Konu Basın-Yazarlar
KIBRIS'IN fethine Sokullu'nun Astırhan projesi netice vermeyince karar verilmiştir. İsteyen Lala Mustafa Paşa'ydı, istemeyen de Sokullu. Divan-ı Hümayun'da padişahı ikna eden ve sefer kararını, vazgeçilmek üzereyken, ateşli konuşmasıyla temin eden
Şeyhülislam Ebussuud Efendi'dir.
O kadar ki, divan toplantısından çıkarken Sokullu dayanamamış, Ebussuud Efendi'yi 'Ettiğini gördün mü?' diye azarlamıştır. Sokullu aslında Kıbrıs'ın fethinden değil, bu işe memur edilecek olan Lala Mustafa Paşa'nın kendisine rakip olmasından ürküyordu.
3 Temmuz 1570'te Türk donanması çıkarma birliklerini Finike'den alarak Kıbrıs'a ulaştırdı. Demek ki 1974 çıkarması, 404 sene sonraki ikinci çıkarmadır. Lefkoşa alındıysa da Magosa bir yıl dayandı. Bu arada Papalık ve Venedik, Kıbrıs'ı vermemek üzere bir birlik kurdular ve her sene iki yüz gemi donatmayı tekeffül ettiler. İlk sene Haçlı donanmasını önlemek için İnebahtı Limanı'nda demirlemiş olan Türk donanmasını külliyen imha ettiler. Ama Kıbrıs'ın alınmasına mani olamadılar ve ikinci sene Akdeniz'e Türkler'le savaşmaya çıkınca hayretler içinde karşılarında yepyeni bir Türk donanması buldular ve çekilmek zorunda kaldılar. Bu donanmayı çok kısa bir zamanda yaptıran Sokullu, 'Bu devlet öyle bir devlettir ki isterse donanmasının yelkenlerini atlastan, halatlarını ibrişimden yaptırır' diyor ve Venedik Balyozu'nu (elçisini) de 'Siz İnebahtı'da bizim donanmamızı imha ettiniz, sakalımızı kestiniz, biz ise Kıbrıs'ı aldık sizin kolunuzu kestik, sakal yine çıkar ama kol yerine gelmez' diye karşılıyordu.
Türkler'in düşmanı
ÜÇ senelik bir Haçlı Seferi'ni planlayan Venedik, ertesi sene barış yapmak zorunda kalmıştı. Kıbrıs'ın fethi, Katolikler'in kasıp kavurduğu Avrupa'da büyük yankılar yapıyordu. Protestanlar, vicdan hürriyeti tanıyan Müslüman Türkler'i tutuyorlardı. Türkler de Papalığın 'Vicdan özgürlüğünü yok etmiş' politikasına karşı çıkıyorlardı. Nitekim, bu sebeple Fransa'daki Katolikler'in, 1572 senesinde Saint Barthelmy gecesinde Hugnotlar'ı, Protestanlar'ı bire kadar kırdıkları haberi, Asitane-i Aliyye'de, yani İstanbul'da büyük protestolarla karşılandı. Kıbrıs'taki Katolikler'in elinden Ortodoks kilisesini kurtaran da Türkler oldu. Şimdi ise Türkler'in ve Türkiye'nin en büyük düşmanı Kıbrıs, Fener ve Yunanistan Ortodoks kiliseleridir ve yine Papalık'tır. Engizisyon Mahkemeleri'ni Papalık başka bir isim altında uyutarak bu gün bile saklamaktadır.
Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'ye saldıran İngiliz, Kıbrıs'ı da ilhak etti. Lozan'da da Kıbrıs'ı bırakmak zorunda kaldık. O günlerde okutulan tarih kitaplarında ve derslerde 'Kıbrıs'ı Padişah, Naksos şaraplarının şöhretini duyduğu için fethetti' gibi naneler ortaya atılıyordu.
Ankara'nın baskısı
1960 Londra-Zürih anlaşmalarıyla o günkü Demokrat Parti iktidarı, büyük bir zafer kazandı ve Mehmetçik Kıbrıs'a çıktı. Ama Yunan-Rum ikilisi durmadı ve Türkler'i imha için Akritas Planı'nı uygulamaya ve Türkler'i toplu mezarlara koymaya başladı. 404 sene sonra Mehmetçik, Ada'ya bu sefer bir soykırımını önlemek için çıktı. Şimdi, bütün dünya 'Türkiye'ye baskı yaparak ve yaptırarak 1974'te Rumlar soykırımı yapmadılar, haksızlıkta bulunmadılar' demek istiyorlar. Zira daha iki ay önce Rum kesimi parlamentosu 'I7 Eylül 1921'i Türkler'in Anadolu'daki Yunan askerlerini denize dökmelerini bir soykırımı kabul ettiği hakkında karar çıkardı. Türkiye
aleyhinde üç korkunç cehennem ocağından bugün en harlısı budur. Kıbrıs Türkleri'ni bunlara bırakırsanız değil onlar, Türkiye ne olacaktır? Batı bugün kendisini tehdit eden kolun ucundan tutmasını dahi Türkler'e çok görmekte, Türkler'i oradan da koparmaya çalışmaktadır. İçimizden de büyük destekler alarak. İşte bu çok acı. Yunanistan'da ise Rum tarafında tam bir birlik ve beraberlik hüküm sürmekte. New York'taki Kıbrıs ekibine en büyük baskıyı hatta ezici ve hakaret edici baskıyı, Ankara mevhum bir AB aşkına yapmaktadır.
Mehmet Ali Talat'ın usluluğuna, suskunluğuna işaret etmiştim. Sayın Denktaş, New York'ta kahvaltıda gazetecilere onu göstererek şöyle demiş 'Bunun bu kadar çabuk Müslüman olacağını bilseydim, başka türlü davranırdım.' Anlayana...
Ergun Göze / H.O Tercüman
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
