MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli düzenlediği basın toplantısında, Irak’ta son dört yıl içinde yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edecek çok tehlikeli bir mecraya girdiğini söyledi. AKP hükümetinin teslimiyet ve aczinden cesaret alan peşmerge liderleri, Türkiye’nin içini karıştırma tehditlerinde bulunmaya cüret edebidiğini söyleyen Bahçeli, AKP hükümeti, Türkiye’ye açıkça husumet ilanı olan ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan bu tahrikler ve meydan okumalar karşısında sessiz, tepkisiz ve hareketsiz kalmıştır. Türkiye, bugün, iç ve dış güvenliğini hedef alan açık ve yakın bir tehlikeyle karşı karşıyadır dedi. Bahçeli, "Bizim, Türkiye’nin sorunları hakkındaki düşüncelerimizi ortaya koymak için ne sizin, ne de herhangi bir makamın iznine ve icazetine ihtiyacımız vardır. Haline bakmadan diktatörlüğe heveslenmek, Türk siyasi tarihinde kimseye hayır getirmemiştir. Biz, görüşlerimizi açıkça ve dürüstçe söyleriz, siz de bildiğinizi yaparsınız ve bunun tüm sonuçlarına da katlanırsınız” dedi.
Türkiye'yi bu noktaya AKP'nin teslimiyeti getirdi
Burada unutulmaması gereken husus, bugün karşımıza çıkan bu güvenlik risk ve tehditlerinin, AKP hükümetlerinin görev yaptığı dört yıllık bir süreç içinde şekillenen gelişmelerin bir sonucu olduğu gerçeğidir.
Türkiye’yi bu noktaya, Başbakan Erdoğan’ın ve hükümetinin bu gelişmeler karşısında sergilediği acz, teslimiyet ve gaflet getirmiştir dedi. Bahçeli, bu konunun muhasebesini yapmaya geçmeden önce, siyasi iktidarın Anayasa ile belirlenen görev ve sorumluluklarını bu vesileyle kısaca hatırlatmak istiyorum.
"Türkiye’nin milli güvenliğini sağlamak ve milli çıkarlarını korumak, hükümetin Anayasal görev ve sorumluluğudur. Başbakan ve hükümeti, Milliyetçi Hareket’in bu konunun da amansız takipçisi olacağını hiçbir zaman unutmamalıdır" dedi.
PKK militanları Kandil dağından inmiş, şehirlere yerleşmiştir.
Barzani ve Talabani’nin siyasi himayesi altında bölgede yuvalanan 3000 civarındaki militan, Kürt peşmerge gruplarıyla iç içe yaşamakta olduğunu söyleyen Bahçeli, lojistik desteği bu gruplarca sağlanmakta ve Türk sınır bölgesinde gümrük denetimi yaparak haraç toplamaktadır dedi.
Bahçeli, Irak hükümeti PKK’yı resmen terörist örgüt olarak kabul etmemektedir. Siyasi faaliyette bulunmasına izin verilen PKK, seçimlere iki parti çatısı altında katılmış ve Irak siyasi yaşamının legal unsuru haline gelmiştir. PKK terör örgütü, lider kadroları, terör kampları, silah ve mühimmat depoları ve Amerikan menşeili silahlarla donatılmış militan kadrolarıyla, ABD’nin askeri kontrolü altındaki bölgede serbestçe faaliyet gösterebilmektedir dedi.
Referandum önlenmeli
Bahçeli, Kerkük’ün statüsü konusunun, Irak’ta Sunni ve Şii grupları da içine alacak topyekün bir iç savaşı tetikleyecek en önemli risk unsuru olduğunu söyledi. 2007 yılı sonuna kadar yapılması öngörülen referandum için saatin işlemeye başladığının altını çizen Bahçeli, “Öncelikli konu referandumun önlenmesi olmalıdır. Kerkük’ün statüsünün Irak’ın bütünü içinde bir çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır. Bu çerçevede, Kerkük’e Bağdat gibi, hiçbir idari bölgeye bağlı olmayacağı özel bir statü verilmelidir” dedi.
AKP Irak'ta teslim oldu
Irak’ta bugün iç savaş yaşandığını, kaydeden Bahçeli, “Kürt grupların Kerkük’ü zorla ele geçirme stratejisinde sona gelindiğini, Kuzey Irak’ın PKK teröristlerinin eğitim ve lojistik merkeze ve Türkiye’ye karşı saldırı üssü haline geldiğini” anlattı. Bahçeli, bütün bu gelişmeler yaşanırken iktidarın, siyasi ufku ve stratejik derinliği olan Irak politikaları geliştirmekte acze düştüğünü ifade ederek, “AKP Hükümeti Irak’ta teslim olmuştur. Türkiye, bugün gelişmeleri uzaktan izlemekte bile zorlanan marjinal bir seyirci durumundadır” dedi. Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki son açıklamalarını eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti: “Başbakan Erdoğan, vicdanlarda aklanmak ve imaj düzeltmek telaşıyla, bu sahte çıkışlarla su üzerine yazı yazmakta ve göz boyamaya çalışmaktadır” Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulması durumunda Türkiye’yi de içine alacak ağır gerginliklerin artacağına işaret eden Bahçeli, bu konunun ABD ile en üst siyasi düzeyde ele alınması gerektiğini kaydetti. Bahçeli, Türkiye’nin, ABD ve Irak’taki Şii ve Sünni gruplarla temasa geçerek, zorlamayla yapılacak Kerkük referandumunu tanımayacağını ilan etmesi gerektiğini de söyledi.
Türkiye’nin Kuzey Irak’tan kaynaklanan fiili bir güvenlik tehdidi ve terör saldırısıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Bahçeli, bu saldırılar ve tehditler karşısında, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru savunma hakkının bütün unsurlarıyla doğduğunu vurguladı. Hava ve kara harekatının, bölgeyi askeri kontrolü altında bulunduran ABD ile istişare halinde yapılabileceğini belirten Bahçeli şöyle konuştu:
“ABD, Habur Sınır Kapısı’nı lojistik ikmal amaçlı, İncirlik Üssü’nü ise, Irak’a mühimmat ve savaş malzemesi nakli için merkez üs olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin ABD’ye dost ve müttefikliğin bir gereği olarak verdiği bu çok önemli destekler, ABD’nin dikkatine getirilmeli ve ABD’den de aynı anlayış, dayanışma ve desteğin beklendiği açıkça söylenmelidir.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 17 Ocak 2007 tarihli basın açıklamasının tüm metnini okumak için tıklayınız.
