Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BAŞ İMAM....
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:07 pm    ileti konusu: BAŞ İMAM.... Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kardeşlerim,
ATA'mızın resminin indirilmesini isteyen sadece ingiliz politikacısı değilmiş;
Bizim Meşhur Dışişleri bakanımızda bundan önce öyle bir konuşma yapmış meğerse ..Libya ve ırak 'ı örnek göstererek oralardada bize benzeyen bir yönetim var demiş ..TEK ADAM yönetimi...
Ya sizdeki yönetim nasıl sayın Gül ....
Sizinde imamiyet makamı var ....
Başimamınız var...RTE ..
Onun sözünün dışına çıkamıyorsunuz...
Çıkınca ..anında fırçayı yiyip... d.. nüzün üstüne oturuyorsunuz..
Sizinde kuracağınız...hayali ile yaşadığınız ümmet devletinde ...
TEK ADAMINIZ..BAŞ İMAM ...olacakmı ..olmayacak mı?
Babam yıllardır..sizin gibiler ile ticari ilişkilerde bulundu...
işi gereği sizlerle çok teşviki -mesai yaptı...
Sizlerin ne mal olduğunu çok iyi biliyor....
Sizlerin DİN İBADET görüntüsü altında ...TAPTIĞINIZ şey PARADIR...
Kaldıki örnekleriniz hep yanıltmaca ,şaşırtmaca üzerine...
Örnek gösterilen ülkelerdeki liderler ..hep koltuğunu bırakmayan...DİKTATÖRLER....
Utanmadan ATA'mızı bu heriflerle kıyaslıyorsunuz....
BU millet bu ettiğiniz lafların ...
Bu gafların hesabını sizlerden bir gün soracak elbet...
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:11 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kAGANOS AGBIM

Sana destek icin kosup geldim kaynak,lar burada :


http:// www.belgenet.com/2002/erdogan_191102.html
http:// www.belgenet.com/


saygilar sevgiler


En son kurtoglu1919 tarafından Cmt Ekm 01, 2005 1:29 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:22 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sayin kaganos abi,
Isin acigi Ingiliz bizim disislerinden oyle bir yorum sezinlemese, duymasa boyle haddini ascak derece aptal degil!
Dikkatinizi cektimi RTE sozde soykirim hakinda yorumunu yapti, AB sozde Ermeni soykirimini taniyin dedi. Ne tesaduf?
Kisacasi bu hukumet AB ve Turkiye dusmanlarinin hukumeti.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kurtoğlu1919 kardeşim,
Sağolasın o siteyi ilk defa gördüm bundan sonra bende yararlanırım..
Gerçi bunlar geçmişte söylediklerini hep inkar ederler..
Biz geliştik....değiştik derler ...ama değişen ve gelişen kafaları değil...
CEPLERİDİR.....
Hepsi bu değişim ve gelişim sebebi ile korkunç servetler elde ettiler...
Ama bu milletin ahı ...onlardan çoluk çocuklarından hep çıkacak bunları ilerde göreceğiz..
Yetimin,dulun,şehidin ,gazinin ,iki aylık bebeğin hakkı olan paraları yemek
Daha kimseye nasip olmadı...
Hepsi müstehak oldukları cezayı...yüce mevlam tarafından buldular..
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sayin Sevgili KAGANOS AGBIM

Bunlarin Hoca lari demirel,dir su an bulamicam fakat yillar önce hürriyet te okudum en fazla CAmii sayisi Hep demirel in zamaninda yapilmistir -CAMII sayisi OKUL sayisi Gecmistir !!!

Ama Beni de sevindiren bir taraf olmustur ,boynuz kulagi gecmistir -hani demirel in sirketlerine bunlar el koydular ya ozaman !!!

Saygilar sevgiler


Haklisin bunlarin üstüne yok -FITNE;CILIK -FESAT;CILIK- DOLANDIRICLIK-YALAN;CILIK -INKARCILIK !!!
bunlar hep su isin UZMANLARI !!!

saygilar sevgiler
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 3:10 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kurtoğlu kardeşim,
Ben herzaman o saf ,temiz ANADOLU insanını ayrı tutarım...gerçi bunlarda oralardan geldiklerini söylerler...ama bunlar ..şehrin büyülü atmosferi içinde canavarlaşmış kişilerdir...Ben demirelede fazla kusur bulmam yinede bunlaradan daha vatansever bir zat'dır...
Tabiiki hataları vardır...
Ama cami yapımının nedenlerinden biride o yıllarda sscb'ye karşı yeşil kuşak projesi sebebiyledir...
Çünkü camide siz bir imam ile 500-600 kişiye bir şeyler telkin edebilirsiniz..
BU imamı gözünde çok büyüten adeta ilahlaştıran 400-500 kişi neler yapabilir bir düşün...Ben bir yazımda daha yazmıştım..benim tespitlerime göre şu anda imamların % 90'ı bu parti taraftarı..
Düşün seçimlere bu dezavantajla gireceğiz...
Maalesef DİN ülkemizde gırtlağına kadar siyasete bulaşmıştır...
Yüce DİNİMİZİ bu kirli siyaset oyunlarından kurtaracak tek alternatif..
MHP'dir..
MHP'nin iktidara geldiği takdirde siyaset ile dini kesinlikle birbirinden kesin çizgiler ile ayıracağına inanıyorum...
Çünkü yazıktır..günahtır...
Dindarlar bile bu iktidar yüzünden üçe -dörde bölünmüş birbirlerini yemekteler...
Olur mu ? bu İSLAMA bu MÜSLÜMANLIĞA yakışırmı?
Saygılarımla...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Ekm 07, 2005 7:27 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ANA SAYFA



Memleketin Kamburu





OTUZ BİR YILIN HESABI

Demirel'in çanağı Türkiye'ye kaça patladı?
AİLE FOTOĞRAFI. Otuz bir yıl süren politik yaşamda, sadece iki kardeş, iki yeğen, bir kayınbirader ve iki de manevi evlatla yaratılan aile fotoğrafının ekonomiye maliyeti üç milyar dolara yaklaştı.
Kimseden çekmedi ailesinden çektiği kadar. Demirel'in Türkiye'ye maliyeti 2.6 katrilyon lira. Hesaplanamayan kırıntılar ve manevi maliyet hariç!
Süleyman Demirel ailesine yönelik şaibelerden dolayı Meclis kürsüsünden servetini beyan edip "Bunun üstünde bir şey bulana, keşfedene, bulduğunu vermeye amadeyim... Bedeli bedavadır!" dediğinde yıl 1970'ti.
Serveti 550 bin liraydı. Bugünün parasıyla yaklaşık 110 milyar lira. Ve o beyandan hemen önce 1969'da "Hayat" mecmuasına "Bizim ailede ayrı gayrı yoktur. Üç kardeşiz. Hacı Ali, Şevket ve ben. Üçümüzün kazandığı ortaktır. Hepsi bir çanakta toplanır. Herkes ihtiyacına göre çanaktan alır" demişti.
Baba'nın hesabıyla kazancı...
Son 30 küsur yılda Demirel, ailesi ve yakın çevresi, Türkiye'de yaşanan yolsuzlukların göbeğinde oldular. Kimileri Demirel'in bu işlerden direkt faydalanmadığını düşünüyor, kimileriyse verdiği söyleşide bahsettiği gibi, ailenin kazancından bir payın Süleyman Demirel'e gittiğini iddia ediyor.
Zaman içinde Süleyman Demirel ailesi genişledi de. Aile artık sadece kardeşleri değil, yeğenler ve iki işadamını da içeriyor. Süleyman Demirel'in "Bu, bizim ailemiz" diyerek 1999 sonbaharında çektirdiği meşhur aile fotoğrafı bunu kanıtlıyor.
O fotoğrafta "manevi oğullarım" dediği bankasının içini boşaltmakla suçlanan İnterbank'ın eski sahibi Cavit Çağlar ile devletten Demirel'e yakınlığından dolayı pek çok ihale aldığı iddia edilen Kamuran Çörtük de yer alıyordu. (Çörtük'ün grubu Bayındır'ın bazı işlerinin kötü gitmesi dışında, devlete maliyet yükleme konusunda ortaya çıkmış Çağlar çapında bir vukuatı yok.)
Fotoğrafta yer alan Demirel'in kayınbiraderi Ali Şener de Çörtük'ün adamı olarak, köşkteki şahsi harcamaları ve İstanbul'da el koymaya kalktığı ancak beceremediği 10 trilyonluk arsayla anılacaktı. (Şener bu işi başarabilseydi. 65 dönümlük arazinin üzerine 1150 villa inşa edecekti. Kabaca ortalama 200 bin dolardan sayılsa, Şener'in buradan vurgunu 230 milyon dolar veya yaklaşık 230 trilyon lira olurdu.)
Aile bu kadar büyük, işler bu kadar çetrefilli olunca, Tempo'nun bu ailenin Türkiye'ye kaça mal olduğunu araştırması gerekti. İşte Demirel'in bu büyük ailesinin, Türkiye'ye son otuz yılda bugünkü parayla kaça mal olduğu: 2 katrilyon 563 trilyon lira. Ve işte olayın baş aktörlerinin bu dönemdeki rolleri...
Biraderler
Süleyman Demirel'in mal beyanı yaptığı dönemlerde aile bu kadar büyük değildi. Demirel'in iki yeğeni Yahya Murat Demirel'ler; hayali ihracatçı Yahya Murat Demirci ile içini boşalttığı bankası Egebank ile anılan diğer Yahya Murat Demirel henüz gündeme oturmamıştı: Onların yerine ihracatçının babası Hacı Ali ile bankacının babası Şevket vardı.
Gerçi onlar da o dönemdeki gündemi yeterince meşgul ediyorlardı.
1970'te Şevket Demirci, Ziraat Bankası'nın Ankara Şubesi'nden usulsüz bir krediyle 17 milyon lira çekti. Bugünün parasıyla 3.4 trilyon lira ya da o günün parasıyla Demirel'in aynı yıl ilan ettiği 550 bin liralık mal varlığının 31 katı (ki buradan Demirel'in hesabıyla payına mal varlığının on katı olan 5.5 milyon lira düşüyor). O dönem ailenin kamu bankalarından aldığı kredi miktarının 50 milyon dolar civarında olduğu söyleniyordu.
Tabii bu olaylar, diğer kardeş Hacı Ali'nin Ankara Garı'nın hemen üstündeki Devlet Demiryolları'na ait arsayı değerinin üçte birine aldığının ortaya çıkmasından dört yıl sonraydı. Hacı Ali o arsaya şimdi Söğütözü'ne taşınan Yükseliş'i kuracaktı. Arsanın bugünkü değerini uzmanlar 10 trilyon civarında tahmin ediyorlar.
DEMİREL'İN MALİYETİ
* Aile ferdi Yakınlığı Yapılan iş Tarih O günkü değeri Bugünkü değeri, TL

* Hacı Ali Kardeş TCDD arsasının alımı 1966 ___ 10 trilyon
* Şevket Kardeş Usulsüz kredi 1970 17 milyon TL 3.4 trilyon
* Yahya Murat Yeğen Hayali ihracat, usulsüz mevduat ve kredi 1974'den beri 50 milyon dolar 50 trilyon
* Yahya Murat Yeğen Egebank'ın içinin boşaltılması 2001 1.2 milyar dolar 1.2 katrilyon
* Cavit Çağlar Manevi oğul İnterbank'ın içinin boşaltılması 2001 1.3 katrilyon TL 1.3 katrilyon
Toplam.2 KATRİLYON 563,5 TRİLYON
* Hayali ihracat, dolandırıcılık, kredi yağması, ihale yolsuzluğu... Demirel'in aile fotoğrafında olup bitenler milyar dolarla ifade edilirken, ekonomik krizin de nedenleri arasında Yeğenler... Sonra gündeme Hacı Ali'nin oğlu Yahya Murat çıktı: Ve hayali ihracat kelimesine mana verdi. Paravan bir şirket kuran Yahya Demirel, Magosa, Cenova ve Tripoli limanlarına demonte ceviz kaplama, l. sınıf yatak ve yemek odası yerine sunta ihraç etti. Yahya, Atilla Özçelik ile 1974'te yapılan 20 milyon liralık bu işlemden vergi iadesi aldı. O dönemin 20 milyon lirası bu günün 2.7 trilyon lirasıydı.
Yahya'nın diğer marifetleri arasında sahte teminat mektupları ve bankanın şifrelerini kullanarak Şekerbank'ı 20 milyon dolandırmak, arandığı dönemde Kıbrıs'ta kurduğu bankaya Sümerbank'tan mevduat toplamak. Emlakbank'tan şirketlerine yüklü miktarlarda kredi almak gibi daha rutin işler de vardı. Yahya Demirel'in Türkiye'ye değişik dönemlerdeki toplam maliyeti yaklaşık 50 milyon dolardı. 1990'lı yıllara gelindiğinde, Yahya Murat, Türkiye gündeminde tipik bir dolandırıcı görüntüsüyle yer alırken kendisiyle bir arada görünmekten çekinmeyen kuzeni, diğer kardeş Şevket'in oğlu Yahya Murat Demirel, ailenin Bayraktar Holding'den aldığı bankası Egebank'ın başında, genç ve başarılı işadamı portresi çiziyor

ANA SAYFA



ÇAĞLAR-DEMİREL.


Siyasette yozlaşma, vefa duygusu ya da nepotizm... Demirel'in Cağlar'la ilişkisi ikbal günlerinde de sonrasında da çok tartışıldı.

Kurduğu paravan şirketler, ortaklarının şirketleri, off-shore hesapları ve daha çok değişik birtakım yollarla sahibi olduğu bankanın içini boşaltan Yahya Murat Demirel, henüz yaptıkları kamuoyuna yansımadan verdiği bir demeçte, Süleyman Demirel'in hayali ihracatçı yeğeni Yahya Murat Demirel'in kötü şanını kastederek, basında kendi ismi yazılırken Murat'ın yanı sıra Yahya isminin kullanılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti. Herhalde yaptıkları ortaya çıktıktan sonra küçük yeğenin bu isteğinin yerine getirilmesini en çok büyük yeğen isteyecekti.
Çünkü küçük kuzen Yahya Murat'ın Egebank vurgunu, hayali ihracatçıyı kat be kat geçmişti. Bugün için Egebank'ın Türkiye'ye maliyeti DGM iddianamesine göre 642 trilyon lira. Belli bir dönemi kapsayan bu miktarın karşılığı l.2 milyar dolar, ya da bugünkü TL değeriyle l katrilyon 320 trilyon lira.
Ve diğerleri!

Ama bu miktar, Süleyman Demirel'in aile fertlerinden herhangi birisinin Türkiye'ye mal olduğu rekor meblağ değil. Rekor meblağ manevi oğul Bursalı işadamı Cavit Çağlar'a ait. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun açıkladığı rakamlara göre Çağlar, sahibi olduğu İnterbank'ın içini boşaltmak suretiyle, devlete bugüne kadar l katrilyon 320 trilyon liraya mal oldu.

Çağlar'ın işlerinin iyi gittiği dönemlerde, çalıştırdığı 10 bin işçiyle sadece Bursa değil, Türkiye ekonomisine de büyük katkılarda bulunmuş bir işadamıydı. O itibarla bu durum, Türkiye açısından büyük bir ikilem. Her ne kadar götürdükleri açısından Demirel'in ailesi içinde şu ana kadar bilinen en büyük vurguncu olsa da Cavit Çağlar'ın Türkiye'ye katkılarının da tartının öbür tarafına koyulması gerekiyor. Aynı Süleyman Demirel'in kendisi için de olduğu gibi.
Devlet Su İşleri Başkanlığı yaptığı dönemde Türkiye'nin "Barajlar Kralı" olarak anılan, o dönemde ülkeye çok büyük bir adım attıran Demirel, DSİ'nin hâlâ gelmiş geçmiş en başarılı genel müdürü olarak anılıyor. Öte yandan yapılmasına vesile olduğu yardım, bağış ve yatırımlar oldukça fazla.
Yine de bu, Demirel'in Türkiye'ye mahiyeti çok yüksek olan vurgunlardakî sorumluluğunu veya rolünü sorgulanma engel değil.
Aile fertlerinin faaliyetleriyle ilgili olan sorumluluğun ötesinde, Süleyman Demirel'in, uzun hükümranlığı boyunca, pek çok olayda, yolsuzluk yapan veya hakkında yolsuzluk yaptığı iddia edilen çeşitli üst düzey isimleri korumuş olmasının devlete yüklediği mali külfeti ölçmek o kadar kolay değil.
Bunların arasında Ceylan Holding'in devletten bir alacağının takip edilmesine dair yazdığı nottan tutun, Melih Gökçek'i bir yolsuzlukla ilgili alıkonulduğu nezaretten kurtarmasına, öğretmenlere yönelik konut yapmak üzere Ömerli Havzası'ndaki imar izinsiz arazinin alınıp satılmasını içeren İLKSAN yolsuzluğundan (meşhur "Verdimse ben verdim" lafını burada etmişti) Kızılay'ın şaibeli müdürünü kanatları altına almasına kadar pek çok olay yer alıyor.
Üstelik Türkiye, bir taraftan bu maliyetin bedelini içinde bulunduğu ekonomik krizle çekerken, diğer taraftan esas yarayı zedelenen devlet adamı ve politikacı saygınlığından dolayı manevi yönde alıyor.


MURAT KIŞLALI
Bu yazıya ;

Yorum Ekle

ANA SAYFA
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Ekm 07, 2005 7:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ANA SAYFA



Yahya Demirel'den 'Balina' ve 'Paraşüt' operasyonlarına...

ÜÇÜNCÜ KUŞAK HAYALİ İHRACAT
Epeydir unuttuğumuz hayali ihracat, nasıl oldu da birdenbire yeniden hortlayıverdi? Peki 'hortlayan' hayali ihracat Özal dönemindekiyle aynı mı? Hem modern, hem arkaik hem futuristik öğeleri aynı anda taşıyabilen bu yeni hayali ihracata post modern denmez de ne denir?
Neler oluyor diye itişe kakışa soruyordu muhabirler, kameramanlar; neler oluyor? Sorunun muhatabı İçişleri Bakanı Sadettin Tantan "Arşivlerinize bakın" demiş, kimse bir şey anlamamıştı. Bu kez cevabı daha da gizemliydi: "Arşivlerinize değil, havaya bakın göreceksiniz!" Haberciler, 'herhalde dalga geçiyor' diye düşünürken olay anlaşıldı. Gaziantep menşeli ama tüm Türkiye'ye yayılmış bir hayali ihracat bombası patlatılmış ve bu operasyona 'Paraşüt operasyonu' adı verilmişti. Tantan'ın havaya bakın derken ne kastettiği ortaya çıkmıştı. Kendi halinde Gaziantepli bir işadamıyken birkaç senede Altınbaş Holding'i kuran Yasin Altınbaş, 'iyi' ilişkiler kurmuş, son derece hızlı büyümüş ve bu büyüme nedense pek dikkati çekmemişti. Paraşüt operasyonuyla birlikte Altınbaş'ın, üst düzey yerel yetkililerden yararlanarak yaptığı 'iş'ler de bir bir ortaya dökülüverdi. Bunlardan biri, yabancı bankalarda hesap açarak (daha ilk tespitte 20 milyon dolar olarak saptanmıştı) kara para aklamaktı. Serbest bölgeden ülkeye muz kaçakçılığı ve sayısız paravan şirketle büyük miktarda naylon fatura düzenleyerek hayali ihracat yolu ile KDV iadesi almak da bu işlerdendi. Gazeteler olayı 28 Mayıs tarihinde "Türkiye'nin en büyük gümrük soygunu" diye veriyordu.
Daha bu soruşturma sürerken Ağustos başında bir başka olay İzmir'de patlak verdi. Bu kez operasyonun 'kod adı' Balina idi. 22 milyon dolarlık hayali ihracat, 35 trilyonluk naylon fatura, ilk gelen bilgilerdi ve gözaltına alınanların sayısı 20'yi bulmuştu.
Bu iki hayali ihracat vurgunundaki bazı benzerlikler dikkat çekiciydi. Metotların benzerliğinin dışında, biri doğuda, diğeri batıda ortaya çıkmasına rağmen ikisinde de hem İzmir, hem Gaziantep, hem de başka vilayetlerde işlem yapılmıştı. Bir başka benzerlik de, -bugüne kadar pek az görülen bir şekilde- kritik yerlerdeki bürokratlarla olan ilişkilerin hiç değilse bir kısmının ortaya çıkmış olmasıydı.
'Balina'cı Mehmet Niyazioğlu İzmir Otogarını işletiyordu:
Hakiki Koç otobüs işletmesinin de sahibiydi. Büyükşehir Belediyesinin malı olan otogarı ipotek edip bankalardan kredi almıştı. Eski İzmir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'ya göre bu işlem 'normal'di. Balina operasyonu çerçevesinde Türkiye'de ilk defa bir eski defterdar, eski İzmir defterdarı Galip-Halıcı da tutuklandı. Ne tesadüf ki, Halıcı Özfatura'nın ilk başkanlık döneminde (1989'a kadar) İzmir Büyükşehir Belediyesinin genel sekreteriydi. Ama Özfatura 'Halıcı'nın namusuna kefil' olduğunu belirtiyordu.
Operasyonda tutuklananlardan biri de eski bir Sayıştay denetçisi idi. (İnsanın aklına son Sayıştay yangını geliyor ister istemez!..) Bu kadar da değil; Gelirler Genel Müdürlüğü uzmanı, yeminli mali müşavirler ve bir de emekli vergi hakimi tutuklanmıştı.
Paraşüt operasyonu da bürokraside az deprem yaratmadı. İlk ağızda tutuklanan 30 kişi arasında Kilis Jandarma Alay Komutanı bile vardı. Kabak biraz da Gümrük Müsteşarı Ramazan Uludağ'ın başına patladı; Uludağ Yüksek Denetleme Kurulu'na atandı. Bu terfi 'görevden alma gibi' diye yorumlandı. Skandal patladığında tuhaf demeçleri ve para aldığını kabul etmesiyle şimşekleri üstüne çeken Kilis Valisi Güner Özmen de merkeze alındı.
Bu olayların hemen ardından Bursa'da patlayan 'Kartal operasyonu'yla, MTGS firmasının Türkiye genelinde kurduğu 20 paravan şirketle ve yine naylon fatura yoluyla devletten 40 trilyon lira 'hortumladığının' ortaya çıkması hak ettiği ilgiyi bulamadı.
Paraşüt operasyonunda Yasin Altınbaş'ın serbest bölgeye getirdiği 400 bin ton muzu yurda sokup satmış olduğu anlaşıldı. Balina operasyonunda ilk defa bir deftardar, eski İzmir Defterdarı Galip Halıcı tutuklandı (yanda)...

NE OLDU BÖYLE BİRDENBİRE?
Biz aslında hayali ihracatı unutmuştuk. Senelerdir bu terimi ancak 1980'lerde, Özal dönemindeki kimi olayları hatırlatmak için kullanılıyorduk. Sanki artık olmayan, geçmişte kalmış bir şeydi. Nasıl böyle birdenbire yeniden 'hortlayıvermişti'? Peki hortlayan hayali ihracat, aynı hayali ihracat mıydı?
Aslında bu ilişkiler hem birdenbire denilebilecek kadar hızlı, hem de etki ve sebepleri görülebilecek kadar yavaş ortaya çıkmış; hem eski hayali ihracatla aynı özellik ve yöntemlerin bir kısmını taşıyan, hem de çok yeni özellikleri bulunan bir 'fenomen'di. Yani her iki sorunun cevabı hem 'evet' hem 'hayır'dı. Öyleyse bu yeni tür hayali ihracata 'post modern hayali ihracat' demek yanlış olmazdı. Son 35 yıllık modernite, ekonomi literatürüne hayali ihracat terimini sokmuştu. Şimdi G.S. (Globalleşme Sonrası) 10 yılda hem modern, hem arkaik, hem futuristik öğeleri aynı anda taşıyabilen bu yeni hayali ihracata post modern denmez de ne denirdi?
Bu olayların patlak vermesinden yaklaşık bir sene önce İstanbul Gümrük Muhafaza Baş Müdürlüğü 'Hayali İhracat Nedir, Ne Değildir?' başlıklı bir rapor yayınlayarak konuyu gündeme getiriyordu. Ne yazık ki bu rapor çok az kişinin ilgisini çekti.
Aynı dönemlerde Maliye Bakanı Baş Hesap Uzmanı Mustafa Dağüstü, 'Vergi Dünyası' adlı yayında hayali ihracata dikkat çekti ve mekanizmalarını anlattı. Yine pek tepki yoktu. 1999'un Mayısında konuya dikkat çeken bir başkası da Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Hasan Çelebioğlu'ydu: "Bu kez hayali ihracat kara para aklamak için yapılıyor. Hem paralarını aklıyorlar hem de üstüne KDV iadesi alıyorlar."
Evet; post modern hayali ihracatın ayırıcı özelliği, eskisinde bazen görülen ve daha çok yan etki gibi kalan kara para aklama yönünün bu kez baş motif konumuna yükselmiş olmasıydı.
Eski hayali ihracatın özü, birçok malda yüzde 24'lere çıkan vergi iadelerini almaktı. O zamanlar yüzde 10'lar civarında olan KDV işin cazip tarafı değildi. Olsa olsa fazladan bir ikramiyeydi, daha küçük DFİF gibi fonlar türünden. Çünkü o yıllarda verilen vergi iadesi aslında 'vergi iadesi' değildi. Açıktan ve peşin verilen bir paraydı. Kimsenin tahakkuk etmiş bir vergisi filan iade edilmiyordu.
Sonraları, daha çok da yabancıların baskısı sonucu aşırı ihracat teşvikleri ve bu arada 'vergi iadeleri' de giderek azaltıldı ve sıfırlandı. Fakat KDV iadesi kaldı. Ardından dövizi üç ay içinde getirme şartı kaldırıldı. KDV iadesi denetimi yeminli mali müşavirlere bırakılarak bir anlamda 'özelleştirildi'. Ama asıl, ülkede doğru dürüst vergi toplayamayan devlet adaletsiz bir vergi biçimi olan KDV'ye, sırf toplanması kolay diye yüklendikçe yüklendi. KDV oranlan yüzde 17'lere, bazı ürünlerde yüzde 23'lere çıktı. Eh artık hayali ihracat operasyonları maliyeti kurtarıyordu. Hele belgeyi gösterip parayı peşin alırken dövizi getirip getirmediğiniz aylar sonra ortaya çıkıyorsa. Artık buna 'suça teşvik' denmez de ne denirdi?
İşin kara para yönüne gelince... Eskiden Türkiye'de kara paraya karşı hiçbir önlem alınmadığı gibi kara paranın ülkeye girmesi de teşvik ediliyordu. Hatta ülkenin başbakanları taa İsviçre'ye gidip kara paracıları davet etmemişler miydi?
Ama şimdi durum farklıydı. Türkiye Batının baskısıyla 1996'da 4208 sayılı yasayı çıkarmış ve kara para ile mücadele edeceğini taahhüt etmişti.
Türkiye'deki kimi tahminlere göre 5-6 milyar dolar tutarındaki uyuşturucu parası artık o kadar kolay legalleşemiyordu. Türk mafyası da Batılı meslektaşları gibi para aklama işini ciddiye almaya başladı.
Önce turizm, sonra borsayı denedi. Yetmedi. Oysa hazırda eski bildik işi, hayali ihracat duruyordu. Üstelik hem eskisi kadar dikkat çekmiyor hem de şartlan eskisine göre daha da olgunlaşıyordu. Bir zamanlar ancak bazen kullanılan naylon fatura ve sahte evrak yöntemi şimdi asli yöntem olmuştu. Bu yöntem devleti sadece KDV zararına uğratmıyor, yüzde 40'lara varan kurumlar vergisi zararına da sebep oluyordu. Sonra...
Sonrası kara paracılar öyle bir hırsla saldırdı ki, ihracatın düştüğünü herkesin gördüğü yıllarda bile, kaydî ihracat artarken aşırı iadeler sonucu vergi gelirleri azalınca acelelerinin cezasını operasyonlarla çekmeye başladılar.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Son hayali ihracat operasyonları ekonomi dünyasını tıpkı 17 Ağustos depremi gibi etkiledi. Tıpkı 17 Ağustos gibi önceden yapılan uyarılara kulak asmadık, gazetelerin kısa haberler köşesinde ancak yer buldular. Sonra ani ve abartılı bir korku ve hayret. Ardından herkesin birbiriyle kakafonik tartışması; en zıt görüşlerin bir arada savunulması.

Şimdi bir tedbirler manzumesi alınacak. Ama ne tür tedbirler? Emniyetçiler yeminli mali müşavir mevzuatının değiştirilmesi ve ihracata getirilen kolaylıklara biraz çekidüzen verilmesinden yana. Suçlanan yeminli mali müşavirler mesleğinin sözcüsü İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Feyzullah Topçu "Mevzuat yolsuzluğu teşvik ediyor; KDV geri ödeme oranı çok yüksek" diyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Ekm 07, 2005 8:46 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

silindi
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Ekm 07, 2005 8:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Dokunulmaz1

Vekil Bölünmez hakkında 'akaryakıt kaçakçılığı' raporu

2001'de akaryakıt kaçakçılığı nedeniyle tutuklanan ancak milletvekili olunca 'dokunulmazlık' kazanan Mardin Bağımsız Milletvekili Süleyman Bölünmez'in yine kaçakçılık yaptığına ilişkin rapor hazırlandı

Nedim Şener

2001 yılında, 100 trilyon liralık akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili yapılan Fırtına Operasyonu'nda tutuklanarak 7 ay hapis yatan ve ardından 3 Kasım 2002 seçimlerinde Mardin'den bağımsız milletvekili seçilince dokunulmazlık kazanarak yargılaması durdurulan Süleyman Bölünmez hakkında, parlamenter olduktan sonra da akaryakıt kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla rapor hazırlandı.
Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu'nun Bölünmez Petrolcülük AŞ hakkındaki raporuna göre milletvekili Süleyman Bölünmez'in adının karıştığı son kaçakçılık olayında, daha önce rastlanmamış bir yöntem izlendi. 3 Mart 2004 tarihli rapora göre olay şöyle gelişti:
İzmir Aliağa Tüpraş'tan bin 690 ton motorin, gümrüğü ödenmiş (millileşmiş) olarak 30 Ağustos 2003'te Bölünmez Petrolcülük adına alındı. Yakıtın 515 tonu Antalya'da, Bölünmez Petrol'e ait Moil depolarına konuldu. Kalan bin 174 ton yakıtın da Mersin'deki depolara konulacağı bilgisi verildi. Bu arada şirketin Tüpraş'tan aldığı yakıtı başka bir yere boşaltacağı, yerine Mersin'deki depolarına, uluslararası sulardaki bir gemiden aldığı kaçak akaryakıtı boşaltacağı ihbarı geldi.
Bunun üzerine yakıtı taşıyan ve 3 Eylül 2003 günü saat 18.00'de Mersin'e ulaşması gereken Silver S adlı gemi beklenmeye başlandı. Geminin gecikmesi üzerine saat 20.00'de bir ekip kurularak aramaya geçildi. Ancak gece yarısını kadar süren tüm aramalarda gemi bulunamadı. Silver S ertesi gün, Mersin Limanı'na giriş yaptı. Yapılan soruşturmada kaptan, geminin dümeninin kilitlendiğini ve tehlike yaratmamak için de açığa çıktığını belirtirken, yükü de tanklara boşaltıldı.
Bunun üzerine geminin depolarındaki yakıttan numune alan gümrük yetkilileri, Tüpraş'a, Bölünmez Petrol şirketine satılan motorin ile numunelerin birbirini tutup tutmadığını sordu. Tüpraş, Ataş rafinerisinde yaptırdığı analiz sonucunda yetkililere sattığı mal ile numunelerin birbirini tutmadığını bildirdi.

Yeni bir tür kaçakçılık
Gümrük müfettişleri hazırladıkları raporda, doğrudan kaçak yakıt sokma şeklindeki alışılmış yöntemin aksine, olayda, 'gümrüğü ödenerek millileştirilmiş yakıtın yerine uluslararası sularda bir başka gemiden alınan kaçak yakıtın sokulması' yönteminin izlendiğini belirttiler.
Raporda, Tüpraş'tan 1 milyon 300 bin liraya alınan motorinin kaçak olarak fiyatının 300 bin lira olduğu belirtilen raporda, Bölünmez Petrolcülük şirketinin yaptığı bin 174 ton motorin kaçakçılığından dolayı verdiği zararın 1 trilyon 125 milyar lira olduğu belirtildi.
Soruşturma sırasında, yapılan tahlillerle ilgili şirketin görüşünü bildiren ve o dönemde Bölünmez Petrol'ün genel müdürü olan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun kardeşi Nur Aksu, Ataş'ın Tüpraş'a rakip bir rafineri olduğunu ve raporu hatalı düzenlediğini iddia etti.

Seçilmezse yargılanacak
Bölünmez Petrolcülük'ün sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez ile Silver S gemisi birinci kaptanı Caner Antmen ve ikinci kaptan Arif Tufan hakkında toplu kaçakçılık ve evrakta sahtecilik suçu nedeniyle takibat istenen raporda, Bölünmez'in milletvekilliğine atıfta bulunularak konunun savcılıkça değerlendirilmesi istendi.
Bir dönem Mardinspor başkanlığı da yapmış olan ve Fırtına Operasyonu nedeniyle yargılanma aşamasındayken 3 Kasım 2002 seçimlerinde 18 bin oyla bağımsız milletvekili seçilen Bölünmez, gelecek seçimlerde milletvekili olamaması durumunda iki kaçakçılık olayından birden yargılanacak.

Dokunulmazlıklarda son söz AİHM'nin

AİHM uzmanı Avukat Orhan Kemal Cengiz, dokunulmazlığının kaldırılmasının dönem sonuna ertelenmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın başvurusunun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca "doğrudan mağduriyet söz konusu olmadığından" reddedileceğini söyledi. Cengiz, "Çiğnenen bir sözleşme maddesi yok. AİHM, yargılamalarında sonuca bakmaz. Yargılama sırasındaki usul işlemlerine bakar. Sonuca baksaydı, Abdullah Öcalan davasındaki kararını vermezdi" dedi. Cengiz, AİHM'nin ancak bir milletvekiline karşı dava açan kişinin başvurusu nedeniyle dokunulmazlıkları ele alabileceğini kaydetti. Bazı uzmanlarsa AB'nin dokunulmazlıkların sınırlandırılması için Türkiye'ye geçmişte tavsiye kararı verdiğini anımsattı. AİHM'nin düşük bir olasılıkla, "adil yargılanma" hakkını göz önünde bulundurarak, Türkiye'yi tavsiye kararı doğrultusunda mahkum edebileceğini kaydeden uzmanlar, bu durumda, hükümetin dokunulmazlıklar konusunda köşeye sıkışabileceğini söyledi




{Info on A-Infos}

(tr) Eski Vurguncu, Şimdi Milletvekili
From worker <a-infos-tr@ainfos.ca>
Date Fri, 15 Nov 2002 23:51:13 +0200


--------------------------------------------------------------------------------

________________________________________________
A - I N F O S H A B E R S E R V İ S İ
http://www.ainfos.ca/
http://ainfos.ca/index24.html
________________________________________________

ESKİ VURGUNCU, ŞİMDİ MİLLETVEKİLİ...

Bu sayfada Jet Fadıl'ın kirli icraatını gözler önüne serdiğim için, Mardin
ellerinden kendini Cengiz Bıçak, diye tanıtan bir zat bana şöyle bir mail
yazmış, yazım hatalarını düzelttikten sonra özet olarak aktarıyorum: "Kenan
Bey, siz gazeteci misiniz bilmem ama, Siirt halkının hür iradesine saygı
duymayan bir gazeteciden, ben bir Mardinli olarak, şüphe duyarım. O kadar da
terbiyesizlik, o kadar başıboşluk, o kadar da ş....zlik olmaz Yahu
ayıptır... Alçaklıktır... N....ktur.. Güneydoğu'da 30 milyon vatandaşa umut
olmuş bir işadamını bu kadar lekelemeniz ayıptır... " Bundan önce yazdığım
yazıda, Siirtli Fadıl'ı seçenlere saygı duymadığımı yazmıştım. Mardinli
Fadıl'ı seçenlere de saygı duymayacağımı yazıyordum ki, kendisi de Siirt'te
Fadıl'ı seçenlerden farklı olmayan, bu zatın mailini aldım.

O da Fadıl gibi eskiden vurguncuydu ama şimdi "şerefli" bir milletvekili. O
da tıpkı Jet Fadıl gibi bağımsız milletvekili olarak Meclis'e girdi.
Meslektaşı Jet Fadıl gibi büyük vurgunlara imza atmış biri ve yine Jet Fadıl
gibi "Milletimizin" oylarıyla seçildi, kendisini seçenleri Meclis'te temsil
edecek... Yaptıkları vurgunlarla ünlenen, 3 Kasım'da da vekil seçilen bu
insanları kim neden seçti, bu vekiller Meclis'te kimi temsil edecek? Asıl
işleri vurgunculuk olan bu kişiler, boş vaatlerle kandırdıkları zavallıları
mı, yoksa vurguncuları mı temsil edecekler? Yüce Meclis'in çatısı altında
buna izin verilecek mi?

Karanlık ve kirli siciliyle Jet Fadıl'la harika bir ikili oluşturacak bu
vekilin adı Süleyman Bölünmez; Mardin'den bağımsız milletvekili seçildi.
Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı zamanında, Tantan'ın yürüttüğü seri
operasyonlardan "Fırtına Operasyonu"nun baş kahramanı olan Süleyman
Bölünmez'in vergi dairelerine toplam 21 trilyon lira vergi borcu bulunuyor.

100 trilyonluk akaryakıt kaçakçılığından 7 ay hapis yatan ve tutuksuz
yargılandığı davadan 15 yıl hapsi istenen Bölünmez, 100 trilyonluk akaryakıt
kaçakçılığı operasyonunun 1 numaralı sanığı... Ayrıca insan kaçakaçılığı
yapmakla da suçlanan Bölünmez'in şirketinde yapılan aramada, yabancı
bayraklı gemilerin adları ve insan kaçakçılığında sahte belge düzenlemekte
kullanılan 23 adet sahte kaşe bulunuyor. İşte bu Bölünmez, 3 Kasım'da
Mardin'den bağımsız milletvekili seçildi. Bölünmez'di ama şimdi 'dokunulmaz'
oldu.


"Fırtına Operasynu" sonucu tutuklanan Süleyman Bölünmez, kaldığı Antalya
Cezaevi'nde ziyaret günleri dışında sevgilisi Zehra Olgun ile görüşebilmek
için, cezaevi müdürüne 5 bin dolar rüşvet veriyor ve bu nedenle, cezaevi
müdürü görevinden alınıp ve tutuklanıyor. Antalya Cezaevi eski müdürü şimdi
"rüşvet ve irtikap" suçlarından 10 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Rüşveti
veren Bölünmez ise, Meclis'te ve "dokunulmaz"...

Tahliye olduktan sonra yeniden işinin başına dönen Bölünmez Petrol'ün sahibi
Süleyman Bölünmez, erken seçimlerin gündeme gelmesiyle memleketi Mardin'den
bağımsız aday olup seçim için büyük paralar harcayan, Fırtına Operasyonu'nun
bir numaralı sanığı Süleyman Bölünmez, milletvekili seçilebilmek için oyları
para karşılığı satın alıyor. Bölünmez'in özellikle kırsal kesimde her bir oy
için 250 milyon lira para saydığı iddia ediliyor... Şimdi buna "Milletin hür
iradesi" diyorlar.... Ne irade ama... Adam köylere gidip oy satın alıyor,
100 trilyon lira devleti dolandırmış, para gani... "Siirt halkının hür
iradesine saygı duymayana, ben bir Mardinli olarak, sizin gazeticiliğinizden
ve internet haberciliğinizden şüphe duyarım" diyen zavallı vatandaş, sizin
"milletin iradesi" ya da "hür irade" dediğiniz bir vurguncunun talanı değil
mi? Bugüne kadar çeşitli vurgun ve talanlarla ülkeyi soyup soğana
çevirenlerin, ülkeyi gırtlağına kadar borç batağına sürükleyip, 3 Kasım'da
sandığa gömülenlerin, hergün biraz daha yoksullaştırdıkları insanlardan para
karşılığı oy almak nasıl bir "hür irade"? Aşiret beylerinin talan üzerine
kurdukları saltanat şimdi milletin hür iradesi mi oldu? Devleti talan
edenlerin, milleti soyanların milletvekili seçilmeleri "terbiyesizlik",
"başıboşluk" olmuyor da, biz, dönen dolapları yazınca mı "ayıp" oluyor?
Namus cinayetleri, aşiret terörü, uyuşturucu ve silah kaçakçılığını
"Koruculuk"la örten, "Ben burada ağacı aday göstersem, ağaç bile mebus
seçilir" diye övünen aşiret beylerinin çağdışı anlayışını, şimdi "Milletin
hür iradesi" olarak lanse etmeye çalışanlar... Siz saygının ne olduğunu
bilir misiniz?

e-mail: kenan@showtvnet.com
http://www.showtvnet.com/haber/yazar/kenanmendekli


*******
*******
****** A-Infos Haber Servisi ******
Anarşistlerle ilgili ve anarşistleri ilgilendiren haberler
******
TALİMATLAR: lists@ainfos.ca
YANITLAR: a-infos-d@ainfos.ca
YARDIM: a-infos-org@ainfos.ca
WWW: http://www.ainfos.ca/
BİLGİ: http://www.ainfos.ca/org

-A-infos'tan tek dilde ileti almak için lists@ainfos.ca'ya aşağıdaki mesajı gönderin:
unsubscribe a-infos
subscribe a-infos-X
X = en, ca, de, fr, it, pt, vb. (yani, dil kodudur)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1