Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Nurcular, Ülkücülerden Ne istiyor?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 11, 12, 13  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 7. sayfa (Toplam 13 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
günay
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 28, 2004
İletiler: 4

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 7:45 am    ileti konusu: kadir21 Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21
ülkücü adil olmalı.görüyorumki tek hedefiniz fethullahcılar. işiniz gücünüz sürekli onlarla.diğer şucuları bucuları niçin görmemezlikten tanımamzlıktan geliyorsunuz. burada bunlardan bazılarını söz sahibi bile yapmışsınız. isdediklerini yazıp çiziyorlar. bu davranışınızın adalet neresinde.
Ben bu siteyle yeni tanıştım.misafirim. bir misafir için belki biraz cesur konuştum. kusura bakmayın.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 9:19 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

günay;
tek hedefimiz fethullahçılar değildir.Davamızı sulandıran ne kadar cemaat elemanı varsa hepsi hedefimizdir.Ne nurcuları,ne başkalarını asla tasvip etmiyoruz.Bunlarla yaptığımız mücadele bu forumlarda vardır.Ömer öngütçülerle olan tartışmalarımız da herkesin gözü önünde olmuş bizleri sayın Genel başkana şikayet etmekle tehdit edecek kadar ileri gitmişlerdir.Buna rağmen de atılmışlardır.Biz son ikazlarımızı yaptık.Fethullahçılar ve nurcular dışında hemen hemen sesler kesildi.Bunlar hala devam ediyorlar.Bunu daha önce de açıkladık.Bundan sonra kimse burada cemaat propagandası yapamaz.Yapan en kıdemli üye de olsa gönderilecektir.Yaklaşık on gün önce de son ikazlarımızı yaptık.
Bundan sonrası artık emrivakidir.Kim bunun dışına çıkarsa sonuçlarına katlanacaktır.Merak etmeyin,adalet anlayışımız çok şükür yerindedir.
Yanlız cemaatçiler değil,ırkçılık yapanlar da gidecektir,bozgunculuk yapanlar,partiyi içten çökerten truva atları da.Özgürlük,aklına geleni kafasına göre yazmak değildir.Bu sitede yazacak arkadaşlar,Türk- islam ülküsü üzerine yazmayı peşinen kabul etmişler demektir.Burası serbest kürsü değil,ülkücü hareketin vitrinidir.Bu vitrine yakışmayan adamların bu sitede işi yoktur.Bu cevap size bilgi birlikte tüm forum sakinlerine genel bir uyarıdır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 3:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kadir21 kardeşim..

gerek katıldığımız toplantılarda gerekse konusunun geçtiği her yerde dinler arası diyaloğun ölen papanın dediği gibi insanları kiliseye döndürmek,isa mesihi bilmeyenlere isayı anlatmak
projesi olduğunu ,bilerek veya bilmeyerek bu safsataya kanan ve alet olanların tek yolunun kilise olacağını söyleyen bir kişi olarak dün akşam izlediğim bir haber beni resmen şoke etti...

MHP MERKEZ YÖNETİM KURULU üyesi olan Sayın Meral AKŞENER katıldığı
bir toplantıda(Nurcuların düzenlediği Türkçe olimpiyatı) fetullah gülene sayın diyerek sürekli övdü ve ondan anılar anlattı.

Şimdi soruyorum bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

Geçen ayki ÜLKÜ OCAKLARI dergisinde ORTADOĞU KAN GÖLÜNE DÖNMÜŞKEN BU NEYİN DİYALOĞU başlığında sayfalarca oynanan oyun ortaya konmuş ve çok güzel bir çalışma yapılarak Ülkücü gençliğe sarıklı papazın ne yapmak istediği anlatılmıştı..

"Geçen ay diyarbakır il başkanının yaptığı konuşmadan çok sıkıntı çekmiştik şimdi birde bu çıktı...

Genel seçimlerin yapılmasına bir yıl kalmışken büyüklerimiz dikkat etmelidir,Çünkü herkes bilinirki Mhp çok düşmanı olan bir partidir ve hatası hiçbir zaman affedilmez...
-----------------------------------------------------------------------------------
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 4:20 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli ülküdaşım alperen3775;benim bu sözlerine ne yazık ki diyeceğim hiç bir şey yok maalesef.Maalesef diyorum.Çünkü son derece elim bir hadisedir eğer olmuşsa.Bunu araştıracağım.Ben böyle bir konu duymadım.
Siz ocaklarınızı dinlemeye devam edin.Gençler olarak ocak reislerinizin sözlerinden,ocakların genel stratejilerinden ayrılmayın.Başınızdaki reisler dürüst ise emirlerinden ayrılmayın.Söyleyebileceğim sadece bunlar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
ihtilal33
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 28, 2005
İletiler: 45
Şehir: Türkiye

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 6:40 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

feriduneser demiş ki:
yahu siz bu nurcularla fethullahçılarla niya bu kadar taktınız. kardeşim ülkücülerin dillerine doladıklarını o adamlar yaşıyo yaşatıyo... elinizi vicdanınıza koyun ve şunları düşünmün dünyanın dört bi yanında ki milletlere istiklal marşı okutuyo türkçeyi ve islamı ahlaklı yaşamayı öğretiyolar biz ne yapıyoz. oıralara kültürümüzü tanıtıyolar ülkemizi tanıtıyolar herşeyi ile...el insaf yahu dilimizde olnı onlar yaşıyo yaşatıyo ya bırakın doldurışa gelmeyi görün artık gerçekleri be.. ya valla bu mesele sıktı ha ülkücüler cemaatleri niye arkalarına almıyo ki arkadaşmım her parti bir cemaati ardına alıyo bizde alalım ya

ben bunu daha öncede yazmıştım artık yeter asıl sizin gibi uyuyanlar yüzünden bu hale geldik gardaş hersey sana görüldügü gibi degil onlar vitrindekiler sen bide içeri gir oradan bak igiliz dili bu ülkelerde nasıl ögretiliyor TÜRKÇE olarak bir iki şarkı ögretiyolar bi gelen oluncada hemen bu çocuklara şarkı söyletiyolar bölece oaraya gelenleri duygusal olarak etkiliyorlar.Böylece de çocuklara na dili gibi öretilen igilizce tüm dünya dili olma yoluna devam ediyoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
komutan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 22
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pts Haz 19, 2006 11:27 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

S.A ÜLKÜDAŞLARIM. BENCE ALLAH RAZI OLSUN DEYİP GEÇMELİYİZ.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
bozkurt_1312
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 08, 2006
İletiler: 198
Şehir: Mardin

İletiTarih: Sal Haz 20, 2006 8:53 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bunların hepsı palavracı hanı musluman muslumanın kardesıydı.Iste herkesın uyanması lazım dın uzerınden nasıl kandırıyorlar herkes bılsın..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bortecine43
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jun 21, 2004
İletiler: 18
Şehir: TURAN

İletiTarih: Sal Haz 20, 2006 8:58 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ey safahat kardeşim sen de Atsız ın makalelerini okumamışsın heralde


BİLİYOSAN KONUŞ İLMİNDEN FEYZ ALSINLAR,BİLMİYOSAN OTUR SUSTA ADAM SANSINLAR


NURCULUK DENEN SAYIKLAMA
Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekasının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekanın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan sonra medeni dünyada din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır. Artık medeni insanlar arasında din tartışması yapılmıyor. Dinler hakkında avamî yazılar değil, ancak bilginlerin etüdleri yayınlanıyor. Medenî insan, başkalarının dini inancına saygı gösteriyor. Kimseyi propaganda ile kendi dinine çağırmıyor.

Türkiye'de bir zamandır dine karşı takınılan yanlış tutum, yemişlerini vermeye başlamıştır. Mabedsiz şehir kurmakla övünen budalalar, çirkin harabelerin mabed haline getirileceğini düşünememiştir. Cumhuriyetin başlarında, artık görevi ve faydası kalmamış Arapçı ve Arapçacı softa takımı tasviye olunurken, milletin manevi ihtiyacı düşünülerek asrî din adamları yetiştirecek özlü bir din okulu açılsaydı, bugün il ve ilçe merkezleri, doktor payesine erişmiş din adamları ile dolar, bunlar köyleri de kontrol ederek yobazlığa engel olur ve İstanbul gibi şehirde çatalı ve radyoyu haram eden beyinsizler halka vaaz edemezdi.


Mabedsiz şehrin ilk yemişi Ticanîlik, onun olup kurtlanmışı da Nurculuk oldu.

Nurculuk nedir? Gazetelerde ikide bir görülen Nurcular, Nur risalesi talebeleri kimdir? Aralarında avamdan aydına kadar, mühendis, avukat ve doktora kadar her türlü adamın bulunduğu Nurculuk, "Saîd-i Nursî" adında cahil bir Kürdün peşine takılmış cahil bir sürü, Nur risalesi talebeleri de Saîd-i Nursî'nin o çetrefil ve cahil Kürt Türkçesiyle yazdığı risaleleri atom fiziği ve Einstein nazariyesi okur gibi toplanıp okuyan bir yığın zavallıdır.

Saîd-i Nursî denilen adam, eskiden Saîd-i Kürd-î diye bir takım risaleler yayınlayan, Türkçe bilmez, daha nokta ile virgülün nerede kullanılacağını bilmekten âciz, Şafiî mezhebinden bir Kürttür. Mütareke yıllarında İstanbul sokaklarında millî Kürt kılığı ile dolaşarak caka yapmıştır. Bu cakacı Kürt kendisine "Bedîüzzaman" demekte, müridleri de bu adı bir övünçmüş gibi kullanarak şeyhlerini bu adla ululamaktadır. Bedîüzzaman, "zamanın harikası" demektir. Kürt Said cidden zamanın harikasıdır. Yirminci yüzyıl gibi bir zamanda bu bilgisizliği ve iptidaîliği ile ortaya atılmakta gösterdiği pişkinlikle zamanın harikası, bundan daha fazla olarak da onbinlerce, belki yüzbinlerce Türk'ü ardına takmakta gösterdiği başarıyla gerçekten zamanın bir harikasıdır.

Zamanın bu harikası, bu Kürt Said, aslında bir Kürt milliyetçisidir. Nasıl Moskofçular Türk milletini yıkmak için ortaya sosyal adalet ilkesiyle atılıyor, yoksulların davasını benimsemiş görünüyorlarsa, Kürt Said de ortaya Müslümanlık ve kardeşlik çığırtkanlığı ile çıkıyor. Kürtçülük davasını açıkça güdemiyeceği için, Türkçülüğü yıkacak ağuları Müslümanlık ve Nurculuk diye ileri sürüyor. Müritlerine veya kendi tabiriyle Risâle-i Nur şakirtlerine evlenmeyi yasak ediyor. Çünkü evlenip çocuk sahibi olurlarsa, o çocukların kötü ve dinsiz olma ihtimali varmış. Tabiî, dağdaki Kürdün bu büyük ve ilâhî buyruktan haberi olamıyacağı için, o evlenecek ve Kürtler çoğalacak. Herkesin sözüne inanan saf Türkler ise, büyük mürşidin buyruğu ile evlenmiyecek, böylelikle Türk soyu azalacak ve Kürt Şeyh Said'in 1924'de yapamadığını, Kürt Molla Said (yani Bedîüzzaman) kırk yıl sonra yapmış olacak.

Kadını şeytanın askeri sayarak evlenmeyi yasak eden dinin, Zerdüşt dini olduğunu bilmeden koyu Müslümanlık adı altında bir nevi Mazdeizm yaptıklarının farkında olmayan bu beyinsizler sürüsüne ne demeli? Urfa'daki mezarının bir baş belası haline gelmemesi için, söylentilere göre, General Mucip Ataklı tarafından ortadan kaldırılmasından sonra, bu kaldırmaya inanmayarak Kürt Said'in oradan uçtuğuna inanacak kadar şuursuz olanlara ne denebilir? Millî talihsizlik, akıl hastanesi kliniklerinde yatması gerekenlerin halk arasında dolaşmasındadır. Ciddi tedbirler alınmazsa, bu dinî cinayet daha yıllarca sürecektir.

Nur risalesi (kendi tâbirleriyle risale-i nur) denilen sayıklama kitapları pek çoktur. Beyni örümceklenmiş zavallılar bu sayıklamaları elle yazarak, yahut şapirografi veya taşbasmasıyla çoğaltarak onbinlerce satarlar. Bunu satmak için kasaba kasaba, köy köy dolaşan Nurcular vardır. Bunları satarak sevaba girerler. Sözde Türkçe olan bu sayıklama kitapları, Kürt hamalların fikir seviyesinde yazıldığı için, kimse birşey anlamaz. Anlamadığı için de, onda gizli hikmetler, yüksek gerçekler olduğu kuruntusuna kapılır.

Bir zamanlar bu sayıklamalardan bana da bir tane yollamışlardı. Kendimi zorlayarak okuyabildiğim bir tanesinde, Kürt Said radyodan bahsediyor, dünyanın bir ucundan söylenen bir sözün kutudan duyulmasını kutudaki meleklerle açıklıyordu.

İşte, aşağı tabaka ile birlikte doktor, mühendis ve avukatın da şeyhi, pirî olan, kendisinden "efendi hazretleri" diye söz ettikleri Kürt Said'in seviyesi budur.

Fizikten, titreşimden haberi olmayan, müsbet bilimin kıyısından dahi geçmeyen bir yobaz, radyo hakkında ancak bu kadar düşünür. Fakat bilgisizliğini de anlamaktan âciz olan o kara cahil, bu katmerli bilgisizliğine bakmadan, Türkler aleyhinde hüküm çıkarmaktan da geri kalmıyor. Nur risalelerinin birinde, Ye'cüc Me'cüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların Özbek, Tatar ve Kırgız gibi "akvâm-ı vahşiyye" (yani vahşi kavimler) olduğunu yazmıştı. Sevsinler medenî Kürdü!... Özbek, Kırgız ve Tatarlar arasında okuyup yazma nisbeti % 90'dır ve aralarında atom bilginleri de olmak üzere her bilim dalında yüzlerce bilgin ve uzman bulunmaktadır.

Kendisini Nurculuğa kaptırmış olan bir avukatla geçen yıl aramda küçük bir konuşma olmuş, Kürt Said'de ne bulduğunu kendisinden sormuştum. "Kuran'ın en güzel tefsirini yapmıştır." diye cevap vermişti. Bu genç avukat eski yazıyı bilmiyor, Kuran'ın şimdiye dek en büyük İslâm bilginleri tarafından üç İslâm dilinde yapılan tefsirlerinden habersiz bulunuyordu. Bunu kendisine boşuna anlatmaya çalıştım. Bir kere çileden çıkmış, aklın ve mantığın dışına uğramıştı. Bir safsataya inanla uğraşmak neye yarar? Bugün devlete düşen görev, bunun sebeplerini arayıp bularak tedavisine gitmektir.

Bana göre Tîcânilik, Nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur. Tıpkı normal yemek bulamayan aç çocuğun duvarı yalaması, yerde bulduğu faydasız ve zararlı şeyleri yemesi gibi, bağlanacak büyük bir ülkü bulamayan insanlar, abur cubur düşüncelere kurtarıcı diye yapışıyorlar. Çünkü insanlar bir fikre bağlanmaya mecburdur. Bu istidat insanlığın mayasında vardır. Bunu hiçbir kuvvet önleyemez.

Türkiye'de gerçek ülkü olan Türkçülük türlü bahanelerle baltalanmasa, gerçek Türkçü olan eski "Milliyetçiler Derneği" 1953'de kapatılmasaydı, bunlara gelişme imkanı verilseydi, bugün memlekette partiler üstünde, gayet ateşli ve şuurlu bir milliyetçi topluluk bulunacak, hükümetler güç durumlarda bunlardan yardım isteyebileceklerdi.

Türkçülük insanlara hiçbir vaitte bulunmuyor, maddi veya manevi birşey vermiyor. Yalnız istiyor... Fedakarlık ve feragat istiyor. Nurculuk ise cennet va'dinde bulunuyor. Ebedî saadet, cennette köşkler, yemekler, huriler va'dediyor.... Kafası işlemeyen, hatta aslında materyalist olanlar tabiî Nurculuğu seçecektir. Netekim bunu kendileri de söylüyor "Türkçülük mezara kadar... Ondan sonra ne olacak?" diyor... Tabiî ondan sonrasını kendilerine Kürt Said hazırlayacak.

Kürt Said'in 1327 ( 1909 ) yılında, İstanbul'da Vezir hanındaki İkbal-i Millet matbaasında basılmış bir eseri vardır. Adı: "İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi Yahut Divan-i Harb-i Örfî ve Saîd-i Kürd-î" dir. Kendisinin Saîd-i Kürd-î Yani Kürt Said) olduğunu tastik ettiği bu eserde, eserin muharriri diye de kendisini "Bedîüzzaman" diye taktim etmektedir. Eserin tâbii, yani editörü de "Kürdîzade Ahmed Ramiz" dir. yani dört başı mâmur bir eser. Bu 48 sayfalık eserin "hâtime" kısmı (44-48. sayfalar) Kürt Said'iin içyüzünü göstermesi bakımından çok ilgi çekicidir. Bunun aynen alıyor ve ağdalı bir dille yazıldığı için açık Türkçeye çeviriyorum: Ebnâ-i cinsime burada birkaç söz söylemezsem, bence bahs nâtamam kalır. ( Soydaşlarıma burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik kalır.)

Ey Asurîler ve Keyânîlerin cihangirlik zamanından pişdar, kahraman askerleri olan arslan Kürtler!... Beşyüz sene yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa sahrâ-i vahşette vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma edecektir. Hikmet-i ilâhî denilen makine-î alemin nizamı ve telgraf hattı gibi umum âleme mümted ve müteşa'ib kanun-i nûrân-î ilâhînin müessisi olan hikmet-i ilâhî ufk-i ezelden engüşt-i kaderi kaldırmış, size emrediyor ki, tefrika ile katre katre müteferrik su gibi zayi olan hamiyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle tevhit ve mezcederek zerrâtın câzibe-i cüz'iyyeleri gibi gibi bir câzibe-i umum-î millî teşkili ile Kürt gibi bir kütle-i azîmi küre gibi tedvir ederek şems-i şevket-i islâmiyye Osmâniyyenîn mevkibinde bir kevgeb-i münevver gibi câzibesini ittiba ile muvazene ve âheng-i umumiyyeyi muhafaza ediniz. ( = Ey Asurlular ve Ahemenidlerin cihangirlik zamanında, onların öncüleri ve kahraman askerleri olan arslan Kürtler! Beşyüz yıldır yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vhşet sahrasında yağma edecektir. İlâhi hikmet denilen âlem makinesinin nizamı ve telgraf hattı gibi bütün âleme dalbudak salan Tanrı'nın nurlu kanununun kurucusu olan ilâhî hikmet, ezel ufkundan kader parmağını kaldırmış size emrediyor ki: Ayrılık, gayrılıkla damla damla dağınık sular gibi boşa giden hamiyet ve kuvvetinizi milliyet fikriyle birleştirip kaynaştırarak zerrelerdeki küçük cazibelerden bir umumî ve millî cazibe teşkili ile Kürtler gibi büyük bir kütleyi dünya gibi döndürerek İslâm ve Osmanlı şevket güneşinin mevkibinde parlak bir yıldız gibi cazibesine uymakla muvazeneyi ve umumî ahengi muhafaza ediniz.)


***

Görülüyor ki Kürt Said, zavallı Kürtlere eski Asur ve İran ordularının hayali öncülüğünü yaptıracak kadar koyu bir Kürt milliyetçisidir ve çapraşık acemî ifadesiyle Kürtleri Kürt milliyetçiliği etrafında birleşmeye çağırmaktadır. Bunun hiçbir tevili, tesfiri yoktur. Beyninde ve gönlünde kötü düşüncesi olmayanlar, bu açıklıktan sonra onun bir İslâmcı değil, bir Kürtçü olduğunu kabule mecburdur.

Bundan sonrasını, zaten anlaşılmaz ve bozuk ifadeli metinden sıyırarak yalnız tercümesini (evet, bu kelime yerindedir) vermek suretiyle okuyucuları boşuna yormaktan alıkoyacağım. Bundan sonra Kürt Said şöyle diyor:
Süphan ve Ağrı dağları gibi geleceğin yüksek dağlarının doruğunda ayağa kalkmış, nefse esir olmayı yasak etmiş ve başkasına tecavüzü caiz görmeyerek şeriata dayanmış olan hürriyet sultanı yüksek sesle sizin gibi mâzinin en derin derelerinde gafil ve dağınık bir kavme, cehalet ve yoksulluğa hücum için "fen, sanat ve silâh başına, ileri arş" emrini veriyor.

Hakikat denilen tabakalar altında örtülü ve mahpus kalmış ve istibdadın yok edilmesiyle omuzu üstünde olan cehalet ve gafletin hafiflemesi sayesinde harekete gelip kalkmaya teşebbüs etmiş bulunan hakikatler habercisi, size her cihetle haber veriyor ki, mahiyetinizde kaderin ektiği istidatları ve mukadderatınızı fiile çıkaran ve kavmi mahiyetinizde saklanmış olan seciyenizi maarifin hayat suyu ile sulamanın vaktidir. Yoksa kuruyup çürüyecektir.

İhtiyaç denilen, medeniyetin babası ve ilerlemelerin kurucusu olan üstad, sillesini kaldırmış, size hükmediyor: Ya hayat ve hürriyetinizi bu vahşet sahasında yağma ettireceksiniz, yahut medeniyet alanında fen ve sanat balon ve trenine binerek istikbali karşılayacak ve olgunluğun Kâbesine koşacaksınz.

Milliyet denilen mâzi derelerinde, hâl sahralarında ve istikbâl dağlarında çadır kurmuş olan Rüstem-i Zâl ve Selâhaddin-i Eyyubî gibi, herkesi başkasını haysiyet ve şerefiyle şereflendiren ve yüksek duyguların timsali olan milliyet fikriniz size kesin emirle emrediyor ki, her biriniz umum bir milletin hayatının mâkesi, saadetinin koruyucusu ve bütün milletin müşahhas misali oldunuz. Şimdiki gibi bir şahıs değil, bir millet kadar büyüyeceksiniz. Zira, maksadın büyümesiyle himmet de büyür ve millî hamiyetin galeyanıyla ahlâk da yükselir.

Kavimlerin saadetinin sebebi olan ve millî hakimiyeti temin ile hayat makinesinin buharı olan hürriyetteki cüz'i iradeyi istibdadın söndürmesinden kurtaran ve şer'î meşveretin mayasıyla mayalandıran meşru meşrutiyet, sizi imtihan meclisine davet ediyor. Erginlik çağına vardığınızı ve vâsîye ihtiyacınız olmadığını görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız. Varlığınızı birleşerek gösteriniz. Millî hamiyet ve şahsî fikir ve vicdanınızı milletin müşterek kalbi ve aklı gibi gösteriniz. Yoksa sıfır alacaksınız ve hürriyet şahadetnamesi elinize verilmeyecektir.

Mâzide dağınıklığınıza sebebiyet veren birinizdeki bencillik fikri şimdi istikbalin medeniyet saadethanesinde icad fikrine, şahsî teşebbüse ve hürriyet fikrine inkılâb edecektir. Hattâ diyebilirim ki, başkalarının sükûtî medreselerine nisbetle sizin gürültülü olan medreseleriniz bir ilmî mebuslar meclisini gösteriyor. İmam arkasında fatihalar okuduğunuz zamandaki semâvî ve rûhânî vızıltılarınızda, mezhebî ve kavmî mahiyetinizdeki istidat, meşrutiyet sırrına kaderin bir îmâ ve nişanı vardır.

"İnsan için çalışmaktan başka yol yoktur" sözünün öteki ifadesi, şahsî teşebbüstür. Her kemâlin kurucu ve koruyucusu olan cesaret ve millî namus emrediyor ki, şimdiye kadar nasıl maddi şecaatte terakki ettinizse, şimdi de akıl ve medeniyet meydanında millî namusu çiğnetmeyiniz. Millî duyguların mâkesi olan, kıymetinizin ölçüsü olduğu halde ihmalinizle gayet çapraşık bununan diliniz, tûbâ ağacı gibi bir ağacın tecellisine müstatken, böyle kurumuş, perişan ve edebiyatsız kalmış olduğundan, diliniz sizden millî hamiyete şikâyette bulunuyor. İnsanda kaderin sikkesi sikkesi lisandır. Anadil tabiî olduğundan, kelimeler zihne kendiliğinden gelir. Zihin çatallaşmaz, O zihne giren bilgiler taş üzerinde oyulmuş gibi bâki kalır. Millî dille görünen herşey hoş gelir. Millî hamiyetin bir misalini size takdim ediyorum. O da Mutkili Halil Hayâlî Efendi'dir. Millî hamiyetin her şubesinde olduğu gibi, dil alanında da dilimizin esası olan elifbe, sarf (gramer) ve nahvini (sintaksını) vücuda getirmiştir. Hakikaten Kürdistan madeninde böyle bir hamiyet cevherine ratgeldiğinden, istikbalimizi onun gibi birçok cevherler ışıklandıracaktır.

İşte bu zat bir hamiyet örneği göstermiş ve tekemmüle muhtaç dilimize bir temel atmıştır. Onun izinden gitmeyi ve temeli üzerine bina kurmayı hamiyet sahiplerine tavsiye ediyorum.

Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî

Kürt Said'in tam bir Kürt milliyetçisi olduğunun bu yazıdan daha kesin bir tanığı olamaz. Böyle olmayıp da, yalnız geri kalmış Kürtleri kalıkındırmak amacı gütseydi, onlara "Bilgi sahibi olun" demekle yetinir, medeni ve ebedî Türkçe dururken, millî dil diye kaba ve iptidaî Kürtçeyi tavsiye etmezdi. Meşrutiyetin memlekette yaptığı sarsıntıdan ve otoritenin zaruri gevşemesinden faydalanarak, Türkiye'yi parçalamak ve kendi cemaat gayelerini gerçekleştirmek isteyen Hıristiyan tebaalar gibi, bu müslüman kardeş de İmparatorluğun bütün yükünü ve çilesini çekmiş olan Türkleri vurmaya çalışıyor. Kendilerine tarih ve şeref uydurmak ihtiyacında olan bütün iptidaî cemaatler gibi, roman kahramanı olan Zâloğlu Rüstem'i ve ancak anası Kürt olan Selâhaddin Eyyubî'yi Kürt kahramanı diye ileri sürüyor. Kürtlerin mevhum meziyetlerinden bahsediyor. Kısacası, onlara devlet kurdurmaya çalışıyor. Tabiî devletin buna müsaade etmeyeceğini anladıktan sonra, Saîd-i Kürd-î adını Saîd-i Nursî yaparak ve Nur risaleleri diye cehlin ve taassubun örneği olan karalamalar düzerek, bir din mürşidi gibi ortaya çıkmaya başarıyor.

Bizim için şaşılacak nokta, onun şu veya bu davranışı değil, onbinlerce, belki yüzbinlerce gafil Türk'ün, bu cahil Kürd'ün arkasından gitmesi, onun cahilâne ve hâinâne öğütlerine körü-körüne boyun eğmesidir.

Şimdi bu gafil Türklere hitap etmek istiyorum:
Siz, Türk ve Müslüman mısınız? Türkseniz, hangi sebeple cahil bir Kürdün ardından gidiyor, onun telkinleriyle kendi ırkınızı, kendi dilinizi hor görüyorsunuz? Aranızda "Türkçe de dil mi?" diyen ahmaklar, resmî dilin Arapça olmasını isteyen hainler var. Siz ne biçim Müslümansınız ki, cahil bir Kürd'ün telkini ile evlenmeyi lanetliyor, dinsiz çocuklar yetişir de günaha gireriz diye bekâr kalmaya azmediyorsunuz? Putperest olduğunuzun farkında değil misiniz? Bir cahil Kürd'ün sakalını, tırnaklarını, abdest aldığı suyukutsal emanetler gibi saklamak hangi Müslümanlığın, hangi insanlığın, hangi temizlik kaidesinin, hangi şuurun işidir? Uyanın! Radyoyu melekle açıklamaya kalkan bir budalanın müridi olarak eşe dosta, dosta düşmana karşı gülünç olmayın. Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir. Onun yeni baştan açıklanması için Kürt Said gibi maskaralara ihtiyaç yoktur.

Bana bu yazıyı yazdıran, Trabzon'dan yollanan acayip bir nesne oldu. Çok küçük boyda, 8 yapraklık bir broşür olan bu nesne, hangi basımevinde basıldığı belli olmayan bir Said-i Kürd-î reklamıdır. Gönderen, O. Nuri Kurt adında tanımadığım birisidir. İçinde Kürt Said'in sayıklamalarından parçalar var. İkinci yaprağın ikinci yüzündeki şu hezeyana bakın:
"Aziz, sıddık kardeşlerim:

Siz kat'î biliniz ki, risâle-i nur şakirtlerinin meşgul oldukları vazife rûy-i zemindeki en muazzam mesâilden daha büyüktür."


***

Evet! Sizin vazifeniz cidden büyüktür. Haçlıların, bozuk iradenin, azınlık ihanetlerinin yıkamadığı Türkiye'yi cehaletiniz, gafletiniz ve hamakatinizle yıkacaksınız. Türklüğü inkâr ederek, şeriati Anayasa ve Medenî Kanun durumuna getirerek, evlenmiyerek, yalnız kalan kadınları evlere tıkarak, eski yazıyı getirip Arapçayı resmi dil yaparak, İslâmiyetten önceki tarihimizi küfürdür diye kitaplardan kazıyarak Türklüğü yıkacaksınız. Bunu yaparken, ölü Stalin'le, sağ Makaryos'un müttefiki olduğunuzun asla farkında olmıyacaksınız. Müslüman geçindiğiniz halde Peygamber'in "Evlenip çoğalınız" anlamındaki hadîsini hiçe sayarak, Kürt Said'in evlenmemek hususundaki hezeyanlarına baş eğmekle kimin ekmeğine yağ sürdüğünüzün farkında olmıyacak kadar acınacak yaratıklarsınız.

Neymiş o sizin meşgul olduğunuz büyük vazife? Bir odaya kapanıp Kürt Said'in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi? Bu zavallı ve gülünç halinizle siz, aslında ruhî tababetin ve marazî ruhiyatın konusu olabilirsiniz. Kendisi genç ve güzel bir kadın olduğu halde, ihtiyar, çirkin ve kör bir zenci ile evlenen Amerikalı artist gibi anormal zevk sahipleri dünyada seyrek görülen nesne değildir. Sizinki de kendi içinizde kalsa, Türklüğün aleyhine yönelmese, belki böyle sayılabilir. Fakat Cennet va'di ile gafilleri avlıyor, onların milli duygusunu yıkıyor ve Türklükten ayırıyorsunuz. Araplarla aramızda bir dâva oldu mu, mutlaka Arapları haklı buluyorsunuz. Türk - Arap savaşı olursa, "Din kardeşime silâh çekmem" diyorsunuz.

İşte, sizin üstadınızın kimliğini kendi yazısıyla gösterdim. Onun bir Kürt milliyetçisi olduğu apaçık ortaya çıktı. Bu açıklamadan sonra, gerçeği kabul edip de Türklüğe dönerseniz, hoş... Yine eski sapıklıkta inat ederseniz, sizin vicdanınızdan şüphe etmeli...

Nihal ATSIZ

Ötüken, 7 Mart 1964, Sayı: 109
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Haz 21, 2006 3:34 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Nurcular ülkücülerden ne istiyor?Bu konuya ışık tutacak çok değerli bir eser;sitemizde yayınlanmaktadır.Özellikle dialogu savunarak;yabancı ülkelerde okul açıp,bayrak dalgalandırmak,istiklal marşı söylemek gerekçesinin altına sığınarak;abd nin ve batının gönüllü taşaronluğunu yapan imam efendinin yaptıklarının ne kadar yanlış,islama ve milli duygularımıza ne kadar çarpık olduğunu gösteren bir eserdir.Eğitimci yazar SN.SELAHATTİN TEKİZOĞLU Ağabeyimizin,dört dörtlük bir yazısı,sitemizin köşe yazıları bölümünde DİALOG başlığı adı altında yayınlanmaktadır.Bu eseri okumanızı hararetle tavsiye ediyorum.Bozuk plak gibi devamlı olarak karşımıza dialog meselesini temcit pilavı gibi sunan bir cemaate çok güzel cevaplar verilmiştir.Değerli ülküdaşlaımızın bu köşe yazıların kaçırmamasını burada yazılar yazan ağabeylerimizi okumalarını,doğru bilgilenmeleri bakımından şiddetle tavsiye ederim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
BasbugAtilla
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 02, 2006
İletiler: 447
Şehir: İstanbul

İletiTarih: Çar Haz 21, 2006 10:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

safahat demiş ki:
motuntuman kardeşim Saidi Nursi Hz. sen kim oluyorsunda böyle kötü kelimeler sarfediyorsun. Sen okudunmu tüm kitaplarını da böyle akla hayale gelmeyecek iftiralar atıyorsun.Tamam kendisi kürttür ama kürt milliyetçiliğimi yaptı ? Din den İmandan Kurandan Güzel Ahlaktan Namazdan ve Öneminden Ayetlerin Açıklamasından bahsetmek sayıklamamı senin için bunlar sayıklama ise senin düşünce yapından biraz şüphe etmek lazım
nasıl bir önyargı kardeşim hangi cümlesinde bir yanlış gördün lütfen yaz

Radyodan gelen sesleri meleklerin sesi olarak tanımlayan insanlar ne zamandan beri 'hazretleri' sıfatını alıyor.Nurcular,dinciler akp'ye kalsın,biz bunlarla uğraşmamalıyız.Bizim yolumuz ilk önce Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(S.A.V)'in,daha sonra ise başbuğumuzun yolu olmalıdır...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bozkurt_1312
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 08, 2006
İletiler: 198
Şehir: Mardin

İletiTarih: Per Haz 22, 2006 5:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bırılerı senın fıtnenı yapıp arkandan konusuyorsa demek kı sen ıyı bır yere gelmıssın senı karsılarında bır guc olarak goruyorlardır.Bunlarınkıde boyle.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
aksu61
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 228
Şehir: ankara

İletiTarih: Per Haz 22, 2006 10:30 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

turhanbey demiş ki:
tengrikurt sen fethullah güveni koruyosun iyide bu adam papayla bilmem kimle arasından su sızdırmıyor milleti bağış adı altında haraca bağlamış kendiside şu an nerede onu da düşün ve ülkücülerden nefret ediyor şeriat devleti kurma gayesinde amerika ile işbirliği yapıyor sence bu adam saygı duyulacak biri mi


Ülküdaşım Saidi Nursi büyük bir din alemidir ona bişye diyemeyiz ama Fetoya gelince bir ülkücünün onunla veya nurcularla hiçbir işi olamaz.Zatem inşallah bu adamın bir açığı çıkınca onun himayesinde bulunan çok ciddi söylüyorum saf müslümanlar iyi nieytli müslümanların hiçbiri kalmayacaktır.


Ülkücülerin nurcular adaına özelikle de feto adına daha fazla tartışacak bişeyi olamaz ama şunu da ekleyim Kuranı Kerimde Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyiniz derken en dinler arası diyalog gibi saçmalıklara prim vermem, hiçbir ülkücü de veremez.

Bi ecnebi ile barış içinde olabilirim ticareet yapabilirim ama o papaya sarılmaktan Allaha sığınırım.Hele o zamanın sahibi vardı papnın elini öpen yazıklar olsun o zamana bunu bile bile para verenlere.

Allaha emanet olun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
siyahkurt55
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 08, 2006
İletiler: 6
Şehir: turkiye

İletiTarih: Cum Haz 23, 2006 4:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BORTANİCE43 Arkadasımız nurculugu bırkmış kurt lerı aşalıyor kurtlerı cahıl sanıyor asıl cahıl olan o nurculuguda tam arştırmadan konusuyor yanlış şeyler yazıyor yanlış bılgı varıyor allah emenet olun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
ozkan24
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Oct 28, 2004
İletiler: 7
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Haz 23, 2006 5:32 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

HANGİ YÜZLE NE İSTEYECEKLER!!! 99 SEÇİMLERİNDE SAOLSUNLAR SOLU DESTEKLEDİLER BİLMİYORUM YANLIŞMIYIM AMA BENİM ÇEVREMDE ÖYLEYDİ?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 7. sayfa (Toplam 13 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 11, 12, 13  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1