KKTC *****hurbaşkanı Rauf Denktaş dolaylı yoldan AKP hükümetini işaret ederek, Türkiye "Annan planı görüşülebilir" demeye başlayınca, o konudaki direnişlerinin kırıldığını söyledi.
Annan planının kabul edilemez olduğunu, planın kabul edilmesi yönünde bir dayatma olduğunu belirten Denktaş, şöyle konuştu: Müzakere edeceksin, anlaşabilirsen anlaşacaksın, anlaşamadığın takdirde, Genel Sekreter anlaşamadığımız yerleri dolduracaktı.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir dayatma olmamıştır. Türkiye bunun kabul edilemez olduğunu, görüşülemez olduğunu bir noktaya kadar getirdi. Ondan sonra 'Görüşülebilir' demeye başlayınca, tabiatıyla bizim o konudaki direnişimiz yıkıldı. Ya 'Biz gelmiyoruz' diyecektik ve Annan planını olduğu gibi kabul edebilecek kişilere kapıyı açacaktık, sonu gelmeyen bir maceraya girecektik. Yahut da Türkiye ile anlaştıktan sonra, 'Olmazsa olmazları sonuna kadar savunacak mıyız? Sonuna kadar bizi olmazsa olmazlar konusunda destekleyecek misiniz' sorularımıza anavatan olumlu cevap verince ve bu şartlarda Genel Sekreter'e de 'Toplantıya gelecekler' sözünü verince toplantıya bu şartlarda gittik.''

KKTC *****hurbaşkanı Rauf Denktaş, olmazsa olmazların müzakere masasında savunulduğunu belirterek, ''Ama bunların hiçbirini elde edemesek dahi, bu girdiğimiz kanalın sonucu referandumdur'' dedi. Denktaş, Ertuğrul Hasipoğlu başkanlığındaki Adalet ve Barış Partisi (ABP) heyetini kabulünde yaptığı açıklamada, kendilerinden imza istenmediğini, kensisinin böyle bir anlaşmayı imzalamayacağı bilindiği için imzadan vazgeçildiğini kaydetti.

''Doğrudan, görüşülür, anlaşırsanız anlaşırsınız, anlaşmazsanız Genel Sekreter (boşlukları) doldurur, referanduma gidersiniz şekline gelmiştir'' diyen Denktaş, bu nedenle New York görüşmesinde BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın mutlak hakemliğinin altına Türkiye ve Yunanistan safhasını da koyduklarını anımsattı ve bunun tam istedikleri gibi olmadığını belirtti. Bugüne kadar yapılan görüşmelerde istedikleri sonucu alamadıklarını açıklayan Denktaş, ''Ama bunlar ilk girişimlerdir. Samimiyetle devam edeceğiz, olmazsa olmazlarımızı korumaya çalışacağız'' dedi.

Türk tarafının önerilerinin Rum basınında ''hiçbir şekilde kabul edilmez'' olarak nitelendiğine işaret eden Denktaş, ''Biz de onların yaklaşımını kabul edilir bulmamaktayız. Zorluklar devam etmektedir'' diye konuştu.

Bir konferans için 3 Mart Çarşamba günü Ankara'ya gideceğini belirten Denktaş, Ankara'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşeceğini bildirdi. Denktaş, Erdoğan ile görüşmesinde, Kıbrıs konusunda o güne kadar gelinen noktayı birlikte değerlendireceklerini ifade ederek, ''Türkiye ile birlikte yürümek mecburiyetimizi herkes idrak etmektedir. Kendilerine, bastığımız yerin ne olduğunu, attığımız adımların bizi nereye götürmekte olduğunu, daima olduğu gibi bütün samimiyetimizle söyleyeceğiz'' diye konuştu. Halkın, gözlerini açarak, olup bitenleri iyi anlamasını, sonra kimseyi suçlamamasını isteyen Denktaş, kendisinin görüşmelerde ne olduğunu her gün açıkladığını kaydetti. Müzakerelerin 22 Mart'ta sona ereceğini anımsatan Denktaş, şöyle konuştu: ''Şimdiki halde eğer biz Annan planını olduğu şekliyle kabul edersek, perişaniyettir, adadan yok oluştur, yıkımdır. Onun için bunları düzeltmeye çalışıyoruz, ama fazla yol kat etmediğimizi görüyorsunuz.''

"BÖYLE KADER OLMAZ"

Bazılarının ''Annan planı kaderimizdir, düzeltmek için uğraşalım, düzeltebildiğimizi düzeltiriz. Artık referandumda (evet) diyelim de işimiz bitsin'' dediğine değinen Denktaş, ''Böyle kader olmaz. İnsan kendi kaderini başkalarının eline bırakmaz. Görerek, bilerek, değerlendirerek, ne olacağını, ne getirdiğini, ne götüreceğini bilerek karar vereceğiz'' dedi. Başbakan Mehmet Ali Talat'ın, halk için, en iyisini yapmak için yardımcı olduğunu belirten Denktaş, şunları söyledi: ''Ama bir gün kendi partisi açısından, 'Hayır, ben buraya kadar gelirim sizinle, buradan öteye gitmem' diyebilir. Biz onu diyebiliriz. Bilinçli bir ittifak içerisindeyiz ve halka hizmet için işbirliği yapmaktayız. Herkes bu durumu kavrarsa, her seçimde düşman cephelere ayrılmaktan vazgeçeriz. Demokratik bir yarış olduğunu bilerek birbirimizi kırmaksızın yarışımızı yaparız.''

KKTC *****hurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakerelerinin sonunda referanduma sunulacak metnin, referandumdan önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilmesi konusunun, ''Ankara'nın anayasal sorunu olduğunu'' bildirdi.

Denktaş, Thalassaemia Derneği heyetini kabulü sırasında bir gazetecinin, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un, referanduma sunulacak metnin referandumdan önce TBMM'de onaylanması konusunda ısrarlı olduğunu hatırlatarak, bu konuda Ankara ile istişare olup olmadığını sorması üzerine şunları söyledi: ''Bu, Ankara'nın anayasal sorunudur. TBMM, 1960 anlaşmalarını onaylamış, kabul etmiştir. Garantörlük sıfatıyla Kıbrıs'a müdahil olmuş bir Türkiye var karşımızda. Şimdi TBMM'nin tasdik ettiği o anlaşmaları değiştirecekler. Yeni bir anlaşma yaparsak, onlar değişmiş olacaktır. Onların nasıl değişeceğini TBMM bir bütün olarak görmezse, neyi garantileyecek, neyi kabul edecek? Yani bu, 'Daha önceden, referanduma gitmeden, referandumdan çıkmadan Türkiye kabul etsin, referandumdan ne çıkarsa benimseyeceğini kabul etsin' diye ısrar etmek, biraz acayip geliyor bize.''

Denktaş, Rum basınında çıkan, ''BM'nin, referandumların sonucu konusunda, Türkiye ve Yunanistan'dan Grönland adaları taktiğini uygulayarak güvence alacağı'' yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine ise bu haberleri kendisinin de okuduğunu ve bundan haberi olmadığını belirterek, ''O konuyu pek de derinliğine bilmediğim için bir şey söylemek istemiyorum'' dedi.

RUMLARIN AB ÜYELİĞİNİN ERTELENMESİ

Denktaş, Türkiye'nin, Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğini erteletmek için AB büyükelçileri nezdinde girişim yaptığı yönünde Rum basınında çıkan haberlerle ilgili soruya da ''Benim böyle bir girişimden haberim yok'' karşılığını verdi. AB'nin, çok yanlış bir kararla ve kandırılmış olarak ''Kıbrıs'' adı altında Rumlara kapılarını açtığı için büyük bir zorluk içinde bulunduğunu belirten Denktaş, şöyle konuştu: ''İkiye bölünmüş bir Kıbrıs'ı aldığında başına gelecekleri, ne kadar rahatsız edileceklerini anlıyor. Bu nedenle alelacele, iki ayağımızı da bir pabuca koyarak yapılan bu işleri yasallaştırmak için olurumuzu istiyor, imzamızı istiyor. Biz iyi niyetle çalışıyoruz, ama halkımızın haklarını korumak için gözümüz açık olarak masada oturuyoruz.''

''Rumların AB'ye, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını ortadan kaldırmak ve Kıbrıs Türklerini Yunan bir Kıbrıs'ta azınlık bir Türk cemaati olarak kabul ettirmek için müracaat ettiğini'' anlatan Denktaş, Rumların son günlerdeki girişimlerinin, bu felsefelerinin devam ettiğini gösterdiğini, bunun da kendilerini üzdüğünü kaydetti. Denktaş, ''Bu felsefe devam ettiği sürece, bir yere varmamız zor olur. Felsefelerini değiştirmeleri lazımdır'' dedi.

Kıbrıs'ın Yunanistan ve Rum idaresinin malı olmadığını, Kıbrıs'ta iki milli halk olduğunu belirten Denktaş, ''400 yıldır bu iki milli halk, milli karakterlerini, dini karakterlerini koruyarak yan yana yaşamışlardır. 1960 anlaşmaları da iki milli halkın varlığını esas alarak kurulmuş bir ortaklık *****huriyeti idi. Şimdi bütün bunları ortadan kaldırarak, 'Denktaş her şeyi iki milli halk üzerine bina etmek istiyor, bu ırkçılıktır' demek suretiyle, dünyayı kandırmaya kalkışmaları yine üzücüdür. Bizi oldukça hayal kırıklığına uğratmaktadır'' diye konuştu. Belçika'nın, Fransızca konuşanlar ve Fransızca konuşmayanlar diye dil farkı üzerine kurulmuş bir ortaklık olduğunu ve kimsenin 'Belçika'da ırkçılık var'' demediğini hatırlatan Denktaş, ''Burada Türk ve Rum var. Gerçek bu. Sen buna gözünü kapayacaksın ve 'Biz Türklere kurucu devletçik verdik' diyerek Türkleri kandırmak suretiyle, bizi karma bir hayata sokacaksın, bunlar kabul edilmez oyunlardır. İnşallah bunu görürler diye düşünüyoruz'' dedi. Denktaş, 3 Mart Çarşamba günü Ankara'da olduğu gün, Kıbrıs müzakerelerinin ertelenmesi yönünde bir talebi olmayacağını, Türk heyetinin görüşmeleri sürdüreceğini de bildirdi.