 |
|
|
|
Konu Basın-Yazarlar
“Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu” atasözünün Kıbrıs uyarlamasının ne anlama geldiği artık yavaş yavaş netleşiyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada “Türkiye’nin Kıbrıs politikasında değişiklikler olacak” deniliyor.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yusuf Buluç tarafından yapılan açıklamada “Kıbrıs’ta entegrasyon politikasının bittiğini, Annan planının müzakere edilirken şimdiye kadar izlediğimiz tutuma bazı ayarlamalar getirileceğinin” altı çiziliyordu.
Türkiye *****huriyeti Devleti’nin bu resmi açıklaması bugüne kadar ki “Milli Kıbrıs politikasının artık çöpe atıldığı, 28 Şubat’a kadar Kıbrıs sorununun AB istekleri doğrultusunda kesinlikle ‘halledileceği’, Denktaş’ın ipinin çekileceği” anlamına geliyor.
12 Aralık’ta Kıbrıs’ın işinin bitirildiğine dair yapılan yorumların ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor.
Bugünden itibaren değişen Kıbrıs politikamız, Rum–Yunan menfaatleri doğrultusunda, Türk hakimiyetinin, Türk yöneticilerinin kararıyla terk edildiği bir sürece girmiş bulunuyor.
Önümüzdeki günlerde Denktaş’ın pasifize edildiği ve hatta görevinden uzaklaştırıldığı yoğun bir dış politika atmosferine hazırlanmak lazım. “Annan”ın evlatları, bu toprakların evlatları olduklarını unutup “Türk ideali ve Türk planı” yerine “Annan planını” koyarak, bir Türk–İslam toprağını Rumlara nasıl peşkeş çekecekler hep birlikte izleyeceğiz.
Daha iki hafta önce aynı Dışişleri Bakanlığı “Kıbrıs konusunda Türkiye’nin milli çıkarlarına ve hukuka aykırı hiçbir talep kabul edilemez” diye kamuoyunun gözünü boyamıştı.
Ama nasılsa insanın nisyan ile malul olduğunu çok iyi bilen “arslan diplomatlar ve onlara emreden arslan politikacılar” şimdi Kıbrıs’ın ipini tedricen çekme planını devreye koymuş durumdalar.
Kıbrıs’ın Rum Kesimi ile entegrasyonu için çırpınan ak politikacılara, 10 Ağustos 1896 tarihli bir rapordan kesitler aktarmak istiyorum.
Müslüman Maarif Komisyonu azasından Hüseyin Hüsnü oğlu Mehmet Faik’in, Sadrazam’a sunduğu Kıbrıs raporu:
“Tamamen Hıristiyanların arasında kalan ve Rumca konuşan cahil Müslüman köylüler, Ortodoks papazlarının bu yakınlarda açıkça ve büyük gayretle devam ettirdikleri neşriyat, hitabet ve teşvikat ile uydurmalara mukavemet edemeyerek takım takım din değiştirmektedirler. Bu arada yedi köyün Müslümanları Hıristiyanlığı resmen kabul etmişlerdir.
(...) Müslümanların bu perişan ve silik durumlarına karşılık Hıristiyanlar devamlı nüfuslarını artırıp mühim idari kadroları da ele geçirdiklerinden, ileride adaya tam hakim olacaklardır.”
Bugün “Kıbrıs politikamızı değiştiriyoruz, Annan planını müzakere edip kabul edeceğiz” diyen politik zevat, Kıbrıs Türklerini göz göre göre haçın potasında asimile olmaya itiyor.
1896’lardan gelen rapor o günkü “Hıristiyan asimilasyonunun boyutlarına” dikkat çekiyor.
Tarih tekerrür ediyor.
Bugün de Türkleri aynı asimilasyona kendi ellerimizle atıyoruz.
Kaynak: Yeni Mesaj
Muharrem Bayraktar
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4
Toplam Oy: 1
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
