Millete açıklama borcunuz var!.. / Servet Kabaklı
Tarih: 19.02.2004 Saat: 04:36
Konu: Basın-Yazarlar


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın son Washington ziyareti sırasında, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan'ın, heyette bulunanlara, Türkiye aleyhtarı her taşın altından çıkan Henry Barkey adlı 'karışık tip'i, 'Yakın dostumdur... Etkili bir dosttur' diye tanıttığını yazmıştım.

Türkiye *****huriyeti Devleti'nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, herhalde bir bildiği olduğundan veya 'suçüstü yakalanmış
olmanın rahatlığıyla' söyleyecek bir sözü bulamadığından, bir açıklama yapmak lüzumunu hissetmedi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de bu son Washington ziyareti sırasında, Türk düşmanı Musev” asıllı Prof. Henry Barkey'i, Ritz Carlton Oteli'ndeki odasına davet ederek görüştüğünü, 6 Şubat tarihli yazımda sizlere duyurmuştum. Otelin lobisinde Cengiz
Çandar ve Nazlı Ilıcak refakatinde davet bekleyen Barkey'i, bizzat Özel Kalem Müdürü'nün Bakan Gül'ün odasına götürdüğünü gazeteci dostumuz Savaş Süzal ortaya çıkarmıştı.
Bakan Gül de herhalde, 'AB'de dış kapı mandallığı' için en büyük engel olarak gördüğü Kıbrıs'ı, ABD'li yumuşatıcıların da katkısıyla 'çözü-vermekle' çok meşgul olduğundan; 'eski dostu' Barkey'le bu özel otel odası görüşmesini açıklama fırsatı bulamadı...
Taze bilgiler...
YENİÇAĞ Gazetesi'nin 9 sütuna manşet yaptığı; 'DEHŞET VERİCİ SUÇÜSTÜ... Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ve yardımcısı Baki İlkin'in, Kıbrıs görüşmelerinin yapıldığı binanın kafeteryasında, ABD, İngiltere ve AB diplomatlarından talimat alırken suçüstü
yakalanması, Annan Planı'nın kimlerin planı olduğunu ortaya koydu' haberini okuyordum...
Bu dehşet verici olaya şahitlik yapanlar da 'bilumum kargalar'ın korkulu rüyası ve vatansever 2 Türk gazetecisiydi... Yılmaz Polat ve Savaş Süzal...
O anda telefonum çaldı. Arayan Dışişleri Bakanlığı'nın üst seviyeli bir yetkilisiydi. Herhalde Yeniçağ'ın manşetini okumamıştı.
Selamlaşma faslından sonra, sözü 6 Şubat tarihli yazıma getirdi...
- 'Henry Barkey, tam sizin yazdığınız gibi karışık bir adamdır. Çok yüzsüz bir tiptir. Türkiye aleyhtarı her taşın altından çıktığı gibi, Türkiye ile alakalı her toplantıda, Türkiye'den ABD'ye her siyasetçi veya devlet adamının ziyaretinde derhal boy gösterir.
Konferanslarda ön sırada oturmaya ve mutlaka soru sormaya gayret eder.'
- 'Peki, Baki İlkin döneminde Büyükelçiliğimizin her faaliyetine davet edilen, şimdilerde elçiliğe girmesi bile yasaklanan bu karanlık adamla, Sayın Dışişleri Bakanı gerçekten eski dost mudur?.. Otel odasında özel olarak ne konuşmuş olabilir?..'
- 'Bu görüşmenin detayını bilmiyorum. Sayın Bakan'ın resm” programında böyle bir randevu yoktu... Ancak, sadece şimdi değil, Baki İlkin döneminde de Büyükelçiliğimiz bu adamı mimlemişti, soğuk duruyordu. Çünkü Baki Bey'e karşı büyük bir küstahlık
yapmıştı... Ama CIA'da çalışan eşinin tavassutuyla, o dönemde ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bir süre sözleşmeli çalıştı. İştigal konusu da Türkiye ile ilişkilerdi. Baki İlkin döneminde, bu süre zarfında, diplomatik teamüller gereği mill” günlerde ve ziyaretler sırasında mecburen davet edilirdi...'
- 'Baki İlkin'e yaptığı küstahlık neydi?..'
- 'Bildiğim kadarıyla, İlkin, Washington Büyükelçisi iken, eskiden danışmanlığını yaptığı Hikmet Çetin'in, TBMM Başkanı olarak ABD'yi ziyareti sırasında, bu lobici, Çetin'den özel görüşme için randevu koparıyor. Tam görüşme başlarken, Barkey, Büyükelçi
İlkin'e 'görüşmede siz de yoksunuz' diyerek odadan çıkmasını istiyor. Baki Bey de bunun üzerine Hikmet Bey'in önünde 'Türk Büyükelçisi yoksa, görüşme de yok' diyerek Barkey'i kovuyor...'
Merakımızı giderin lutfen...
DIŞİŞLERİ'NİN bu 'üst düzey yetkilisi'nin açıklaması gerçekten müthiş... Şimdi Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, azılı Türk düşmanı Barkey için lobiciliği gönüllü mü, yoksa rica veya talimatla mı yaptığını, kamuoyuna açıklamak zorundadır...
Aynı mecburiyet Dışişleri Bakanı Gül için de geçerlidir. Otel odasında, 'eski dostu' olduğu iddia edilen Barkey'le, 'Amerikan futbolu üzerine sohbet' mi yapmıştır?.. Yoksa, ABD'nin terör örgütleri listesine aldığı PKK'yı, Kaliforniya Mahkemesi'ne verdiği bilirkişi raporuyla 'masum' ilan ettiren Barkey'e, Türkiye'nin lobi faaliyetlerinin ihale edilmesi mi konuşulmuştur?.. Yahut Barkey denilen
adam, ABD'nin denetiminde, 'bazı karanlık kuvvetlerin lobicisi' sıfatıyla, Sayın Bakan'ı iknaya mı çalışmıştır?.. Bir zamanlar 'Anadolu Çocuğu' hüviyetini çok yakıştırdığımız Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 'Washington'un karanlık gecelerinin çocuğu' Barkey'le yaptığı görüşmenin detaylarını, Türk Milleti'ne derhal açıklamalıdır.
Bu arada Yeniçağ'ın manşetindeki 'dehşet verici' iddianın muhatapları olan Müsteşar Uğur Ziyal ile yardımcısı Baki İlkin'den de, teamül dışı 'kaçamak kafeterya randevuları'na kimin karar verdiği ve neler konuşulduğu konusunda, 'merak ve koku giderici'
açıklama beklediğimizi söylemeliyiz...

Servet Kabaklı/ H.O.Tercüman







Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1994