 |
Basın-Yazarlar: Kıbrıs zaferi ne oldu? / Rıza Zelyut
Gönderen:: Bozkurt |
|
|
Konu Basın-Yazarlar
Ozanın birisi, “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür' demiş.
Bugünkü dile şöyle aktarabiliriz: “İnsan hafızasının hastalığı, unutmasıdır.'
İnsanın aksak yönü kabul edilen, unutması, herhalde en çok bizim toplumda görülür.
Yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden, duyduklarımızdan ders çıkarmak gerekir. Bu dersi de unutmamak şarttır. Gel gör ki bunlar bizim ülkeden rüzgar gibi geçer giderler.
Hele iş siyasi olaylara gelince, hafızamızın aksaklığı o kadar artar ki.
Bu yüzden de toplumsal çöküntülere uğrarız. Öfkeleniriz. Bunun hesabını da sorarız. Gel gör ki aradan biraz zaman geçince sanki o olayları hiç yaşamamış gibi oluruz. Bizi kandırmalarına neredeyse kendimiz yol gösteririz.
Çünkü, Türk halkının toplumsal hafızası çok zayıftır.
Olayları çabuk unutur.
Bu yüzden sık sık aynı biçimde büyük kandırmacalara düşer.
SORGULAMASINI BİLMEK
Modern İnsan, soru sormasını bilen ve sorusunun cevabını da ne olursa olsun alabilen insandır. Toplumsal yaşama şekil veren siyasettir. Bu yüzden gündelik yaşamımızı ve hayatımızın tümünü, siyaset her şeyden daha fazla etkiler. İşte temel iş, bireyin, siyaset konusunda sorgulayan sorular sorabilmesidir.
Türkiye'de bireyler hem bu soruları sormuyorlar, hem de çabuk unutuyorlar.
En büyük eksiklerimizden birisi de takipçi olmayışımızdır.
Yani, bizi derinden ilgilendiren konuların sonuna kadar takibini yapmayan bir halkız.
Bunun yüzlerce yakıcı örneği vardır.
Bu hükümet dönemindeki en yakıcı örnek ise Kıbrıs konusudur.
Biliyorum ki insanlarımızın büyük bölümü için Kıbrıs şu an ölü bir konudur.
Fakat, siyasi açısından nasıl kandırıldığımızı gösteren en açık örnek Kıbrıs olarak önümüzde durmaktadır.
ZAFERE BAK
Lütfen hafızanızı biraz zorlayın. Çok olmadı, çünkü.
Kıbrıs'taki sorunun çözümü için BM Genel Sekreteri Annan bir plan hazırlamıştı. Bu plana KKTC *****hurbaşkanı Denktaş karşı çıkmıştı. Gel gör ki AKP hükümeti, Denktaş'ı kötü adam ilan etmiş ve bu planın kabul edilmesi yönünde bastırmıştı.
Kıbrıs Türkleri oylama sonucunda Annan planına evet dediler ama Rumlar bunu reddettilerÖ.
Hatırlayın, hatırlayın.
Bu oylamadan önce neler demişti bizim hükümet yetkililerimiz. Eğer evet dersek, bütün dünya bizi kabul edecekti. Avrupa Birliği ve Amerika Kıbrıs Türk yönetimine kucak açacak, Rumları cezalandıracaktı.
Hatırlayın, hatırlayın.
Kıbrıs Türkleri evet, Rumlar hayır deyince bizim gazetelerin köşe yazarları ve Başbakan Erdoğan sevinçten havalara zıplamışlardı.
Başbakan Erdoğan, bu işi, “Son elli yılın en büyük dış politika zaferi!' diye açıklamıştı.
Artık Kıbrıs'ta bütün dünya bize yardım edecek, Rumları cezalandıracaktı. Kıbrıs'a uygulanan abluka kaldırılacaktı.
Büyük sanılan gazetelerin bakarkör yazarları da aynı türküyü tiz perdeden söylüyorlardı.
Aradan çok kısa bir süre geçti.
Şimdi Kıbrıs'a yeniden bakın.
Türkiye verdiği ile kaldı.
Avrupa Birliği, Kıbrıs'a yardım edecek, Türk tarafına uygulanan kısıtlamaları kaldıracak, Rumları da cezalandıracaktı.
Amerika, hemen Rumlara ceza kesecek, Kıbrıs Türklerini ödüllendirecekti.
Bu masala bizim Başbakan öyle inanmıştı ki “Son elli yılın en büyük dış politika zaferini kazandık!' diye övünmeye başlamıştı.
Bir de bugünkü manzarayı düşünün:
Avrupa, Kıbrıs için söz verdiği hiçbir kolaylığı yerine getirmedi.
Kıbrıs Türklerinin yaşamlarını kolaylaştıracak hiçbir ciddi hak verilmedi. Tam aksine, AB, Kıbrıs Türklerini Rumlara mahkum edecek yeni yaptırımlar getirdi.
Amerika, Kıbrıs Türklerine olanak yaratmak yerine Rumlara yeni hü***** olanakları yarattı.
ABD Temsilciler Meclisi üyeleri, Kıbrıs'ta, Türkiye aleyhine 50 milyar dolara ulaşabilecek tazminat davası açma çalışmalarına öncülük ediyor.
Bu fırsatı da onlara AKP hükümeti verdi.
Kuzey Kıbrıs'ta evi bulunan Bayan Lozidou'nun AB'de Türkiye aleyhine açtığı davada kazandığı 1 milyon dolarlık tazminatı AKP hükümeti ödedi. Böylece de emsal yarattı.
Bu hükümetin Kıbrıs'ta verdiği tavizler yüzünden Rumlar, artık çok daha ileri haklar istiyorlar.
Durum açıktır. Kıbrıs'ta hiçbir şey kazanamadık
Fakat, gerek Rumlara gerek AB'ye büyük tavizler verdik.
Türk dış politikasının son elli yılda yaşadığı en büyük bozgun, Kıbrıs'ta ortaya çıktı.
İşin ilginç yanı şudur: Bu bozgun, Kıbrıs'ta olduğu gibi Ege'de Yunanistan'a karşı, Kuzey Irak'ta Kürt aşiretlerine karşı, AB sorunda Avrupa'ya karşı devam ediyor.
Böyle bir acemi hükümetin Türkiye'yi daha fazla yönetmesi mümkün değildir.
ABD'nin yolladığı yüksek faizli para ile yaratılan yalancı bahar bitince, AKP hükümeti çarçabuk seçime gidecektir.
Allah, bu milleti, sahte zaferlerden korusn.
Rıza Zelyut / Güneş
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 5
Toplam Oy: 7
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
