 |
|
|
|
Konu
Recep Tayyip Erdoğan, Nato toplantısı için geldiği Danimarkada, Danimarka başbakanı Anders Fogh Rasmussen ile ortak yapacakları bir basın toplantısını, Toplantıda bölücü teröristlerin yayın organı olan bir televizyonun da bulunması sebebiyle protesto ederek Türkiyeye döndü.
Memlekete döner dönmezde yaptığı açıklamada, protestosunda haklı olduğunu ve gereken bedelin Türkiye tarafından ödeneceğini söyledi..
Türk medyasından olayları takip eden vatandaşımızda bastı alkışı..
Bu bir milli duruştu..Türk milleti adına, Avrupa karşısında yapılması gereken yapılmış, verilmesi gerekli cevap verilmişti..
Keşke öyle olsaydı….
Keşke bizde ne kadar sevmesekte, bu hareketi karşısında ” Helâl olsun, işte milli duruş budur, gereken yapılmıştır” diyebilseydik…
Maalesef olayın öncesini ve sonrasını, Danimarka basınından takip edebildiğimiz için, bu ucuz kahramanlığa acı acı gülmekten başka birşey yapamıyoruz.
Bir süre önce Danimarkanın Jyllandsposten gazetesinde Peygamber efendimize terbiyesizliklerle dolu karikatürler yayınlandı..
Danimarkada yaşayan müslüman ahali bundan çok müteessir oldu ve çeşitli platformlarda gazete protesto edildi..
Basın ve ifade özgürlüğü kaygısından ziyade, Müslümanları ve İslamı terör kavramıyla anlamdaş bir hale getirmeye çalışan, bu hareketiylede tirajını artırma yolunda tüm ahlâki kuralları, insanların inançlarına saygıyı fütursuzca çiğneyen gazete, yabancı düşmanı çevrelerden destek gördü..Bu terbiyesizlik ifade özgürlüğü ambalajına sarıldı…
İclerinde T.C Kopenhag büyükelçisi Fügen OK’ unda bulunduğu 11 ülkenin büyükelçileri, Anders Fogh Rasmussen’e ,olayı kınayan bir mektup gönderdiler..Daha sonra da dışişleri bakanlığımız, büyükelçimizin arkasında olduğunu bildirdi…
Bu açıklama, Danimarkadaki yabancı düşmanı partileri ve ırkçı kuruluşları harekete geçirdi..Danimarka başbakanının hükümet olmada muhtaç olduğu Danimarka Halk partisi baskı yapmaya başladı ve Nato toplantısı için Kopenhaga gelecek olan Recep Tayyip Erdoğan’ın haddinin bildirilmesini istedi.. Populist bir pencereden olaya bakan ve yaklaşan belediye seçimlerinden oy toplamak isteyen başbakan ise nabza göre şerbet vererek, uluslararası nezaket kurallarını hiçe sayan açıklamalar yaptı.. Bu açıklamaların yer aldığı haberlerin biri şöyleydi:
”Ritzaus bürosu
Fogh, Türk meslektaşına basın özgürlüğü dersi verecek.
Anders Fogh Rasmussen Türk meslektaşının, Muhammed resimleri olayıyla ilgili olarak dikkatini çekecek..
Hükümet başkanı Anders Fogh Rasmussen, Nato toplantısı sebebiyle birkaç hafta sonra Kopenhaga gelecek olanTürk başbakanına, kişisel olarak basın ve ifade özgürlüğü dersi verecek.
Açıklama Çarşamba günü meclisin soru zamanında Başbakan tarafından yapıldı.
Danimarka Halk Partisinin arzusu üzerine, Anders Fogh Rasmussen, Türk meslektaşının önüne, içlerinde TC büyükelçisininde bulunduğu 11 Müslüman elçiliğin, Jyllandsposten gazetesinde çıkan Muhammed resimleriyle ilgili şikayet mektuplarını getireceğini söyledi.Aynı zamanda,Türk büyükelçisinin bu mektuptaki imzası yüzünden, Türkiyenin ortak Pazar ile yürüttüğü üyelik müzakerelerine müdahele etmeyeceğini de bildirdi.
Başbakan ” 11 Büyükelçinin bu mektubu göndermeleri pek akıllıca değil” dedi.
Türk başbakanının, 11-15 Kasım arasında yapılacak Nato parlamenterler toplantısı dolayısıyla 14 Kasımda Kopenhaga gelmesi bekleniyor.
www.bt.dk 2. november 2005 kl. 15:54 ”
Recep Tayyip Erdoğan için bu basın toplantısına çıkıp, karikatürlerin yayınlandığı gazeteye karşı konuşmak, bu olayı sadece basın ve ifade özgürlüğü temeline indirmiş ve Türk başbakanına bir ders vermek için hükümetinin destekçilerine söz vermiş olan Anders Fogh Rasmussen ile tartışmaya girmek, RTE için hem AB yolu açısından, hemde Türkiyedeki henüz tam oturtturamadığı laiklik makyajı açısından çok rizikolu olacaktı…
Söz konusu muhabir Senem Güneser, ANKA’ya yaptığı açıklamada "İlk kez böyle bir şey oluyor, daha önce de Avrupa Parlamentosu’nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e sorular sordum o zaman hiçbir şey olmamıştı" dedi.
Daha önce Brükselde karşılaştığı ve sorularını cevaplandırdığı bu gazeteciyi bahane edip, basın toplantısına katılmamak, doğabilecek sıkıntılardan Recep beyi kurtaracağı gibi, Türk kamuoyundada kahramanlık olarak lanse edilecekti…
Nitekim hesabı tuttu. Bir taşla birkaç kuş birden vurdu…
Garip milletimiz, alenen PKK emrinde çalışan Türkiyedeki belediyelere, gazetecilere, kurumlara ve 25 mumluk aydınlara hosgörü ile yaklaşan, Türk milli duruşunu savunanlara ise anında köpüren ”mazlum efendinin” bu ustaca hamlesini de maalesef yuttu..
Dediğim gibi ben alkışlamadım, sadece acı acı güldüm…Alkışlarımı ise Türkiyede alenen ve fütursuzca bölücü eşkiyaya , insanlıktan nasipsiz teröristlere yalakalık yapmayı çağdaşlık bilenlerin
Yakalarını toplayacak babayiğide saklıyorum…
Hürmetlerimle
İlhan Esen
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4.93
Toplam Oy: 15
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
