 |
|
|
|
Konu Basın-Yazarlar
Karanlık güçler, Türkiye’de mikser olma vazifesine başladılar. Danıştay saldırısı, hiç durmayan bu mikserin hızlandığını gösteriyor. Danıştay saldırısının görünen yüzeysel sebebi, Türkiye’yi bir rejim kavgası başlatarak kaosa götürmektir. Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp, diledikleri gibi kullanmak isteyen güçler, bu tür komplolarla Türkiye’yi tehdit etmektedirler. Yaşanan olayın hücresine girdiğimizde, bin bir çeşit komplo teorileri karşımıza çıkmaktadır.
Karanlık güçler, Türkiye’de mikser olma vazifesine başladılar. Danıştay saldırısı, hiç durmayan bu mikserin hızlandığını gösteriyor. Danıştay saldırısının görünen yüzeysel sebebi, Türkiye’yi bir rejim kavgası başlatarak kaosa götürmektir. Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp, diledikleri gibi kullanmak isteyen güçler, bu tür komplolarla Türkiye’yi tehdit etmektedirler. Yaşanan olayın hücresine girdiğimizde, bin bir çeşit komplo teorileri karşımıza çıkmaktadır. Çok kimlikli saldırganın ilişkilerine baktığımızda, bu olayın üstüne bizler de birçok komplo teorileri üretebiliriz. Bunların çoğu da gerçeklerle yanyana gelecek türdendir. Şemdinli olayında, Türkiye’ye nasıl tezgâh kurulduysa, aynı tezgâh Danıştay baskını öncesi ve sonrası gelişen olaylarda da kurulmuştur. Bu olayda da o kadar soru işareti vardır ki, tezgâhın boyutu bir türlü anlaşılamamaktadır
Danıştaya saldırı gerçekleştiren Alparslan Arslan ‘İslamcı, Ülkücü, Ulusalcı, Bölücü, kumarcı, hapçı, içkici, dindar’ kimliklerle anılması nasıl bir garabet örneğidir?
Bu şahsın Hizbullah kamplarına katıldığı söylendiği gibi, medyada yer alan diğer bir habere göre, Bingöl İstihbarat Birimlerinin Raporlarında, Alparslan Arslan’ın 8 kere PKK kamplarına katıldığı belirtiliyor.
*****huriyet Gazetesi’ne kameraların ve insanların önünde 3 adet bomba atılıyor, bu kişiler nedense, aradan günler geçtikten sonra ancak Danıştay saldırı ile birlikte deşifre ediliyor.
Danıştaya saldırı yapıldığı gün, binadaki kameralar arızalanıyor(!)
Alparslan Arslan’ın avukatlık bürosundaki arkadaşları, bu kişinin zerre kadar hukuk bilgisi olmadığını, avukatlığın hiçbir gereğini bilmediğini anlatıyorlar. Acaba bu kişi, bugüne kadar avukatlık kimliği adı altında, bazı güç odaklarına mı hizmet etti ya da yanlarında eğitildi mi?
Sorular, sorular, sorular…
Komplo teorilerinden bahsedince, aklıma geçen e-mail kutuma gönderilmiş bir fıkra geldi.
İki öküz merada otluyormuş. Biri diğerine:
- Abi, bu aralar birtakım kötü söylentiler duyuyorum, demiş.
Diğeri merakla sormuş:
- Hayırdır, ne gibi söylentiler?
— Diyorlar ki bu insanlar bizi babalarının hayrına beslemiyorlarmış, emeklerinin karşılığını er ya da geç alıyorlarmış. Hatta söylentilere göre bizi kesiyor, etimizi kemiğimizden ayırıyorlarmış. Et ve kemiğimizi böbrek, ciğer, kalp, sakatat, kelle diye bölümlere ayırıp satıyorlarmış. Üstelik bir söylentiye göre etimizden sucuk bile yapıyorlarmış.
Bütün bu anlatılanları sükûnetle dinleyen ikinci öküz gâyet rahat bir edâyla cevap vermiş:
Bırak oluuum bu komplo teorilerini!
Biz birçok tehlikeyi açık-seçik anlattığımızda, birçok kişi de bu ikinci öküz edasında davranmaktadır.
Dibe vurmuş bir yönetimin elinde bulunan Türkiye, her belayı zamanlı-zamansız başında bulmaktadır.
Kanlı Danıştay olayının göbeğinde de bu iktidarın gölgesi durmaktadır.
Danıştaya yapılan bu saldırının psikolojik zeminini hazırlayanların kimler olduğuna bakmak olayı tam çözmese de sorumluluk sahibi olanları fotoğraflamaktadır. O fotoğrafta ortaya çıkan, aciz bir iktidarın kaostan beslenme çabaları ve bol bol piyon kılıklı çeteler olmaktadır.
Danıştay saldırısının fiziki yapılanması Türkiye’de olsa bile, beyninin kesinlikle Türkiye dışında olduğu inancı bende hâkim düşüncedir. Bu durum, dışarının taşeronluğunu yapan içimizdekilerin sistemli çalışması olarak görülebilir.
AKP’liler, milletin iradesine bağlanması gereken iktidarlarını,”Bizi silmeyin, süpürmeyin, kullanın” diyerek ABD kapılarına bağlıyorsa, bu ülkenin üniter yapısı ve rejimi bunlarla korunabilir mi?
Zaten bunların rejimle kavgası bilinmekte ve üniter yapı ile ilgili bir kaygıların olmadığını, vatan topraklarını satarak, pazarlayarak göstermektedirler.
AKP, tek başına iktidar gücünü, ülkenin meselelerini çözmek yerine,”bu gücümüzü koruyun, size hizmet edelim” diye ABD ve AB kapısında yalvararak göstermektedir.
Bu iktidarın bedeni Türkiye’de, beyni dışarılardadır. “İpimizi sıkı tutun” diye de, pazarlıklarını hızlandırmışlardır.
Danıştay saldırısının psikolojik zemini hazırlayanlar belli iken, bu saldırının seyrini değiştirmek için çaba harcayanlar, şimdi oyun içinde oyuna başlamıştır.
Danıştay saldırısının bile siyasi kazanç haline getirilme çabaları gözden kaçmamaktadır. Danıştay ile girdiği kavgaların, Türkiye’yi bu noktaya getirdiğini unutan iktidar bile, şimdi karşı atağa geçmeye çalışmaktadır. Sahte laiklere ise zaten diyecek hiçbir sözümüz yok…
Danıştay saldırısı en ince ayrıntısına kadar çözülmeli ve bu saldırının tüm detayları ortaya çıkarılmalıdır. Aksi takdirde, laik ve anti-laik korosu birbirine şiddetli bir şekilde seslenmeye çalışırsa, bu ülkenin huzuru kaçabilir.
Türkiye üzerinde, karanlık oyun oynayanların mikserleri hızla dönerken, herhalde kimse “Bırak oluuum bu komplo teorilerini!” demeyecektir.
Mikserler durmazsa, Türkiye belli bir noktada duracaktır. Bizden söylemesi…
YILDIRAY ÇİÇEK (Ortadoğu Gazetesi)
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
