KARİKATÜR OYUNU
Tarih: 27.02.2006 Saat: 11:57
Konu: Avrupa Haber


KARİKATÜR  OYUNU

Dört ay kadar önce bir Danimarka gazetesinde (Jylland Posten –Jutlanda Postası) Peygamber efendimizi (S.a.v) hedef alan terbiyesizce karikatürler yayınlandı.Bu terbiyesizliğin arkasında görebildiğimiz iki ihtimal vardı.

1- Gazete, Danimarka toplumunda gittikçe yoğunlaşan İslâm karşıtlığını körükleyecek, gündemi çalkalayacak, bu sayede tirajını ve reklâm gelirlerini artıracaktı..

2- Gazetenin arkasında daha büyük güçler vardı..Planlı bir şekilde bu saldırı İslâm alemini provoke edecek, İranın veya Suriyenin hata yapması beklenecek ve istenilen ortam doğunca müdahele edilecekti.



Olayın başında tamamen haklı durumda olan Müslümanlar, beyinlerini kullanacakları her olayda duygularını kullanma huylarından vazgeçmedikleri için, yine zararlı duruma düşmeye başlamışlardır..

Sözkonusu gazete, kendiliğinden veya başka odakların yönlendirmesiyle büyük bir terbiyesizlik, provokatörlük yapmış, tüm ahlâki kuralları hiçe sayarak bir milyardan fazla insanın dinine, dolayısı ile kendilerine hakaret etmiş, bunu ise ifade özgürlüğüne yamamaya çalışmıştır.

Danimarka siyasi partileri ve hükümet, oy kaybetmemek için bu terbiyesizliğe açıkça tavır alamamış, yabancı düşmanlığıyla tanınan DF (Danimarka Halk Partisi) ise, karikatürlere, sırf müslümanlara saldırdığı için açık destek vermiştir..Bu partinin desteğine tam olarak bağımlı olan başbakan Anders Fogh Rasmussen ise, kendi ifade özgürlüğünü, ancak DF genel başkanı Pia Kjersgaard’ın müsaade ettiği ölçüde kullanabilmesine rağmen, gazetenin terbiyesizliğini ifade özgürlüğü olarak nitelendirmiştir.

Bu konuda Aralık ayında, Türkiyede, karikatürleri oldukça sert bir biçimde eleştiren Recep Tayyip Erdoğan ise, Nato toplantısı için geldiği Kopenhagda, yaptığı açıklamalardan dolayı,Pia Kjersgaard’ın baskı yaptığı başbakan Anders Fogh Rasmussen tarafından ,”AB üyeliğinde ifade özgürlüğü” adl deynekle sıkıştırılacağını anlayınca, çareyi roj tv muhabirini bahane ederek basın toplantısından kaçmakta bulmuş, Türkiyede seçim yatırımına dönük kurusıkı atışlara devam etmeyi tercih etmişti.

Danimarkadaki müslümanların temsilciliğine kendi kendilerini tayin eden birkaç imam ise Arap ülkelerini dolaşmış, bu terbiyesiz karikatürlerin tüm dünyaya tanıtılmasına sebep olmuş, gazetede yayınlanmayan ve çok büyük bir hakaret içeren sahte bir resmi ise ( galiba etkiyi çoğaltmak için) resimlerin arasına katarak gazeteden daha büyük bir terbiyesizlik yapmışlardır.



Siyasiler, terör gurupları, marjinal topluluklar , saf müslümanları ateşlemiş, Danimarka elçiliklerinin ve bayraklarının yakılmasına , olaylar esnasında çok sayıda Müslümanın ölmesine sebep olmuşlardır.

Kısacası birbirinden farklı birçok kesimler bu karikatürleri, kendi propogandaları ve menfaatleri doğrultusunda kullanmışlardır.



Jyllands Posten gazetesinin bu terbiyesizliği yapmasının sebebi ne olursa olsun, bu gün itibarıyla sonuçları önümüzdedir..Bu çirkin saldırıdan şimdilik tek kârlı çıkan Jyllands Posten gazetesidir..Tirajı ve reklam gelirleri artmıştır.En fazla zararı ise saf ve cahil müslümanlar görmüşlerdir.





İnançlı insanlar olarak ne kendi dinimize, nede başka insanların inançlarına hakaret edilmesini kabul edemeyiz ve tüm demokratik haklarımızı kullanarak buna karşı çıkarız..Nitekim 18 Şubat 2006 tarihinde, Jyllands Posten gazetesinin merkezinin bulunduğu şehir olan Arhusta bir protesto gösterisi düzenledik..Arhus belediye başkanı Sosyal Demokrat Nicolai Wammen, milletvekili Hüseyin Araç, değişik siyasi partilerden temsilciler yanımızdaydı ve bize destek verdiler, yaptıkları konuşmalarla karikatürleri kınadılar..Benim yaptığım, saygı-sorumluluk ve ifade özgürlüğü konulu konuşmayı, bize destek için gelen birçok Danimarkalı şevkle alkışladı..

Danimarka elçilileri ve bayrağı bu insanları da temsil ediyor..Sadece Jylland Posten gazetesini değil..O sebeple dinkardeşlerimizin haklı protestolarını yaparken daha dikkatli olmaları ve Türk ve İslâm düşmanı çevrelere koz vermemeleri gerekiyor…

Artık küreselleşen dünyada maalesef bu çeşit provokasyonlar daha çok ve sık olacaktır.Bunlarla akıllı mücadele yönü, kaba kuvvete, cehalete meydan vermeden, farkında olmadan bu terbiyesizliklerin reklâmını yapmadan, demokratik kurallar çerçevesinde tavır koymaktır, diplomasiyi zorlamaktır. Şuurlu bir ekonomik tercih ise, pazar sahibi ülkelerin, Müslümanlardan önce bu tip terbiyesizliği önleme gayretlerine girmelerine sebep olacaktır.



Bir an önce kalbimizden önce beynimizi kullanma alışkanlığını elde etmeliyiz..Aksi takdirde tamamen haklı olduğumuz davalarda bile, eninde sonunda haksız duruma düşeceğiz…



Hürmetlerimle



İlhan Esen


Kaynak: http://www.ulkuocagi.net
Pencereyi Kapat