yaşayan halkımıza bırakıyorum"

[EgE]

Sayin Cakir dogru söylemis! Zaten bu AKara Partisi simdiye kadar verdigi sözlerin hangisini yerine getirdiki? Simdiye kadar Ülke ve Millet yararina hangi isi yaptiki? Tam tersine....!

Bu hesaplar bir bir sorulacaktir!!!

[Bozkurt-Yakup]

AKP halkin gözünü boyadi.Halka bir sürü söz verdi beni secersen sunu verecem sunu yapacam dedi.Halkta ac ve yoksul oldugu icin inanip sectiler AKP yi.Ama is ist4en gecti daha yeni uyandi millet.Iktidar olur bu durumlara son verecez insallah.

[thegreen_wolf]

Bugün iş isteyen genci azarlayanlar, köylüye millet sizin için mi çalışacak, gözünüzü toprak doyursun diyenlerin hepsi gidecek. Bu milletin gururu, inancı, imanı, her zaman kendisini hakir gören, kibirle tepeden bakanları seçim sandıklarında göndermiştir


Dünyanın hiçbir yerinde ekonomik istikrar bu denli siyasi istikrara bağlı değildir. En temel sebebi şu:

Türkiye’nin inanılmaz bir işgücü, üretim zekâsı, rekabet heyecanı var; ancak siyasi istikrarsızlık nedeniyle bu ülkenin ekonomisi bir türlü kanatlanamıyor.

Bir başka deyişle, karar mekanizmalarındaki boşluk ve çatışma kültürü ekonominin önünü tıkıyor.

Siyasi olarak, oy isterken her gün ziyaret ettikleri köyleri, iktidara geldikten sonra uğramak şöyle dursun sıkıntılarını anlatmak için kapılarını çalan köylülerle bile görüşmemiş ve sıkıntılarını dinlemeyi bile onlara çok gördüler.


Tarlaya ürünümüzü ektiğimiz takdirde kar ederek satamıyoruz. Mazot ve gübre fiyatları sürekli olarak artarken biz her geçen gün daha düşük fiyatlara ürünümüzü satmak zorunda kalıyoruz.

Bu gidişle artık ekmeyecek çiftçimiz üretiçimiz.

Ekip zarar edeceğimize ekmemeyi tercih ediliyor.”

bütün köylerden yükselen ortak ses bu şekilde.

köylünün sıkıntılarına çözümü olmayan siyasiler artık tarım köylüsünü kandıramayacak ve onlardan hiçbir destek bulamayacaktır.

[thegreen_wolf]

Birileri dışarılarda ülke üzerinde emelleri olanların önünde el pençe divan dururken ve hatta kendini kullandırırken , kendi milletinin, milletin efendisi köylünün karşısına geçince birden şahinleşebiliyordu, azarlıyordu ama bundan sonra yapabılecek mi?

Türkiye nüfusunun yüzde 40’ına yakın bir kısmının ekmeğini tarımdan kazandığını, yani bu sektörde yaşanan her olumlu ya da olumsuz gelişmenin Türkiye’nin bütününü doğrudan etkilediğini aklımızdan çıkaramayız.
Maalesef tarımsal üretimini ekonomik gerçekleriyle ve ülke ihtiyaçlarıyla uyumlu bir temele oturtamamışız.



Ancak burada tek ümidini toprağına, çiftine çubuğuna bağlamış köylümüzün, çiftçimizin, hayvancımızın bir suçu, bir günahı yok.

Burada asıl günah bugüne kadar tarımı iyi planlayamayan, tarımsal eğitim ve hizmetleri yaygınlaştıramayan, tarım için gerekli altyapı ve yatırımları ihmale uğratan yönetimlerindir.

Ama problemler ne kadar büyük olursa olsun biz asla yılgınlığa düşecek, Türk tarımını karanlığa, çözümsüzlüğe, yoksulluğa terk edecek bir anlayışa sahip değiliz


ATA ''Köylü milletin efendisidir'' demiş ve bu sozden yola cıkılarak hızmetı koylunun ayagına kadar goturmek gerektır

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

[sinan37]

Seçim çalışmalarımızda yapacağımız en güzel çalışma 57.Hükümet döneminde tarım alanında yaptığımız işler olmalıdır.

Tayyip efendi bizim dönemimizde 1.100 olan mazotu 600 bine çekeceğini söyleyerek oy topladı mazot 2 ytlyi çoktan geçti.
Bizim dönemimizde dönüm parası alan köylülerimiz şimdi alamıyor.

Çiftçilerimiz bu seçimdede akp ve türevi partilere oy verecek olursa artık biz bile kurtaramayız çünkü 5 yıl daha bu ülke bunların elinde kalırsa zaten ekeceğimiz toprak kalmaz.


ATATÜRK:KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİR.

tayyip:artistlik yapma ananıda al git............

KÖYLÜ YİNE MHP İKTİDARINDA MİLLETİN EFENDİSİ OLACAKTIR.